Bölüm 22

3.3K 204 100
                                    

Merhaba:) Erken gelen bir bölüm oldu ama fazla bekletmek istemedim. Bölümü kontrol ettim ama yine de hata varsa kusura bakmayın:)

İyi okumalar:) Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Bölüm 22

İnsan, kalbi atarken ölür müydü? Aldığı nefesler ona yaşamı vermez, kalbinin atışları ok gibi saplanır mıydı bedenine? Ruhuna üflenen nefes nasıl olurdu da ruhu da beraberinde alır götürürdü? Öğrenmiştim. Duyduğum o kısacık cümle öğretmişti bana bunları. Bedenimdeki bütün güç çekip giderken acıyı ve korkuyu tüm benliğimle hissetmiştim. Beni ayakta tutan sandalyeden güç alıp dik durmaya çalıştım ve başımı kaldırdığımda bakışlarım karşımda dikilen adamı buldu.

''Sen ne dediğinin farkında mısın?'' diye bağırdım kendimi toparladığımda. Öfke korkuyla sarmalandı ve beni ele geçirdi o an. Yumruk yaptığım elim karşımdaki adamın suratında patladığında yakalarından tuttum ve sarstım onu.

''Sana bizden uzak dur dedim! Senin yüzünden Bahar'ın kılına zarar gelirse seni mahvederim dedim ama sen beni dinlemedin! Sana o işten vazgeçmeni söyledim ama sen ne yaptın kendi kızını tehlikeye attın!''

''Tehditler hep vardır Çağan ben böyle bir şey yapacaklarına inanmadım.'' Nefretle baktım ona. O sırada telefonum çaldı. Umutla açtım ama arayan abimdi.

''Çağan, bir şey mi oldu abim? Bir anda çıkıp gitmişsin.'' Dizlerimdeki tüm güç abimin sesini duyduğumda tükendi ve kendimi yere bıraktım.

''Abi...'' Sesim titredi. Kalbimdeki bütün duygular boğazımda düğümlenip canımı acıtırken zorlukla konuştum. ''Abi Bahar kaçırıldı.''

''NE? Tamam, tamam abim sakin ol neredesin yanına geliyorum hemen.''

''Evdeyim.'' Dedim kısık bir sesle. Telefon kapandı. Tekrar o adama baktım nefretle. Öylece durmuş bana bakıyordu. Kendimi toparlayıp ayağa kalktım.

''Arayan numara belli mi?'' Telefonu bana uzattı. Sabit hattı arayan numara. Büyük ihtimalle telefon kulübesinden aramışlardı ama önemli değildi. En azından işimize yarayabilirdi, beni Bahar'a ulaştıracak en ufak şey işime yarardı. On dakika kadar sonra abim ve Kayra geldi.

''Çağan bir haber var mı?'' dedi Kayra ve bana sarıldı. Başımı iki yana salladım. Abim o adamla konuşuyordu. ''Onu bulacağız korkma tamam mı?'' dedi Kayra benden ayrılırken. Dolan gözlerini benden kaçırmaya çalışıyordu. Başımla onayladım onu. Konuşmak o kadar zor geliyordu ki!

Ellerimi saçlarımın arasına geçirip sertçe saçlarımı çektim. Ne olursa olsun umurumda değildi. Bahar'ımı ne pahasına olursa olsun bulacaktım.

............&&&&&&.....&&&&&&.........

Burnuma dolan yoğun küf kokusu midemi bulandırırken gözlerimi zorlukla açtım. Başıma saplanan ağrı canımı yakarken ellerimi başıma götürmeye çalıştım ama yapamadım. Gözlerimin önüne serilen karanlık içimde çocukluktan kalan korkumu canlandırırken titrek bir nefes aldım. Ellerimi bir kez daha hareket ettirdiğimde bileklerimi kesen ipler canımı yaktı.

Derin bir nefes alıp gözlerimi bir kez daha açtım ve görmeyen gözlerle etrafıma baktım. Karanlığa alışan gözlerim, bomboş bir odayla buluştu. Üzerinde oturduğum koltuk dışında bir sandalye vardı ve onun dışında odada hiçbir şey yoktu. Kapalı panjurların altından sızmaya çalışan cılız ışık odayı aydınlatmaya yetmiyordu.

Hiçbir ses duyulmuyordu ve bu beni daha çok tedirgin ediyordu. Hayal meyal hatırladığım anılar aklıma doluştuğunda titrek bir nefes aldım. Hava almak için bahçeye çıkmıştım. En son hatırladığım duyduğum ayak sesleri ve burnumun üstüne kapanan bezdi. Kimdi bu insanlar? Benden ne istiyorlardı?

Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now