21. bölüm

1.7K 93 15
                                    

Dikkat!

Bu bölüm çok fazla Lil peep dinleyerek yazılmıştır.

~~~~~

Mert'ten

Okula gelmeden önce Kerim'e yazıp beni kantinde beklemesini söylemiştim. Arabamı park edip kantine yürüdüm. Kerim orta masalardan birine oturmuş kahvesini yudumuyordu. Hızlı adımlarla yanına gidip karşısındaki sandalyeyi çektim gürültüyle. Konuşmasına fırsat vermeden konuşmaya başladım.

"Bak Kerim bu açıklamayı bir daha yapıcam ve bir daha asla bu konu açılmayacak. İkimizin de iyiliğini düşünüyorum. Sen ve ben olamayız. Ben Can'ı seviyorum. Of Kerim vazgeçmen lazım. Pat diye olmaz biliyorum fakat denemelisin. Özür dilerim sana umut verdiysem. Lütfen affet beni." Kafamı kaldırıp yüzüne bakmaya korkuyordum. Acaba gözleri dolmuş muydu? Sandalyeden yavaşca kalktı. Kahve bardağını aldı ve kahveyi yüzüme döktü.

"Oh en azından içimde kalmadı." diyerek kantinden çıktı. Şaşkınlığımı ancak o kantinden çıkınca atabilmiştim üzerimden.

"Sıcaktı piç. Yandım amına koduğum." diye arkasından bağırdım. Kantindeki bütün yüzler bana çevrildiğinde onları umursamayıp yüzümü tutarak yerimden kalktım. Doğru olanı yapmıştım. Merdivenleri çıkıp sınıfa girdim. Yanım boştu. Kerim çantasını alıp gitmişti demek ki. Sıkıntıyla yerime oturup dersin başlamasını bekledim.

Bok gibi geçen dersler sonrasında arabama binip eve döndüm. Çantamı yan koltuktan alıp arabadan indim. Çantamın ön gözüne koyduğum anahtarı aldım. Evde biri olsa bile zile basmam anahtarımla girerdim içeri. Delilik.

Kapıyı açıp anneme seslendim.

"Anne ben geldim."

"Geldin mi yavrum?" geldin mi yavrum mu?

"Yok anne gelmedim. Ben hâlâ okuldayım."

"Gel şuraya eşek sıpası seni." Hızlı adımlarla annemin kolları arasına girdim. Saçlarımı karıştırıp derin bir nefes aldı.

"Oğluşum ben Denizlere gidiyorum. Azıtma. Evi tek parça halinde bulmak istiyorum. Lütfen yangın çıkartma." Gözlerimi devridim ve ellerimle yanaklarını sıkmaya başladım.

"Oy annem söz uslu bir çocuk olup film izleyeceğim."

"Tamam hadi görüşürüz."

"Bay." Diyerek kapıyı kapattım.

Odama çıkıp kıyafetlerimi çıkardım. Altıma gri bir eşofman, üzerime ise siyah bir t-shirt geçirip mutfağa indim. Mısır patlatıp keyif yapacaktım. Mısırları tencereye koyup üzerine yağ ve tuzu ekledim. Ocağı açıp beklemeye başladım.

10 dakika sonra mısırlar patlamaya başlamıştı. Hepsinin patladığından emin olup tencereyi ocaktan aldım. Bir kapa döküp masanın üzerine koydum 1 litrelik kolamı koltuk altıma sıkıştırıp masanın üzerindeki kabı aldım. Odama girip kolayı ve mısırı yatağıma bıraktım. Bilgisayarı ve şarjı ayarlayıp yatağa girdim. Yorganımı üzerime çekip filmi açtım, iyice yerleştim ve o an hiç olmayacak bir şey oldu.

Tualetim geldi.

"Böyle şansın ebesine koyayım." Diye bağırarak tualete koştum. İşimi halledip ellerimi yıkadım. Geri yatağıma dönüp filme başladım. İzlediğim film romantik bir filmdi. Diğer erkeklerin aksine uçmalı, kaçmalı, silahlı filmler ilgimi çekmiyordu. Daha çok romantik film izler ve ağlardım. Bu film de o filmlerden biriydi. Filmin yarısına gelene kadar en ufak her şeyde ağladım. Kapının sesini duymamla aşağı inip kapıyı açtım.

~~~~~

Sizi bölümsüz bırakmamak için bu kısa bölümü yazdım tşk.

çocukluğum {askıda}Where stories live. Discover now