Nash Grier ile Iddia

。11. Bölüm: Dylan。

Nash:Umm belki onlar gormeden kizlar tualetinden cikmis gibi yapabilirsin.

Lea: Evet bencede. Ikimiz icinde daha iyi." Diyerek gülümsedim.

Ben hızlıca kızlar tualetinin kapısından içeri girdim. Nash ise Cameron ve Dylan beni görmesin diye onların dikkatini dağıtmaya çalışıyordu.

Hızlı bir şekilde kızlar tualetinden çıkıp yanlarına gittim.

Cameron telefonla konuluyordu. Nash ise kahvaltısını bitirmekle meşkuldü. Dylan ise telefonuna gömülmüştü. Ben mi ne yapıyorum? Ah sadece onları izliyordum. Cameron telefonunu kapattı ve beni görünce hemen konuşmaya başladı;

Cameron:Hey Nash yarın Carter'ın doğum günüymüş ve evine çağırıyor. Gelecek misin? Sen gelecek misin?

Nash: Uhm tabikide. Lea sende gelmek ister misin?

Ah bunu işe karıştırmamalıydı ama kabul edecektim.

Lea: Tabiki gelirim.

"Saat i ve yeri ben sana mesaj atarım. Dylan sende gelmek ister misin? " Dedi Cameron

Dylan : Aslında yarın aile günü gibi birşey . Haftanın bir günü aile günü yaparızda. Ben gelmezsen sorun çıkartabilirler. O yüzden gelmesem daha iyi olur. Ama teklifin için teşekkür ederim.

Konuşmamız bittikten sonra kahvaltımı bitirip Dylan ı beklemeye başladım. Cameron ve Nash çoktan gitmişti.

Dylan da yemeğini bitirdikten sonra kalkıp arabaya bindik. Dylan la onun evine gittik. Güzel bir evleri vardı. 4 katlıydı. Ve Dylan'ınkisi en üstteydi. Yani çatı katı. Odasının Siyah duvarlarını çeşitli fotoğraflar süslüyordu. Kocaman bir kitaplığı vardı. Sırasıra kitaplar ve kitaplığı dünya harıtası ile desenlenmişti. Yatağı ise iki kişilik siyah nevresimli bir yataktı. Odasını dolaşırken duvardaki resimler çok dikkatimi çekti ve aklımdaki soruları ona sordum.

Lea: Aman tanrım bu fotoğraftaki sen misin ?

Dylan: Evet. Şubat 2000 Toronto. Burada 4 yaşındayım ve kampta çadır kuruyorduk. Bende çadıra yanlışla dolanmıştım. Ahahah o gün çok güzeldi.

Lea: Bende kampa gitmiştim. 7 yaşındayken annem ve babam benden bıktıkları için beni İsviçre de 6 ve13 yaş arası çocukların katıldığı bir kampa göndermişti. Biliyor musun orada 7 yaşındaki bir çocukla sahte evlenmiştim. Evlenme yüzüğümüz hamurdandı. Ve o çocuk hamurdan yüzüğü yiyince aşkımın bittiğini anladım.

Dylan: Hahahaha gerçekten mi? En azından gelecekte olacaklardan kurtulmuşsun. Senin adına sevindim.

Lea:Hımm bende .

Diyip kitaplığına yürümeye başladım. Grinin Elli Tonu , Karanlığın Elli Tonu, Özgürlüğün Elli Tonu , Aşk ve Gurur , Açlık oyunları ve neler neler. Elime ilk geçen kitabı aldım ; "BOLEYN KIZI" bu kitabı biliyorum. Boleyn ailesinin zamana yayılmış bencillik ve aşk hikayesi.

Lea: Bu kitapların hepsini sen mi okudun.

Dylan: Evet.

Lea: Peki ya Boleyn Kızı'nın serisini . Kitapları çok uzun-

Dylan: Ama benim için değerli . Çok dokunaklı bir acıyı anlatıyor. Ve bencilliğin sonuçlarını. Gerçekten üzücü. I. Elizabeth'i tanıyor musun?

Lea: Evet. Onla fotoğraf bile çektirdim. Yani Madame Tussauds müzesinde.

Dylan: Farkli. Bu arada kitap alabilirsin. Eğer istersen.

Lea: Tamam Aşk Ve Gurur'u alırım .

-----------------

Eve geldiğimde yarınki şu tanımadığım çocuğun doğum gününü hatırladım . Ne giysem diye düşünürken aklıma siyah mini elbisem geldi. Nash le arkadaş olacaksam ona fikrini sormalıydım. Hemen onu aradım;

Lea:Hey Selam

Nash:Selam . Ne için aramıştım?

Lea: Um yarınki parti için yani sana ne giyebilirim diye fikrini soracaktım.

Nash: Ben kız değilim. Git başkasına sor.

Lea: Nash lütfen. Birbirimize nazik davranalım.

Nash:İyi. Sen bilirsin !

Lea:İyi

Nash: Yarın kutlamadan sonra Hırsız polis gibi bir oyun oynayacağız. Ona göre giyin. Boya tabancaları falan olacak.

Lea: Olur . Elbise ve spor ayakkabısı giyerim o zaman .

Nash:İyi de bundan banane?

Lea: Nash! Çok sıkıcısın ben kapatıyorum!" Diyerek yüzüne kapattım. Birkez de benle kavga etmese olmazmıydı. Ben gerçekten çabalıyorum. Tabiki de Cameron için. Ama Nash bunu zorlaştırıyor. Belki de Nash in üzerine oynamalıydım ? İşleri daha da ilerletebilirdim.