BÖLÜM 5: GİZLİ İHANET VE BEKLENMEDİK YARDIM

210 22 6
                                    

BÖLÜM 5: GİZLİ İHANET VE BEKLENMEDİK YARDIM

Bulunduğumuz alan, yerden yaklaşık yüz metre yükseğinde bir araziydi. Orada yetenekliler grubumuzun toplamı, Karen, Tiges ve benle birlikte yüz yirmi kişiydi. Stratejimizi belirlemek için güvenli bir mağara girişinde toplandık. Bizi buraya Ewo adında bir asker getirdi. Buradaki herkesin özel bazı yetenekleri vardı. Radyasyon genellikle öldürücüdür ancak farklı maddelerle birleşirse mutasyon faydalı hale gelebilir. Yeteneklerimiz zihinsel ve enerji odaklı olarak iki hale dayanaklıydı. En güçlü birlik bizdik ve saldırıdan sağ çıkabilirsek her şeyi yapabilirdik. Tüm Megalopolis orduları geride kalan ordularımıza saldırmış ve onları yok etmişti. Bizi de her yerde arıyorlardı. Karen, fikirlerini ortaya koymaya başladı; “Bence tekrardan gruplara ayrılmalıyız. Bir grup bulunduğumuz yerde kalır ve askerlerin gelme ihtimaline karşılık nöbet tutar. Diğer iki grup ise küreye yaklaşır ve kırmaya çalışır.” diye planını anlattı Karen. “Küre’ye dışarıdan etki etmek neredeyse imkansızdır. Bunu nasıl başarmayı düşünüyorsunuz ?” bunu soran kalabalıktan gelen genç bir sesti. Hepimiz o yana dönünce konuşanın Ewo olduğunu gördük. “Hiçbir şeyin farkında değilsiniz değil mi ?” diye sordu sesini biraz daha yükselterek. “Anlaşılan başka bir fikrin var.” Diyerek, genç askerin fikirlerini ordumuza sunmasına izin verdik.

Ewo’nun yeteneği çok farklıydı. Ewo, bütün düşüncelerini yoğunlaştırarak karşısındaki rakibe elektrik şoku yollayabilirdi. Vücudunda ki statik elektriği psişik güçleriyle kontrol edebilir ve bunu uzuvlarına yönlendirerek düşmanına fırlatabilirdi. Üstelik bundan hiçte zarar görmezdi. Bir nevi elektrik silahı gibi. Bu çok özel bir yetenekti.

Komutan Heges’in birliğinden yani Eyre’den gelen bir askerdi o. Bizim bilmediğimiz sırlardan haberdar olduğunu anladığımız zaman tüm dikkatimizle onu dinlemeye başladık. O yanımızda bulunan Eyre’den kalan son askerdi. ”Herkes şimdi dikkatle beni dinlesin.” Diyerek bizim bulunduğumuz noktaya, ordunun merkezine geldi ve bize Eyre’li direnişçilerin asıl yüzünü gösteren gerçekleri anlatmaya başladı:

“Eyre’de ki isyan grubumuz aslında Megalopolis’in bir yansımasıdır. Eyre’de bulunan ana isyan grubu, bizzat Megalopolis başkanı Kenobi’nin emriyle oluşmuş ve aslında halkı sömürmek için toplanmış bir iç isyan grubudur. Bu grubun asıl amacı halkı sömürmek ve gerçek bir isyan çıkmaması için zayıf düşürmekti. Küreden gelen askerlerin saldırmaları falan hepsi göstermeliktir. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama hiçbir askere dokunmadılar. Dokunduklarının hepsi savunmasız halktı. Başımızdaki komutan Heges de Megalopolis’in uşaklarından biriydi sadece. Sen onu öldürdükten sonra halkın ve askerlerin gerçek isyan ateşiyle yanmalarını sağladın. Zaten öylelerdi ancak Megalopolis’in emri altında olduklarından haberleri yoktu, dolayısıyla isyana bir etkileri de yoktu. Siz askerleri ve halkı örgütleyip tüm köylerdeki isyan gruplarını birleştirince Kenobi endişelenmeye başladı. Bundan haberleri ise içimizdeki Eyre’li diğer hainler yüzünden olmuştur. Bizim buraya saldıracağımızı biliyorlardı yani. Kaptan Ligow başarısız olunca tüm güçlerini üzerimize doğrulttular ancak unuttukları çok önemli bir şey vardı. İçlerinden çok önemli biri onlara uzun zaman önce ihanet etmiş ve bizim tarafımızda yani gerçek isyancıların yanında yer almıştı. Bunu hiçbir zaman belli etmedi. Ve biz buraya gelmeden önce harekete geçerek arkamızda gördüğümüz mağaraya geldi. Evet şu an içerde ve bizim savaşı kazanmamızı sağlayacak yegane insan o !”

Şimdi her şey çok iyi anlaşılıyordu. Heyecanla arkamıza baktık ve arkamızda bizi radyasyondan koruyan ilaçları yapan Profesör Lui, dev bir hologramda belirdi. Bize her şeyi planladığını savaşı kazanabileceğimizi söyledi.

Karen bana şuana kadar görmediğim bir şaşkınlık ve umut dolu bir ifade ile bakıyordu. Dikkatimizi tekrar mağara girişindeki dev holograma verdik. Profesör, Megalopolis’in tam merkezinde bulunan laboratuvarından canlı konuşuyordu. Radyasyondan korunmak için bize verdiği ilaçları bilerek Conxtrium’dan yaptığını anlattı. Bu madde fazla radyasyonu ters çevirerek çok güçlü alfa ve beta dalgalarına dönüştürüyordu. Bu da yıllar sonra bizim psişik yeteneklere kavuşmamızı sağlamıştı. Profesör, gelecekte böyle bir isyanın bu gücün engellenmesiyle oluşacağını tahmin etmişti ve haklıda çıktı. En başında bu durumu engellemeye çalışmış. Yani başkanın bizi az korunaklı sınırlara yerleştirme fikrindense yer altında koruma fikrinin daha mantıklı olduğundan bahsetmiş. Ancak Kenobi bunu istememiş ve basit bir ilaçla bizi ölüme terk etmeyi tercih etmiş.  Buna vicdanı dayanamayan Profesör Lui kalbinin sesini dinlemiş ve o gün başkana ihanet ederek daha sonra çıkması muhtemel bir isyana zemin hazırlayacak bir sebep olan özel güçlerimizi kazanmamızı sağlayan aşıları bize enjekte etmiş.

Konuşması biten Profesör hemen laboratuvarına dönerek bir alet getirdi. Bu aletle Küre’yi kırabileceğini ve tüm orduyu etkisiz hale getirebileceğini anlattı.

Tüm ordudaki askerlerin silahlarında çipler vardı. Bu çiplerin de özel pin kodları. Bu kodları Profesör bilgisayar sistemiyle deşifre etti ve bu kodların özelliklerini imha etmek için silahların bağlı olduğu sistemin hepsini çökertti. Artık silahsız kalan askerlerin yaklaşık yüz kişi kalmış Kuzey Vadi’de ki yetenekli askerlerimize yenilmesi fazla uzun sürmezdi. Askerlerimiz, silahsız kalan Megalapolis askerleriyle son kez çarpışmak için geldiğimiz yönden geri döndüler. Ben, Tiges, Karen ve Ewo ise Profesörün Küre’yi kaldırmasını beklemek için vadinin en yüksek kısmına çıktık. Profesör elindeki aleti kullanarak istasyonlardan birine anti-Conxtrium ışını gönderdi. Böylelikle o istasyondaki Conxtrium ışını ve bu ışık birbirlerini imha ettiler. Böylelikle büyük bir ışık patlamasıyla Küre sistemi kurulduğu yıldan bu yana ilk kez bozulmuş oldu. Biz de Küre kalkanı kırılır kırılmaz çok küçük ama bir o kadarda gizli ve etkili olacağımıza inanarak, sadece dört kişi şehrin ana merkezine doğru çalıntı hava araçlarıyla başkanlık binasını ve başkanı etkisiz hale getirebilmek için hızlı bir şekilde harekete geçtik.

KÜRE DIŞI - DEVRİMWhere stories live. Discover now