-74-

51.6K 2K 400
                                    


Bölüm sonunda sizi bir müjde bekliyor. Okumadan bölümü kapatmayın 😘 😘
Eeee geldiğime göre, yine o en sevdiğiniz duyuruyu yapayım, değil mi? ❤️
Lütfen hayalet okur olmayın ve en azından bir 🌟 a tıklayın. ❤️ Bölümün sonundaki duyuruyu okumadan kapatmayın, çünkü size kitapla ilgili şeyler ve bir de güzel bir haber duyuracağım ❤️
E hadi bölümü okuyalım o zaman. :)

-

Cemre

Çalışma masamdan eşyalarımı toplarken, birden bir cam kırılma sesleri duyuldu. Rüzgar suratsızı ortalığı darma duman etmeden buradan acilen kaçmam lazımdı. Etrafa son bir kez göz gezdirdikten sonra, çantamı aldım ve hızlı adımlarla merdivenlerden aşağıya indim. Kapıdan çıkar çıkmaz çantamdan siyah kulaklıklarımı çıkardım ve telefonuma takıp otobüs durağına doğru yürümeye başladım.
Edis aşkımın sesi kulaklarıma yankılanmaya başlayınca, yüzümde ister istemez bir tatlı tebessüm oluştu. Durakta otobüsümü beklerken, birden siyah bir araba durağa yanaştı. Arabayı aldırmayıp telefonumu kurcalamaya devam ettim ve müziğin sesini biraz daha açtım.
Aradan birkaç saniye geçer geçmez önümde bir gölge oluştu ve kafamı kaldırıp, karşımda duran kişiye baktım. O kişinin Mert olduğunu görür görmez, gözlerimi büyüttüm ve kulaklıklarımı çıkardım.

"Mert?" dedim şaşkınlıkla. Kolumdan tutup beni arabasına doğru çekiştirdi ve, "Yolun ortasında arabayı durdurdum. Ne kadar şaşırdığını arabanın içinde de söyleyebilirsin," dedi ve kapımı açtı.

Biri ilk defa benim için arabanın kapısını tutmuştu...

Bir şeyler demeyip arabanın içine oturdum ve Mert'in sürücü koltuğuna oturmasını bekledim.

O yola koyulur koyulmaz, şaşkınlıkla yüzüne baktım ve," Bu da neydi Mert?" diye sordum.

Tam o sırada bana kısa bir bakış atıp, "Sahte sevgilimi işten alamaz mıyım?" diye sordu ve parlayan gözlerini tekrardan yola odakladı.

"Adı üstünde Mert. Biz sahte sevgiliyiz. Benim için bu kadar şey yapmak zorunda değilsin, kendimi sana borçlu hissediyorum."

Mert başını iki yana sallayıp, "Bunu sakın bir daha duymayayım bal kız," dedi ve ardından radyoda çalan şarkıya ıslıkla eşlik etti. Yol biraz uzayınca içime ister istemez bir öküz oturmuştu, sonuçta Mert'i çok uzun bir süredir tanımıyorum ve şu an arabasına binmiş, nereye gideceğimizi bilmiyordum.

"Mert, nereye gidiyoruz?" diye sorduğumda, gülümsedi ve dudaklarını dişleyip, "Çok güzel bir yere gideceğiz Cemre. Öyle güzel ki, seninki bile sevgili olduğumuza inanacak," diye yanıt verdi.

Bir saatlik yolculuğun ardından, nereye geldiğimizi anlayıp gülümsemeye başladım ve," Sana inanamıyorum," deyip ağzımı ellerimle kapattım.

"Ağva'da akşam yemeği hoşuna gider diye düşünmüştüm ve bakıyorum ki mutluluktan bayılmak üzeresin."

O an refleks olarak Mert'in boynuna sıkıca sarıldım ve, "Çok çok çok teşekkür ederim Mert," dedim ve dolan gözlerimi mutlulukla kapattım.

"Şu anda kendimi iyi hissettim Cemre," dedi ciddi bir ses tonuyla ve saçımı okşadı." Birini mutlu etmeyeli epey zaman olmuştu."

Arabadan iner inmez, Mert ile birlikte restorana doğru yürüdük. Nehir manzarasını izlerken, kalbim heyecandan pır pır atıyordu. Garson bize rezervasyon yapılan masayı gösterdikten sonra, Mert benim sandalyemi çekti ve," Buyurunuz hanımefendi, " dedi. Yerime oturduktan sonra, Mert tam karşıma oturdu ve gülen bir yüzle, "Burayı beğendin mi?" diye sordu.

DENIZ'IN RÜZGARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin