"Kuzey misafirperverlikte gelişme gösteriyor," dedim alayla hapları işaret ederek. İfadesiz kalmaya çalışarak söylediğimi duymazdan geldi. Birkaç saniye sonra konuştu.

"Başka bir şeye ihtiyacın varsa söyleyebilirsin."

"Sen kimsin?" dedim tepsiyi kucağıma alırken. Çatal ve bıçağı elime aldım ve tabağımdaki ete uzandım. Bir parça kesip ağzıma attım. "Gerçekten karnım acıkmıştı, teşekkürler."

"Afiyet olsun. Başka bir şey lazım mı?"

"Bu kıyafetleri sen mi aldın?"

"Kuzey ayarladı, bilmiyorum." Bir an önce gitmek istediği tavırlarından belli oluyordu.

"Neredeyiz?"

"Sana bunu söyleyemem."

"Söylesen ne olacak ki?"

"Tepsiyi alırım bir saate. Başka bir şey lazım değilse..."

"Beni neden kaçırdığını biliyorsun değil mi?"

"Başka bir şeye ihtiyacın yok herhalde!" dedi bağırarak. Gevezelik ettiğime sinirlenmiş gözüküyordu.

"Senin Kuzey'le bağlantın ne?" diye sordum bu sorunun cevabını gerçekten merak ederek. Sorularımla onu bezdirmiştim ama aslında amacım onunla sohbet etmek değildi. Sadece onu bir şekilde yanımda tutmaya çalışıyordum. "Hadi ama, günlerdir yalnızım. Konuşacak birine ihtiyacım var."

Gözlerini devirdi. Kapıdan çıkmaya yeltenirken "Dur!" diye bağırdım. Bana arkası dönük bir şekilde durdu. Tepsiyi yatağa koyarken, bu şekilde durduğu için inanılmaz şanslıydım. Sinsice arkasından yaklaştım. "Aslında bir şeye ihtiyacım var. Regl oldum ve..."

"Anladım, tamam geti..." Bana doğru dönerken onu arkadan bir anda kıstırdım ve birkaç saniye içinde bıçağı boğazına dayadım. Ne olduğunu bile anlayamadan onu pençelerimin arasına almayı başarmıştım.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" diye tıslarken bıçağın ucuyla boynunu biraz deldim ve kanamasını sağladım. Ciddi olduğumu anlaması gerekiyordu. "Kes sesini!" diye fısıldadım. "Aşağıda kim var?"

"Seni aptal! Aşağıda tonlarca adam var. İşini bitirirler. Sen daha beni kesmeden vururlar seni."

"Bu işin sonunda Kuzey'in beni öldürmeyeceği ne malum zaten? Beni vurana kadar senin boğazını çoktan kesmiş olurum. Vücudundaki kanın yüzde kırkını saniyeler içinde kaybedip ölürsün. Doğru tampon yaparlarsa seni hastaneye yetiştirip yaşatırlar belki. Ancak çok büyük iki problemin var." Bıçağın ucunu biraz daha bastırarak konuşmaya devam ettim.

"Birincisi hastaneye gitmek için çok az bir vaktin olacak. Dağın başındayız ve etrafımızda bırak hastaneyi, yerleşim yeri bile yok. Bunu gözlerimle gördüğümü herhalde biliyorsundur." Derin bir nefes alarak devam ettim.

"İkincisi hastaneye gitmeyi diyelim başardın, seni kimin öldürmek istediğini araştıracaklar. Polis sizi rahat bırakmayacak. Zaten anladığım kadarıyla kirli işlerle uğraşıyorsunuz. Bu da senin yüzünden Kuzey'in başına bir sürü bela açılması demek. Hoşuna gitmeyeceğinden eminim. Aptallığın pahalıya mal oldu. Sana hapları bile tek tek vermen söylenirken, tepsime bıçak koyman pek zekice değil bence. En kötü ihtimalle onun sana olan güvenini tamamen kaybedeceksin."

Sinirle yerinde sallanarak elimden kurtulmaya çalıştı ama kesik biraz daha artınca durmak zorunda kaldı. "Ne istiyorsun?"

"Aşağıda kim var?" diyerek sorumu tekrarladım.

AV & AVCIWhere stories live. Discover now