❦ 8 ❦

10.3K 561 616
                                    

Jimin

Yoongi önümde ilerlerken arkasından zorlukla ilerliyordum. Güzel bir gece(!) geçirdikten sonra alışverişe çıkmıştık çünkü Woozi'nin yeni cicilere ihtiyacı vardı.

~FlashBack~

O geceden (Felix) sonra Yoongi ile aramıza anlamsız bir soğukluk girmişti. Benim bir suçum olmadığının farkındaydı ama kendine yediremediği bir şey vardı. Bu da beni üzüyordu çünkü bu yola Woozi için çıkmıştık. Tek nedeni bu...

Minik Woozi hızlı büyüyordu ve bu en çokta beni üzüyordu. Çünkü gün geçtikçe diğer appasına , Yoongi'ye benziyordu. Sanırım benden alacağı tek şey minnoş ruhuydu. Yoongi gibi bir kalas olmayacaktı benim bebeğim. 

"Yoongi , Woozi'ye yeni eşyalar almanız gerekiyor. Büyüdü..."

Sesimde ki morel bozukluğunu fark etmişti. Nedeni Woozi'nin hızlı büyümesiydi ve bunu da anlamıştı. Kendini kastığını fark ettim. Gülmemek için kendini kasıyordu.

"Pekala. Çarşamba gitmeye ne dersin ? O gün tamamiyle boşum."

Yavaşça kafamı salladım ve Woozi'yi tutarak havaya kaldırdım. Bebeğim gülerken bende ona eşlik ediyordum. Çok güzeldi.

"Bu gece beni beklemene gerek yok. Şirkette ki işlerim büyük ihtimal uzun sürecek ve geceyi orda geçireceğim."

Oğlumu kendi haline bırakarak ona döndüm. Hissediyordum. Şirret Jimin silkeleniyordu.

"Ne demek gelemeyebilirim ?"

"Gelemeyebilirim demek Jimin. Anlama kıtlığı mı çekiyorsun ?"

"Dalga geçmeyi bırak ! Geleceksin bu gece eve ! Hemde saat...saat sekiz buçukta !"

Tek kaşı havaya kalkarken sırıtmıştı.

"Sen bana emir mi veriyorsun Jimin ?

"Evet ! Ne oldu ? Hoşuna gitmedi mi ? Bundan sonra böyle Yoongi. Saat sekiz buçukta evdesi-"

Keşke minik uyarılarımı kesen şey oğlumun ağlaması veya sevimlilikleri olsaydı. Ama değildi , tam aksine elma tadı aldığıma yemin edebileceğim dudaklardı ! MİN YOONGİ BENİ ÖPÜYORDU ! Bu ilk kez değildi evet ama aklı başındayken öptüğü ilk seferdi.

Şirret Jimin bir anda sinesine çekilirken tüm kötülüklerden arınmış , minnoş Jimin ayağa kalkmıştı.

"Bu hoşuma gitti Jimin. Buna devam et. Ayrıca...hoşuma giden bir diğer şeyde minik öpücüktü. Daha fazlasına kendini hazırlasan iyi edersen , çünkü altı aydır kendimi zorluyorum."

Hafifçe yutkunurken Yoongi kalkmış ve Woozi'yi öpmüştü. Ben dediklerini aklımda tartarken o çoktan evden çıkmış , kalbimi daha da yumuşatan cümleyi kurmuştu.

"Sekiz buçukta evdeyim."

~End~

Şimdi de alışverişteydik. Dün ki geceden bahsedecek olursak eğer...

~FlashBack 2~

"Y-yah ! Yavaş olsana ! Ca-canım yanıyor !"

Yoongi kafamı biraz daha çekerken sessiz olmayan bir şekilde inledi.

"AH ! Sende rahat dur o zaman ! İşimi çabuk bitireyim !"

Sinirle solurken gelen bir acı dalgasıyla daha boğuştum. Lanet olasıca sakız saçıma yapışmıştı ve çıkmak bilmiyordu. O sakız nerden geldi benim saçlarıma yah ?!

"Bana bak Jimin. Yok sana sakız çiğnemek. Sakız bile girmeyecek bu eve. Tamam mı ?"

"Yah tamam ! Çıkardın mı~"

Sinirlenmişti sanırım. En iyisi sevimlilik yapmaktı ama yer mi bilemiyorum. Çünkü minik oğlumuzun sevimliliğiyle yarışamazdım.

"Sevimlilik yapma bana. Kanmak istemiyorum."

Saçımı bir kez daha hızla çekince hafifçe hıçkırdım. O sakızı saçımdan çıkarmıştı ama canımı da yakmıştı ! Ben ağlarken o derince soluyarak yolunan saç öbeğini Woozi'nin ulaşamayacağı bir yere geçici olarak koydu. Ayaklarımı iki yana açarak ağlamaya devam ettim. Şu an Woozi'nin en sevdiği , 'Seni seviyorum~' , diyen ayıcığının sesine dayanamayıp kaldırdığımda verdiği tepkiyi veriyordum.

"Gel bakalım koca bebeğim. Ben Woozi'yi alırken bir de babasını aldım sanıyordum ama bir bebek daha almışım kkk."

Kıkırdayarak beni kucaklarken homurdandım ve burnumu çektim. Saçlarımı okşamaya başlayınca acım nedense azalmıştı. Ama yine de acıyordu.

"Canımı yaktın..."

"İsteyerek yapmadığımı biliyorsun Jimin. Senin canını yakacak veya üzecek bir şey yapmam."

"Yapmazsın ? Hm..."

Yoongi farkında değildi ama elime çok büyük bir koz vermişti. Eğer beni üzecek bir şey yapamıyorsa , her istediğimi yapacaktı. Düştün elime Min.

~End~

"Yoongi bu çok sevimli~"

Gösterdiğim elbiseye bakarken güldü ve Woozi'yi bir kez daha süzdü.

"Haklısın çok sevimli fakat bizim bir oğlumuz var. Kızımız henüz yok."

"Ne ? Henüz mü ? Yoongi yah dursana !"

O beni takmayarak ilerlerken hafifçe gülüyordu. Henüz demişti. He-nüz. Bu bir evlenme teklifi !

Woozi elindeki peluş pengueni bana sallarken güldüm ve kucakladım. Beni istediğini bu yolla belli ediyordu. Onu yanağından öpünce hafifçe kıkırdadı ve penguenine kafasını sürttü.

"Bebeğim seni kedi olarak yetiştirmedim ben~ ama buna devam et kkk bu çok sevimli kkk"

"Jimin ! Jimin bunu alalım !"

Yoongi'nin heyecanlı ve hevesli sesini duyunca ona döndüm. Ah...lütfen o önünde durduğu akülü arabaları kastetmiyor olsun. Ona ilerlerken o kırmızı olanı işaret etti.

"Yoongi sence de erken değil mi ? Woozi için uygun olanı şunlar kkk"

Örümcekleri gösterince hevesle oraya döndü. Ama sonradan hevesi kırılmıştı. Cidden bu Min Yoongi'miydi ? Asla inanmam kkk

"Yah benle dalga mı geçiyorsun sen ?! O ne öyle ! Ben oğluma araba alacağım !"

"Yoongi kkk lütfen kkk Woo daha altı aylık. Bırakta iki-üç yaşına gelsin. O zaman alırsın tamam mı ?"

"Ama daha çok var...Jimin alalım yah !"

"Hayır dedim Yoongi. Woozi için araba değil örümcek zamanı. Örümcek alınacak , nokta."

Yoongi homurdanarak örümceklerin yanına gitti. İncelerken kırmızı olanı gösterdi.

"Bari bu olsun"

Gülerek kafamı salladığımda görevliye söyledi. Biz diğer oyuncaklara bakarken Yoongi dibimizden ayrılmıyordu.

"Yoongi düzelt şu moralini kkk. Söz alacağız. Tamam mı~"

Yoongi gülümseyerek beni belimden tuttu ve Woozi'nin yapıştığı oyuncağı görevliye verdi.

"Tamam güzelim. Hadi gidelim ve bir sürü şey alalım."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Our BabyWhere stories live. Discover now