BENZEME...

19 1 0
                                    

Bakarım göğe acaba bugün seni anımsatır mi gözlerimin önüne. Sanırım hatıran gelir  aklıma. Ordan kalbime bi yol çizer ince uzun... Hani hatırlarım her şeyi. Herşey de biraz sen varsın. Herşey de biraz anı. Biraz sevgin. Biraz kokun.
.
.
Beni düşünme. Gönül kapım kilitli. Açmasını bilen de yok ki deneyen de. Kırılmaz bir demire sahib sanki. Bir tuhaf. Bir acayip. Bir değişik...
.
.
Elimde çatlamış, soğukta günlerce kalakalmış  cam bir bardak var. Kaynamış suyu koyduğum an paramparça  oldu. Içindeki kahve etrafa yayıldı. Oysa ben ne severdim kahve kokusunu. Kalbimin düşündüğü  kahveydi, ama aklım o paramparça olan bardağı  hatırlattı bana bir anda. Sanki tüm hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçiverdi. Kendimi sorguladım. Ben kahvemiydim, yoksa çatlamış olan bir bardak mi ?
Tercih hakkım olsa  hangisini seçerdim?
İnan ki şuan beynim durmuş gibi. Saçmalıyor. Anlamıyor. Anlatamıyor...
Kahve olsam nasıl olurdu  ?
Kokusuna, tadına aşık olan binlerce insanın sadece keyfi mi olacaktım ? Onlara sadece anlık mutluluk mu verecektim...
Ne saçma. Anlık mutluluk...
Kahve...
Değerli bir içecekten ibaret değil mi ? Koyulduğu şeyin şeklini alan, pişirildiğinde buram buram huzur kokan şey...
Hadi sen değerlisin, peki ya bardak ?
Cam bardak...
Sadece araç. Kullanış amaçlı bir nesneden mi ibaretsin...
Sende bir ruh var sanki. Ben öyle hissediyorum...
Soğukta kaldıkça buğulanır, kaynamış olan herhangi bir sıvıyı içine aldığında kendini öldürürmüsün ? Geri dönüşü olmayan bir yola gider gibi... bile bile...
.
.
.
.
Biliyorum.
Çok saçma bir benzetme. Çok aptalca bir betimleme. Çok değişik bir üslup.
Ama ben kendimi bir bardağa benzetiyorum...
Sağlıklı, değerli bir çam bardak olsam diyorum.
Bir amaca dahil olsam. Bir işe yarasam. Bir nebze huzur versem...
Ben bir bardak gibiyim yaşamda. Herşey, herkesi içie alır, onları dinler, yardım eder, mutlu eder, bitince huzura kavuştururum.
Ta ki beni soğuk bir yerde bırakana kadar...
Kendi benliğimi sis gibi gizlemek isterim. Bardakta olduğu gibi buğulamak.
Ve sonra Bana verilene dayanmak isterim. Ama derdim, acım o kadar sıcaktır ki o kadar büyüktür ki taşıyamam. Ya kendi yaşamıma  son veririm, ya da daynamak için sebeb ararım...
Ama sebeb bulunmaz. Yaşama son vermek tek seçenek kalır. Makuldur.
Bardak nasıl çatladıysa, parçalanıp kendini ölüme mahkûm ettiyse, bende aynısını yapmak isterim..
Belki de huzur denilen şey başka tarafta...
Ölürüm... .
.
.
.
.
.

.
.
.
.
.
.
Not ; Bazen anlaşılmak yerine saçmalamak gerekir arkadaşlar, çünkü ancak o şekilde anlaşılabilir konuma sahip olabilirsin...

KALBİN HARFLERİNDENWhere stories live. Discover now