Bana inanmalısın!

41 2 0
                                    

Arkadaşlar bu ilk deneyimim olduğu için hikayemin okunmamasını normal karşılıyorum. Yinede yazmaya devam edicem. Tanıtımda ki cümleler bu bölümden alıntıdır. Lütfen vote rica ediyorum. 

Bu sıcak hava da denizde yüzmek paha biçilemez. Denizde tek başıma yüzüyordum, suya dalıyordum. Sonra denizde en çok yapmayı sevdiğim şeyi yani sırtüstü uzandım. Henüz öğlen olmadığı için pek fazla kişide yoktu denizde. Bende tek başıma gelmiştim işte. Ben sırtüstü gözlerimi kapamış yatarken yan taraftan gülüşme sesleri geldi. Oldukça tanıdık geliyordu bu sesler. Doğrulup sesin geldiği yöne bakmamla Ceren’in o yapmacık sesiyle ‘’Ada!’’ diye seslenmesi bir oldu. Elimi isteksizce kaldırarak sudan çıktım. Saçlarımı havluyla kuruturken Ceren geldi. ‘’Günaydınlar.’’ ‘’Sanada’’ Sesim belli belirsiz çıkmıştı.

‘’Niye bizi görünce çıktın sudan?’’

‘’Canım istedi ve çıktım. Umurunda mı?’’ Saçlarımı kurulamaya devam ediyor, ona bakmıyordum.

‘’Aa evet umurumda. Rüzgarla beni gördüğünde olan mutsuzluğun çok hoşuma gidiyor.’’            Havluyu kuma atıp hızlıca Ceren’e döndüm ve bağırmaya başladım. ‘’Hayır bu kadar kötü olmayı nasıl başarıyorsun?’’

‘’Kötü olmayı başarmak mı? Ya senin yaptıkların?’’ Sesi benimkinin aksine sakin çıkıyordu. Buda beni deli ediyordu. Bu sözünün üstüne derin bir iç çektim ve bağırmaya devam ettim. ‘’Benim yaptıklarım mı? Tanrım, ben sana hiçbir şey yapmadım.’’ Durmadan bu konuyu mu konuşacaktık. Ben Ecelerle tanışmaktan başka hiçbir şey yapmamıştım.

‘’Kendini savunmayı kes. Kendini iyilik meleği, beni de aşkını, pardon platonik aşkını çalan kötülük meleği sanıyorsun küçükhanım. Herkes neyin ne olduğunu bilmeli bence.’’ Arkasını dönüp gidecekken seslendim ‘’Neden bahsediyorsun sen?’’ gülerek arkasını döndü ‘’Tabi ki de Rüzgar’dan hoşlandığını.’’ Bunun üstüne ne diyeceğimi düşünemedim ve birden ağzımdan şimdi dememem gereken bir cümle çıktı. ‘’Aa tabii. Sen Rüzgar’ı aldatırken iyi dimi?’’ Ceren donup kalmıştı. Arkadan Rüzgar’ın sesiyle ikimiz de irkildik. ‘’Ceren?!’’ Ceren arkasını Rüzgar’a döndü ve timsah göz yaşlarıyla ‘’Canım, o yalan söylüyor.’’ Bunu duyunca geriledim. Rüzgar bana bakakaldı. Kafamı iki tarafa salladım. Rüzgar bu kez bağırmaya başladı ‘’Ceren, Ada neden bahsediyor?’’ Onu ilk kez bağırırken duymuştum. Cerene döndüm ‘’Hadi ona anlatsana!’’ Diye bağırdım. Ceren yan yan bir bana bir Rüzgar’a baktı ve Rüzgar’a sarılarak ‘’Hayır! Ne dediğini bilmiyorum. Öyle bir şey yok. Bana inanmıyor musun?’’ ‘’İnanmak istiyorum Ceren ama…’’ Ceren, Rüzgar’ın sözünü kesti ‘’Ama Ada’nın yalanları daha cazip geliyor dimi? Yeni tanıştığın bir kıza mı inanacaksın Rüzgar?’’ Ceren’in bu oyunculuğu karşısında bakakaldım ve ‘’Ne?!’’ diye ses çıkardım. Rüzgar ne yapacağını şaşırmış bir bana bir Ceren’e bakmaya başladı. Ceren hala ağlıyordu. Sürtük! Nasılda becerebiliyor yalandan ağlamayı. ‘’Rüzgar bana inanmalısın. Onları görd…’’ Derken Rüzgar sözümü kesti. ‘’Kapa çeneni Ada.’’ Gözlerim dolmuştu. Ceren bana bakarak ‘’Ada niye bunu yapıyorsun? Böyle bir şey olmadığını biliyorsun.’’ ‘’Saçmalama Ceren gözlerime mi inanayım, sana mı?’’ Rüzgar kafasını iki yana sallayarak geriledi ve gitti. Ceren de peşinden bağıra bağıra gitmişti. Yere çöktüm ve ağlamaya başladım. İnsanlar daha demin bizi adeta tiyatro edasıyla çok güzel izlemişlerdi. Etrafıma bakındığımda hala birkaç kişinin bana baktığını gördüm ama uzun uzun bakmaya başlayınca işlerine döndüler. Hıçkırıklara boğulmuş ağlıyordum. Telefonum çaldı. Ağlayarak çantamdan telefonumu çıkardım. Eceydi. Ağlamaklı sesimi yok etmeye çalışmadım zaten imkansızdı.

O BENİMWhere stories live. Discover now