8.BÖLÜM: GERÇEKLER

7.5K 339 57
                                    


GERÇEKLER GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR..


MOHAB AL FAYED

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

MOHAB AL FAYED



Aradan bir hafta geçmişti. Asaf, her zaman ki gibi normal davranıyordu ve beni dışarıya götürerek, gezdirmek istiyordu. Onu her seferinde reddetmiştim ve bir hafta boyunca evden çıkmamıştım.

Bu kadar rahat davranmasına çok fazla şaşırsam da o oyununa devam etmekte ısrar ediyordu.

Yine her zaman ki gibi o sıradan ve boş geçen günlerden birisiydi.

Kahvaltı yapmıştık ve salonda ki koltukta karşılıkla bir şekilde sessizce oturuyorduk. Mohab'ın iyi olduğunu öğrendiğimden beri dört gün geçmişti ve içimde her an yanmaya devam eden ümide tutunarak yaşıyordum. Ailemle dün konuşmuş ve canım yana yana iş yerinden, Mısır'dan bahsetmiştim. Beni orada çalışıyor sanıyorlarken, ben bu şehirde yapayalnız bir halde, tehditlerle yaşamaya çalışıyordum. Ne zamana kadar?

Asaf'ın saçma oyunu ne zamana kadar sürecekti?

Karşımda ki koltukta bana bakıyorken, gözlerimi ondan kaçırmak imkansızdı. Her seferinde göz göze geliyorduk. Ancak bugün tuhaftı. Mutlu değildi ve gözleri bir şey anlatıyordu sanki. Diline dökülmeyen şeyleri haykırıyordu kara gözleri.

Gözlerimi yumdum ve derin bir nefes aldım. İçim artık sıkılıyordu ve patlamak üzereydim. Ayağa kalktığımda gözleri beni takip etmeye devam ediyordu.

''Nereye'' dedi bir anda. Arkamı dönmüş merdivenlere doğru çevirmiştim başımı.

Ona doğru dönmeden, ''Balkona, nefes almaya'' dediğimde o da ayağa kalktı.

''Bekle'' dediğinde duraksadım. Merdivene bile ulaşamamıştım. Yanıma geldiğinde ona doğru dönmek zorunda kaldım.

Gergindi. ''Çıkamazsın. Bugün olmaz''

''Neden?'' Tek kaşım havaya dikildi.

Eli koluma uzandığında o daha ulaşamadan geri çektim. ''Ne o, nefes almam yasak mı? Sen değil miydin, dışarı çıkalım hava alalım diyen? Ne değişti?''

Asaf bu sözlerimle sinirlenmişti, dişlerini sıkmaya başlamıştı.

''Bugün öyle istiyorum'' dedi tıslarcasına.

Benim inatçı tavrım onu her seferinde sinirlendiriyordu. Her seferinde.

Sinirden güldüm. İyi değildim şu birkaç haftadır. Aslında onu tanıdığım günden beri iyi değildim.

Gülüşlerime karşılık kaşlarını çatmıştı. ''Ne kadar sürecek bu aşk oyunu. Ailem eğer öğrenirse, konsolosluk bile devreye girer Asaf. Artık kendine gel, bir hafta yeter. Beni kimsenin öldüreceği de yok. Yalanların artık inandırıcı gelmiyor'' dedim sırıtarak. Ona doğru bir adım attığımda gözlerini bana dikmişti. Ben de gözlerinin içine cesaretle baktım. ''Bak kabul ettim belki ancak artık yeter. Ben ülkeme döneceğim, anladın mı?

ABAD: ÇÖL GÜNEŞİWhere stories live. Discover now