Bölüm 12

4.6K 246 147
                                    

İyi okumalar:)

Bölüm 12

Çağan'ın kapıyı çarpıp çıktığı an ayaklarım beni daha fazla taşıyamadı ve olduğum yere çöküp kaldım. Boğazıma takılan hıçkırıklar değildi nefesimi tıkayan, kalbimin akıttığı yaşlardı. O sözleri nasıl söyleyebilmiştim ona? Nasıl çıkmıştı ağzımdan, lanet olsun!

Gözlerimden akan yaşlar önümü görmemi engellerken kalbim onlarca parçaya ayrılmışçasına acı çekiyordu. Ben Çağan'ı çok kırmıştım. Yüzüme bakmasa da ağzımı açıp tek bir söz bile söylemeye hakkım yoktu. Onu o kadar çok kırmıştım ama O, sevgisinde teselli edip öyle gidiyordu.

Hızla kalktım yerden ve sert bir şekilde gözyaşlarımı sildim. Banyoya gidip soğuk suyu açtım ve yüzüme defalarca çarptım suyu, kendimi boğmak istercesine. Kendime gelmem gerekiyordu.

''İzin vermeyeceğim.'' dedim aynadaki aksime bakarak. ''Beni gerçekten seven tek adamın gitmesine izin vermeyeceğim.''

Gün doğmaya başladığında bütün gece uyumamanın verdiği acı gözlerimi yakıyordu. Ama umurumda bile değildi, Çağan'ın da uyumadığını biliyordum. Uyumak ona ihanet etmek, kalbime ihanet etmek gibiydi sanki. Bütün gece düşündüm. Onu kaybetmenin düşüncesi bile aldığım nefese cam kırıkları eklemeyi başarırken onu gerçekten kaybetmek o kırıkların kalbime defalarca saplanması demekti.

Yataktan kalkıp önce banyoya gittim ve duş aldım. Banyodan çıkıp dolabımın önüne geldim, kısa bir arayışın ardından bulduğum dizlerimin hemen üstünde biten uzun kollu, yeşil elbisemi giydim. Saçlarımı kendi haline bıraktım, hafif bir makyaj yaptım ve aşağıya indim. Saate baktığımda altı buçuğa geliyordu. Çağan'ı bir kez daha aradım ama yine açmadı. Geceden beri kaçıncı arayışım olduğunu hatırlamıyordum ama her seferinde umudumdan bir parça daha eksilerek kapatıyordum telefonu.

Her ne kadar rahatsız etmek istemesem de son çare olarak gördüğüm kişiyi aradım. İkinci çalıştan sonra telefon açıldı.

''Efendim?'' Karşıdan gelen uykulu sesi duyunca aradığıma çoktan pişman olmuştum ama geri dönüşü yoktu ki olsaydı bile geri dönmeyecektim.

''Çiğdem teyze, merhaba ben Bahar.'' dedim kısık bir sesle. Kısa bir süre ses gelmedi.

''Merhaba kızım, ben bu saatte arayınca şaşırdım sadece. Sen iyi misin?'' Derin bir nefes aldım.

''Aslında pek iyi sayılmam.''

''Bahar, ne oldu kızım kötü bir şey mi oldu yoksa?'' Sesi gittikçe daha telaşlı bir hal almaya başlamıştı. Onu daha da korkutmadan hemen atıldım.

''Çiğdem teyze, sakin olun lütfen, kötü bir şey yok. Aslında var ama sizin tahmin ettiğiniz gibi bir şey değil.'' Çiğdem teyzenin derin bir nefes aldığını duydum.

''Siz yine kavga ettiniz değil mi?'' dedi kendinden emin bir sesle. Gözlerimi kapadım ve derin bir nefes daha aldım, tabii bilirdi ne zaman arasak hep kavga etmiş oluyorduk.

'' Ben... Çağan'ı çok kırdım Çiğdem teyze. Bir sürü şey söyledim ona ama yemin ederim kalbimden geçen sözler değildi onlar. Sadece bir an o aptal çenemi tutamadım. Akşamdan beri ulaşmaya çalışıyorum ama telefonlarımı açmıyor. Ben...'' Sıkıntıyla bir nefes aldım.

''Çağan bana evinin anahtarını vermek istemişti ama kabul etmemiştim. Acaba... Şey sizde-''

Çiğdem teyze küçük bir kahkaha attı. ''İkiniz de birbirinizi bu kadar severken sürekli kavga etmeyi nasıl başarıyorsunuz bir anlasam?'' dedi hafif kızgın bir sesle ama kızgınlığının sahteliği o kadar belliydi ki.

Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now