Bölüm 10

5.2K 246 204
                                    

Merhaba:) Bu kez fazla bekletmeden bölümle geldim. Umarım güzel bir bölüm olmuştur deyip bölüme geçiyorum:)

Oy ve yorumları unutmayın olur mu? :)

Bölüm 10

Kapıdan sessiz adımlarla çıkan kadının ardından kısa bir süre baktım. Arkamdaki koltuğa çökercesine oturduğumda engel olamadığım bir damla yaş yanağıma düştü. Bakışlarım kapalı kapıya kilitlenip kalırken kalbimde tarif edemediğim bir acı vardı. Onlara karşı öfkeden başka bir duygu yoktu içimde ama kalbimdeki bu acı, soğukta sızlayan bir kesik gibi ruhumu sızlatıyordu.

İnsan, yaşamı boyunca pek çok şeyi bilemiyordu belki ama en kötüsü kim olduğunu bilememesiydi. Kimdim ben? Yirmi dört yıl boyunca onu yaşadığım Bahar mı yoksa hiç tanımadığım başka biri mi? Yanıt alamadığım sorular boğazıma bir kaya yerleştiriyor sonra o kayayı kalbime doğru yavaş yavaş itiyordu. Derin bir nefes almaya çalışıp gözlerimden akan yaşları sildim. Kendimi biraz toparlayabildiğimde ayağa kalktım ve üzerime ince ceketimi giyip çantamı aldım. Yavaş adımlarla Kayra'nın odasına ilerlerken onun bir toplantıda olduğunu hatırlayıp yönümü değiştirdim ve şirketten çıktığıma dair bir mesaj attım.

Adımlarım birbirini takip ederken hafifçe esmeye başlayan bahar rüzgarını içime çektim derince. Düşüncelerim birbirine sarmaşık gibi dolanırken yönümü deniz kenarına çevirdim. Denizin kokusu beni kendisine çekerken adımlarımı yavaşlattım ve yürüdüm. Ayaklarım ağrıyana, düşüncelerim biraz olsun susuncaya kadar yürüdüm. Başımı kaldırıp geldiğim yere baktığımda Çağan'ın yaşlı ağacının önüne geldiğimi fark ettim. Dudaklarıma küçük bir gülümseme yerleşirken ağacın biraz daha yakınına gelip elimi gövdesine uzattım.

Parmaklarıma değen sert kabuklar sanki yıllardır biriktirdiği acıların eseri gibiydi. Yavaşça yere oturup sırtımı ağacın gövdesine yasladım ve gözlerimi kapattım. Derin derin almaya çalıştığım her nefes sanki boğazıma takılıyor, anlatmanın imkansız olduğu bir hale bürünüyordu. Nefesimin önüne yerleşen setler gözyaşlarımın bentlerini ağır ağır yıkıyor, hıçkırıklarıma özgürlük dağıtıyordu.

Almaya çalıştığım nefesler, saniyeler geçtikçe daha da kesikleşiyor ciğerlerim nefessizlikle yanıyordu. Soluklarım gittikçe hızlanırken asi bir damla yaş gözümden düştü boğazımdan kaçan haykırışla birlikle. Bağırdım, nefesim kesilene kadar, boğazım acıyana kadar bağırdım. Ruhumdaki ağırlık biraz olsun hafiflediğinde gözyaşlarım bahar yağmuru gibi yıkadı acıyan ruhumu. İçimdeki zehri dökene kadar bu defa sessizliğimin eşliğinde, o insanlar için son bir kez daha ağladım.

.................&&&&&...............

Babamla olanlardan sonra Bahar'ımın sevgisi o kadar iyi gelmişti ki! Saçlarımı okşayan parmakları sanki kalbimdeki yaralara dokunmuş, hepsini tek tek iyileştirmeye başlamıştı. Sabah birlikte kahvaltı yaptıktan sonra onu işe bırakıp ben de holdinge geçmiştim.

İşten çıktıktan sonra Bahar'ımı almaya iş yerine gittim. Odasının kapısını tıklatıp açtığımda beni karşılayan boş oda kaşlarımın çatılmasına neden oldu. Kapıyı yavaşça kapatıp Kayra'nın odasına gittim. Kapıyı yavaşça çalıp içeriye girdiğimde Kayra bilgisayarından başını kaldırdı ve beni gördüğünde kocaman gülümsedi.

''Çağan! Hoş geldin.'' Oturduğu koltuğundan kalktığında yanına gidip sarıldım ve ben de gülümsedim.

''Hoş buldum. Nasılsın en sevdiğim yengem?'' dedim masanın önündeki koltuklardan birine otururken. Küçük bir kahkaha attı ve o da karşımdaki koltuğa oturdu.

''Bir tane olduğu için en sevdiğin olmam doğal değil mi sence de?'' Arkama yaslanıp gülümsedim ve derin bir nefes aldım.

''Bahar nerede? Odasında yoktu.'' Kayra'nın bakışları ciddileşirken arkasına yaslandı.

Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now