Bölüm 36 (FİNAL)

Start from the beginning
                                    

''Ne aslında Öykü?'' dedi Çağan kaşlarını çatarak. Öykü sıkıntıyla nefes alıp babasına baktı.

''Söyleyeceğim de bayılırsın diye korkuyorum.'' Çağan kaşlarını çattı ve kısa bir an bana baktı. Gülmemeye çalışırken ona baktım ve omuzlarımı silktim.

''Öykü!'' dedi Çağan daha fazla sabredemeyerek. Öykü bir kez daha derin bir nefes aldı ve birden söyledi.

''Benim de bir erkek arkadaşım var babacığım!''

Ortamdaki sessizlik elle tutulur bir hal aldığında bakışlarımı Çağan'a çevirdim. Yüzündeki ifade o kadar komikti ki bir an için kendimi tutamadım ve gülmeye başladım. Gözleri kocaman açılmış az önce duyduğu cümleyi anlamaya çalışıyor, dudakları bir şey söylemek için açılsa da geri kapanıyordu. Birkaç adım geriye gidip başını önüne doğru eğdi ve kısa bir süre hareket etmeden durdu. Üçümüz de merakla ona bakarken bir an sonra omuzlarını düşürdü ve derin bir nefes aldı.

''Çağan, iyi misin ömrüm?'' dedim iyi olup olmadığını gerçekten merak ederek. Başını yukarıya kaldırdı ve üçümüze de sırayla baktı. Bakışları bende durduğunda tek kaşını kaldırdı.

''Sen biliyordun değil mi Bahar'ım?'' dedi ciddi bir sesle ve gözlerimin içine diktiği bakışlarıyla uzun uzun bana baktı. Başımı sallayıp onayladığımda derin bir nefes aldı. Onun bu hali beni güldürürken kızlara kısa bir bakış atıp söylenerek dışarıya doğru yürümeye başladı.

''Üç tane Brütüs'le aynı evde yaşadığıma inanamıyorum!''

.....&&&&&&.....

Oturduğum koltukta arkama yaslandığımda bakışlarım karşımdaki denize daldı. Yıllar o kadar çabuk geçmişti ki şimdi geriye dönüp baktığımda ne kadar çok anı biriktirdiğimizi görebiliyordum.

Aklımızın bir köşesinde yer tutan kötü anılarımız olsa da onların üstünü çok daha güzel anılarla örtmeyi başarmıştık. O anılar, birbirimize duyduğumuz sevginin daha da sağlamlaşmasını sağlayan düğümler olmuşlardı belki de.

Aradan geçen yirmi beş yıl boyunca Bahar'ıma duyduğum sevgi bir an olsun azalmamış, kalbim her atışında onun aşkına tutunmuştu. Bahar'ımla sürekli atışsak da birbirimizi hiç kırmamıştık geçen bunca zamanda. Kocaman bir ailem, tüm kalbimle aşık olduğum bir eşim ve canımdan çok sevdiğim üç evladım vardı ve bu yüzden de dünyanın en şanslı, en zengin adamıydım ben.

Belki de bir baba için en zoru çocuklarının büyüdüğü kabul etmekti. Gözümün önünde her geçen gün biraz daha büyürlerken zamanın ne kadar hızlı akıp gittiğini daha iyi hissediyordum. Onların başka birine sevgiyle baktığını görmek zor olsa da onların gözlerindeki ışık daha da mutlu ediyordu beni. Tek dileğim kalplerinin kırılmamasıydı. Gözlerindeki mutluluk hiç sönmesin istiyordum.

Omuzlarıma bırakılan battaniyeyle bakışlarımı arkama çevirdiğimde Bahar'ımın yanağıma dokunan dudaklarını hissettim ve gözlerim istemsizce kapandı. Bahar'ım yanıma oturduğunda kollarımı ona sarıp saçlarına bir öpücük bıraktım.

''Ne düşünüyorsun öyle uzaklara dalıp?'' Bahar'ım kollarını belime sarıp başını biraz yukarıya kaldırdı ve merakla bana baktı. Derin bir nefes alıp alnına dudaklarımı bastırdım ve kokusunu içime çektim.

''Bizi, çocuklarımızı...'' dedim gülümseyerek. ''Ne kadar çabuk büyüdüler değil mi Bahar'ım?''

Derin bir nefes aldı ve başını göğsüme yasladı. Üzerimdeki battaniyeyi ona biraz daha sardım ve çenemi başının üzerine yasladım.

Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now