-1-

659 38 8
                                    


Her zamanki hayatımda her zamanki gibi bir gün olduğu kanaatindeydim arayıp buluşmak istediğini söylediğinde genelde olduğu gibi oturup sohbet edeceğimizi sandığım için de Liman Meyhanesi'nde görüşmeyi önermiştim.

 Her zaman geldiğimiz gibi  Liman Meyhanesi'nde oturmuş dertleşiyorduk.Yarın işlerimiz olduğu için iki kadehcik diye başladığımız rakı serüveni hiç de iki kadehte kalmamıştı elbette!

Anlattığı birkaç komik olaydan sonra, Arjin birden ciddileşerek söze başlamaya çalıştığını belli edercesine bir iki kez hafifçe öksürdü. Biz bir aradayken Arjin pek ciddi olmazdı...Bende öyle. Bu ciddiyet bir şeyler söylemek istediğini apaçık belli ediyordu. Hem de önemli bir şeyler! Çünkü ben üçüncüden sonra içtiğimiz dubleleri saymayı bırakmıştım...

"Ben evlenmeye karar verdim!"

Bunu anlamam, rakıların da etkisiyle, en az bir dakikamı almıştı. Bir dakika dolduğunda ise anlamak istemediğime kanaat getirmiştim.

"Kimle?" diye sorabileceğim en saçma soruyu yöneltmiştim.

Arjin'in hep flörtleri olurdu, en fazla bir ay görürdünüz yanında bir kızı. Bu duruma alışmıştım. Ve kabullenmiş, biliyorum; birini severken onun yanınızda her ay başka bir kızla birlikte olması çok rahatsız ediciydi. Ama alışmıştım Bu yüzden son dört aydır Güliz ile birlikte olduğu gerçeğini hep göz ardı etmiş ve kendi kendime bunun hiç sorun olmayacağını söylemiştim.

Yirmi yıldır bana karşı hiçbir şey hissetmeyen bir adamın yirmi yıl sonra bana aşık olmasını zaten beklemiyordum ama karşıma geçip başka biriyle evleneceğinin haberini bana vermesi...

"Gülizle tabiki!" dediğinde safça sorduğum soruma yine de cevap verişi beni gülümsetmişti.

Gerçekten aşık nasıl bakılırdı tam emin olamasam da gözlerinin parıldaması canımı yakıyordu. Ondan bahsederken mutluydu, aşıktı.

Bense en yakın arkadaşıma aşık olmuştum, yalnız ve kimsesiz ölecektim. Evlenmeye karar verdiğine göre buna kendimi alıştırmam gerekirdi. Duygularımı itiraf etmeyi zaten hayal dahi edememişken bunca yıl, evlenmeye karar vermesinin ardından itiraf edebilmem de imkansızdı artık benim için.

"Bu kadar ciddi olduğunu hiç düşünmemiştim." dedim kendime engel olamayarak.

Bu kadar içkiliyken bana bunu ne diye söylüyordu ki!

"Bilmem, bende düşünmemiştim aslında." dedi yine soruma dürüstçe yanıt vererek.

Bana karşı bu gece dürüst olması lüzumsuzdu. İçmiş olmanın verdiği rahatlıkla çenemi tutamamaktan korkuyordum. Oysa daha önce defalarca ve daha fazla miktarda içmiştik birlikte. Belki kendimi kandırıyordum belki de bu evlilik fikri gerçekten sınırlarımı zorlar nitelikteydi.

Dışarıdan nasıl göründüğümü bilmiyordum ama konuşacak hâlde olduğumu da pek sanmıyordum. Arjin'in ellerini ceketinin cebine attığını fark ettiğimde ise bunun daha fazla klişe bir film sahnesine dönüşmemesi için dua ettim çünkü Güliz'e aldığı yüzüğün nasıl olduğunu sorarsa kahkahalarla acınası halime güleceğimden emindim.

Neyse ki ceketinin cebinden çıkan yüzük kutusu değil de telefonuydu. Saatlerdir oturduğumuzu düşünecek olursak Arjin'e onlarca mesaj gelmiş olması da kaçınılamaz bir gerçekti.

Birkaç dakika boyunca telefonuyla ilgilenirken o bende bardakta kalan rakımı tek hamlede bitirmiştim. Duyduklarımı da hislerimi de unutmak istiyordum o anda... Mümkün olmasa da.

"Hop hop, yavaş git. Bu arada bir şey söylemedin gözümden kaçmadı."

Hah, her zaman yaptığını yapıyordu. Başka şeylerle meşgul olsa da beni göz hapsinden çıkarmadığının kanıtıydı tek seferde içişimi görmüş olması...Ne önemsiz detaylardı şimdi bakınca, benim istediğim türde bir ilgi değildi ki gösterdiği...

Liman Meyhanesi -askıda-Where stories live. Discover now