❄26.BÖLÜM~LÂHZA🔥

26.4K 1.1K 207
                                    

#Shawn Mendes- Treat You Better

#Thurisaz- Endless

"İki yüzün varmış senin. Bir melekleri kıskandıran ve bir de şeytanı aratmayan."

Lâhza*: Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir parçası, an.

26.BÖLÜM: LÂHZA

Hissettiğim yoğun sıcaklık yüzünden bilincim yavaş yavaş ayılmaya başlamıştı. Bu süreyi mümkün olduğunca uzun tutup en son göz kapaklarımı araladım. Görüş açıma giren şey pürüzsüz bir göğüs olduğunda hatırladığım şeyle alt dudağımı ısırdım.

Beni sıkı sıkıya tutmuştu, kollarının arasında ufacık kalmıştım. Ve muhtemelen terlememin nedeni de tamamiyle onun bedeninin sıcaklığıydı. Sıkı tutuşunun izin verdiği kadarıyla başımı geri çektim hafifçe, çenesinin altından çıkarak yüzüne baktığımda yutkundum yavaşça. Oda loş bir ışıkla kaplıydı, sabaha karşı bir vakitte olmalıydık.

Ateş Çağın Ertan masum uyuyordu. Onun bu halini gören biri, ihitmal vermezdi hiçbir kötülüğü yapabileceğine. Oysa ki içten içe onun nasıl bir adam olduğunu biliyordum. Kötü değildi, ama her kötülüğü yapabilecek kapasiteye sahipti.

Hatta belki de... Çoktan yapmıştı.

Bir kez daha yutkanarak elimi kaldırdım ve yüzüne dokundum. Sakalları artık iyice belirginleşmiş, kemikli yüzünü süslemişti. Uzun kiprikleri yüzüyle muhteşem bir ahenk içerisindeyken, her zaman düzenli duran saçları şu an dağınıktı. Bakışlarım dudaklarına kaydı. Gülümsedim; dudakları hep aralık uyuyordu.

"İyi bak."

Birden bire konuşunca Ateş, irkilerek elimi yüzünden çekip kalbimin üzerine yerleştirdim. Tek gözünü açıp bana baktı. Sırıtmaya başlamıştı. "Çok yakışıklıyım değil mi?"

Dişlerimi sıkıp, gözlerimi devirdim. "Egonu yesinler." dedim kinayeli bir sesle. Daha sonra kaşlarımı çattım. "Hem ne zaman uyandın sen? Ödüm koptu."

Serseri bir biçimde gülerek "Hiç uyumadım ki," dedi ve birden bire bedenimi saran güçlü kollarını kullanarak sırt üstü dönüp üstüne çekti beni. "Seni izledim." diye fısıldadı gözünü kırparak.

Lâl olmuş gibi bir süre baktım öylece. Daha sonra kendime gelip üstünden kalkmaya çalıştım. Üzerimde sadece göğüs kısmımı kapatan beyaz bir büstiyer, onun ise üstünde hiçbir şey yokken bu konumda durmak beni fazlasıyla utandırıyordu.

"Bıraksana!" dedim beni hala tutmaya devam edince.

Kaşlarını kaldırdı ve 'cık' diye bir ses çıkardı. Ardından kollarını belime daha sıkı sardı, bu yüzden ona daha fazla yaklaşmak zorunda kalmıştım. Saçlarım iki yanımdan salınmış, Ateş'in yüzünün yanlarına dökülmüştü. Ve kollarımla iki yandan destek alıyordum, aksi takdirde arada hiç mesafe kalmayacaktı.

Bacağımı kaldırıp "Bırakmazsan vururum." dedim onu orasına vurmakla tehdit ederek.

Sırıtışı büyüdü ve başını yüzüme  yaklaştırarak "Sen daha vurmak için hamle yapmadan," dedi kendinden emin bir sesle. "Ben seni çoktan öpmüş olurum ve sende yine donup kalırsın."

Ne diyeceğimi bilemeden baktım yüzüne. Belki bu kadar yakın olmasaydı söyleyebilecek bir şeyler bulabilirdim lâkin şu an dikkatim çok başka yerlerdeydi.  Aynı sinir bozucu sırıtışıyla kafasını yastığa geri koyup, tek harekette bu sefer o benim üstüme geçti. Tabii Ateş tüm ağırlığını üstüme vermemişti, yinede çok yakındı.

Y A N G I NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin