-3-

384 35 8
                                    


Koltukta otururken onu izlediğim süre boyunca ona bakarken bir yandan son günlerde olanlar aklıma gelip içimi tarifsiz bir hüzünle kaplarken diğer yandan geçip oturmamak içinse kendimi zor tutuyordum...

Aşk gururunuzu hiçe saydırabilecek en güçlü şeylerden biriydi belki de, başkasıyla evlenecekti ve ben bunu bile bile onun yanında olmaktan gocunamıyordum. Kendime acımam gerekirdi, biliyorum ki benim durumumda olan bir arkadaşım  olsa ona ya duygularını söyle ya da vazgeç derdim. Hem de hiç düşünmeden... Ama insan kendisine gelince o kadar gözü kara olamıyordu! 

Arjin de bana bakmaya devam ederken bende hemen yelkenleri suya indirmeyip hesap sormaya karar vermiştim.

"Hayırdır? Sen böyle gelir miydin? " derken elim belimde sinirli olmaya çalışırken bana bakışları bu durumu daha da zorlaştırıyordu. 

"Niye gelemez miyim?" derken bal gibi de gelebildiğinin farkındaydı ama ona olan yumuşak tarafımı kullanmayı hep iyi biliyordu zaten...

Ben direncimin son kırıntılarını da kullanarak ona bakmaya devam ederken koltukta biraz daha yana kamış battaniyenin bir ucu açık beni beklemeye devam ediyordu.

"Hadi ama üşüdüm, gel de izleyelim artık. Ne izliyoruz?" 

"Ben izleyecektim, Notebook. Sen sevmezsin ki romantik filmler."  derken yaptığım hatanın farkına varmıştım. Canım sıkkın olduğu zamanlarda beni üzen filmler izleyip hem filme hem de canımı sıkan olaya ağladığımı benim kadar iyi biliyordu...

Bu durumu fark etmemesi için dua ederken koşar adım geçip koltuğa yerleşmiştim. Kumandayı elime alarak konuyu dağıtmak adına sorumu yönelttim. 

"Hadi sen söyle ne izlemek istersin? " derken bir yandan da izleyebileceğimiz filmleri gösteriyordum. 

"Kurtulamazsınız Lavin hanım, Notebook izleyecek kadar neye sıkıldın anlat bakalım?"

"Bir şeye sıkılmam mı gerekiyor illa ya? İzlemek istedim o kadar." diyorken bile bütün hücrelerim 'senin yüzünden' diye bağırmak istiyordu. Unutmam ya da görmezden gelmem imkansızdı ve bu konuda kimsenin bana yardımcı olabildiği söylenemezdi...

"Öyle olsun, nasılsa öğreneceğim. Bu gece buradayım artık." derken kendinden emin tavrıyla söyledikten sonra yeni bir film seçmeye koyulmuştu. 

O bunları yaparken ben bir yandan ağzımı aramaya çalışacağı telaşında, bir yandan da 'bu gece buradayım' derken ne demek istediği konusundaydım. Çünkü ben ondan kaçmak için ailemi bırakıp buraya taşınmıştım ve zırt pırt Arjin'i buraya davet etmezdim. O da her ne kadar burada yalnız yaşıyor olmamdan pek hoşlanmasa da sık sık gelmezdi. Bu günlerde beni her seferinde kendisine daha da aşık edecek şeyler yaparken bir yandan da en çok üzen şeyleri yaptığının farkında değildi...

Filmi başlattığımızdan beri neredeyse yirmi dakikayı geçiyordu ve bana sorsanız beş dakikasında bile neler olduğunu anlatamazdım. Kafam o kadar doluydu ki... Bir yandan da olabildiğince Arjin'den uzak oturmaya çalışıyordum ki bu iyice kasılmama sebep oluyordu. Önceden olsa rahatımıza bakarak film izler hatta filmin çoğunda kritik yapardık. Bende safça hayallere dalarak hayatımızın sonuna kadar böyle olabileceğimizi sanırdım. Ama öyle olmuyordu ve bunu daha geçen  gün bana başka bir kızla evlenmek istediğini söylediğinde acı bir şekilde anlamıştım...

Tüm bunların yanında yüzümü ona döndüğümde tüm dikkatini filme vermiş olması yüzüme yayılan gülümsemenin sebebi olmuştu. Bütün hayatım, çocukluğum, her şeyimdi... Ve tam da o anda elimi uzatıp o huylandığım sakallı yüzünü sevemeyecek olmam da imkansızlığın ta kendisi.

Liman Meyhanesi -askıda-जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें