Hareketli Bir Gün

66 2 1
                                    

Çalan telefonum beni uyandırıyordu. Yarım açık gözlerimler kimin aradığına baktım. Beren’di. Hadi ama sabah erkenden aranır mı ya? Uykulu sesimle telefona cevap verdim. Sokağın başında her Pazar kahvaltı yaptığımız kafede beni bekliyorlarmış. İnsan bi dün gece söyler dimi, ona göre planımı yapardım. Kalkıcaz mecbur. Hazırlandım ve kafeye gitmek üzere evden çıktım. Beni dışarıdaki masalardan birinde bekliyorlardı. Ece yine çok beklemekten yakınmaya başladı:

-Nerde kaldın ya, süslenip gelmişsin.

-Hiç de bile ne süslenmesi gece geç yattım 6 saatlik uykuyla duruyorum. Süslenicek hal mi var bende?

Ve Beren söze girdi:

-Tamam yeter hadi siparişlerimizi verelim.

Burda olmak keyifliydi. Huzur vericiydi. Sessiz ve sakin.

Ece yine konuşmadan edemedi ve bana:

-Kimleri düşündün bakalım gecede, geç uyudun?

-Kimseyi düşünmedim. Dayımla küçük bir pizza partisi yaptık.

Dedim gülümseyerek. Beren:

-Ee şimdi denize mi gitsek napsak?

Ece ve bana uyardı. Hesabı ödeyip çıktık ve denize doğru yürümeye başladık. Daha sonra denize gidiceğimizi hepimiz tahmin ettiğimizden denize uygun giyinmiştik. Bugün Pazar diye çok daha kalabalıktı. Oysa ki sakin plaj daha hoş olur. Ece gözüyle karşıyı işaret ederek ‘’Ada bak karşıda kimler var?!’’ Rüzgar ve arkadaşları vardı. Tek boş yer de onlara yakın bi yerdi. Karşımızda da iskele duruyordu. İnsanlar iskeleden atlıyor ve baya eğleniyorlardı. Oysa ben hayatımda hiç iskeleden atlamadım ve tüm bunlar bana ürkütücü geliyordu. Kızlar voleybol oynamak için yine çağırdılar ama cevabım belli sayılırdı. Kulaklıklarımı taktım ve müziğin keyfini çıkarıp insanları izlemeye koyuldum. Tabi bu insanlar kısmında Rüzgar baya etkili roldeydi. Rüzgar kafasını çevirip bana bakmaya başladı. Acaba bişey mi vardı? Diye kısa düşünceler aklımı kurcalarken sanırım durup hep ona baktığımdan oda, ‘’Niye bakıyo ki bu kız?’’ der gibi bakıyordu. Kafamı hemen başka yöne çevirdim. Ne kadar salağım ben ya. Durmuş niye bakıyorum ki of. Arkadaşları nerede acaba ortalarda yoklar ya derken iskelede onları gördüm. Zaten Rüzgar da onları izlemeye başlamıştı. Acaba bende bir delilik yapıp atlasam mı? Hem o tarafa bakarken beni de görür. Hakkımda, ‘Ne kadar hoş, kendine de güveniyor bu kız.’ Falan diye düşünebilir. Diğer tarafımda ‘Ne alaka ya iskeleden atlayınca kendine mi güvenmiş oluyorsun kızım saçmalamasana!’ diyordu. ‘Şansımı deniyim ben ne kaybederim ki, tamam o kadar iyi yüzemiyorum belki ama zaten orası da ne kadar derin olucak. Amann atla gitsin. Zaten hem Rüzgar beni kurtarır daha iyi olur.’ Gibi ikna edici cümlelerden sonra ayaklandım. Evet iskeleye doğru yürüyordum. Tam Mete ve Cenklerin yakınındaydım. Rüzgar’ın bize doğru baktığını hissediyordum. Aramızda yarım metre vardır. Mete atladı. Bende tam atlarken göz ucuyla o tarafa baktım Rüzgar yerinde değildi ve sudaydım. Çok der-öh in.. öhö öhöö …

Uyandığımda kumda sırtüstü yatıyordum. Etrafımda birsürü insan vardı. Karşımda hemen Cenk ve Mete yan taraflarda da Beren ile Ece duruyordu. Öhö Bana ne olmuştu? Ne olabilir salak! Boğuldum kesin. Atladıktan sonrasını hatırlayamıyorum. Sadece fazla derindi. Arkadan koşa koşa bağırarak gelen dayımın sesiyle yavaşça kalkmaya çalıştım. Cenk yardımcı oldu. ‘’İyi misin?’’ gibi basit sorular duyuluyordu etraftan. Sonra dayım geldi beni aldı. Arkadan da Ece ve Beren’in sesinden geldiklerini anladım. Arabada hayal meyal, Beren’in önde oturduğunu görüyordum. Benim başımda Ece’nin omzundaydı. Dayım bir yandan kızlara nasıl olduğunu sorup öğrenmeye çalışıyordu garibim. Hastaneye geldiğimizde bir odaya alındım ama şimdi daha iyidim. Hatta canlanmıştım. Zaten birazdan çıkarmışız büyütülücek bir şey yokmuş. Su yutmuşum ama sahilde gereken yardım yapılmış. Beren ve Ece yanımdaydı. ‘’Beni kim kurtardı?, Siz ne zaman fark ettiniz?’’ gibi saçma yada olması gereken soruları soruyordum. Bir Ece bir Beren yanıtlıyor, heyecanla anlatıyorlardı. Mete ve Cenk kurtarmış beni. Of kahretsin. Tamam kurtarmaları iyi bişey ama Rüzgar’ın kurtarmasını beklerdim. Gerçi orda bile yoktu. İnsan bi meraktan gelirdi. Zaten boşuna atladım ya tam atlarken onu görememiştim ve zaten sudaydım. O an geç olduğunu anlasamda ne fayda. Ece:

O BENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin