10.BÖLÜM: SEÇİM

5.5K 277 49
                                    

ASYA SEÇİM YAPMAK ZORUNDA...

Multimedya: Asya Eyüpoğlu

Multimedya: Asya Eyüpoğlu

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

ASAF AL HAMAD :)

KOLYESİNİ GÖRMEYİN, KİTABIMDA MÜSLÜMAN KENDİSİ :)







''Ahra abla, kıvamı oluyor mu?'' dedim karışımı durmadan karıştırırken. Alnımda boncuk boncuk terler oluşmaya başlıyordu. Ahra abla ile birlikte Asaf'ın sevdiği yemekleri yapacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama şimdi burada durmuş onun sevdiği Arap kekini yaparken bulmuştum kendimi.

Beyaz tenli kadın yanıma yanaştı ve elinde ki hamuru bırakmayarak, göz ucuyla kekin karışımına baktı. Bizim kekin yapılışına çok benziyordu ancak bunda ki amaç kaşıkla durmadan karıştırmaktı. Her bir malzeme için durmadan karıştırmak..

Tabi ki malzemelerin bazıları bizimkiyle çok farklıydı.

Asaf bu kekin gülsulu olanını seviyordu. Ben ise ilk defa bir kekin karışımına gül suyu koyacağım için kendimi acemi hissediyordum.

''Oluyor canım'' dedi Ahra abla ve yanımda ki tezgahına geri dönerek hamuru yoğurmaya devam etti. Ne yaptığını ise bilmiyordum. Arapça bir şeyler söylemişti sadece. Bilmediğim bir şeyler..

Karıştırmaya devam ederken gözlerim karışımdaydı. Köpük köpük olmasına az kalmıştı. Neden mikser kullanmıyorum dediğimde ise Ahra abla tahta kaşıkla ve birazcık güçle daha lezzetli olabileceğini söylemişti. Bende itiraz etmemiştim. Zaten son birkaç gündür kendim bile bu değişimime inanamıyordum. Sanki hayat gayet normalmiş gibi davranmaya başlamıştım. Ahra abla geldiğinden beri bir şeyler öğreniyordum ve günlerim tuhaf ölçü de normal ve güzel geçiyordu. Sanki peşinde katil bir kadın olan ben değilmişim gibi.

Bir takım sesler kulağıma gelmişti ancak dikkatim hala karışımdaydı. Bağırış seslerine benziyordu, bahçeden gelmişti.

Ahra abla hamuru bıraktı ve bir şey demeden ellerini yıkayarak yanımdan ayrıldı. O ana kadar onun gittiğini fark etmemiştim.

''Her tarafı sarın'' dedi bir ses.

Sonunda dikkatim dağıldı ve kafamı kaldırarak, yanı başımda ki camdan bir göz gezdirdim. Giriş katında olduğumuz için bahçe rahatlıkla görünüyordu. Korumaların koşturduklarını görmüştüm.

Asaf bugün yoktu. Birkaç işi vardı ve dışarıya çıkmıştı.

''Sorun mu var?'' dedim kendi kendime fısıldayarak. Herkes koşuşturuyor ve ellerinde silah, pusuda bekliyorlardı. Sanki bir şeyin gelmesini bekliyor gibiydiler.

Sonrasında ise telefon çalmaya başladı.

Daha fazla bekleyemezdim. Kaşığı ve yaptığım kekin karışımını orada bırakarak, kapının yanında duran telefonuma doğru gittim. Bu Asaf'ın bana ulaşmak için verdiği telefondu. Artık bana güveniyordu ve bende kaderime boyun eğerek, kurtulmak için kimseyi aramıyordum. Artık içimde ki sesi duyuyor ve ona güveniyordum. Asaf'a güvenmemi ve beni bu işten kurtaracağını söylüyordu.

ABAD: ÇÖL GÜNEŞİOnde histórias criam vida. Descubra agora