32. bölüm

1.8K 73 33
                                    

Uzun bir aradan sonra selam bebeklerim. Şimdi size bir haber vereceğim.

Gördüm ki herkes Kerim X Mert shipliyor. Öhöm öhöm....

Belki bu hikaye bitince bir paralel evren hikayesi yazıp Kerim X Mert yazarım. Ne dersiniz???

Hadi başlayalım...

~~~~~

|Can'dan|

Koşuyordum. Bilinçsizce...

Yazdıkları elime ulaşmıştı. Ona bunu yapamazdım. Gidecektim ve yüzleşecektim. Kaçmak hiçbir şeyi çözmüyordu. Bu yaşıma kadar her sorunumdan kaçarak yaşadım. Şimdi ise yüzleşecektim.

Tanıdığım sokağa girdiğimde adımlarımı yavaşlattım. Her şey aynıydı. Binalar, insanlar... Mavi demir kapılı binanın önüne geldiğimde kafam istemsizce yukarı dönmüştü. 2. kattaki krem rengi perdeyle çevrili pencereye uzunca baktım. Derin bir nefes aldım ve bir adım attım. Kapıya uzanırken sağ tarafımdan gelen sesle kafamı çevirdim.

Oradaydı. Yüzündeki ifade beni burada görmeyi beklemediğini açıkca belli ediyordu. Elindeki poşetlerin yere düştüğünde çıkardı sesler kulağımda yankılandı sanki. Kalbim gördüğü şey yüzünden 10 km koşmuşum gibi atıyordu. Hızlı adımlarla yanına ulaştım ve hiç düşünmeden kollarımı karşımdaki bedene doladım.

"Çok özledim."

"Can gerçek misin?" Dedi. Bebeğim...

"Gerçeğim meleğim tam yanındayım."  Dediğim şeyle beraber girdiği şokdan çıktı ve kollarını boynuma doladı.

"Bir daha sakın gitme. Dayanamıyorum."

"Bir daha sen istesen bile gitmem canım." dedim saçlarına minik öpücükler kondururken.

O an ne bir sokakta olduğumuz aklımıza geldi ne de Türkiye'de olduğumuz. Zaman kavramı yok olmuştu. Sadece o ve ben vardık. Çevremizde olanlar bizi ayıramayacaktı. Bu sarılmamız hiç bitmesin istedim, yıllarca hatta asırlarca böyle kalabilmeyi diledim.

"Hadi gel içeri girelim." dedi en saf ses tonuyla.

Düşürdüğü poşetleri uzanıp yerden aldım.

Hızlı adımlarla binanın içine girdik. Asansörle 2. kata çıktık. Kapıyı hafifçe aralayıp içeri girdim. Ev bıraktığım gibiydi. Birkaç şeyin yeri değiştirilmişti fakat büyük şeyler değildi. Sanki 1 yıl 2 ay hiç geçmemişti. Aynı his, aynı yer, aynı insan ve ilk günki kadar taze bir aşk...

Poşetleri elimden alıp mutfağın kapısının önüne bıraktı.

"Can bir şey ister misin? Çay, kahve... su."

"Seni istiyorum Mert." dedim ciddi bir şekilde.

Benden bu cevabı beklemediği için afallamıştı. Hızla yanına yaklaşıp onu duvarla bedenim arasında sıkıştırdım. Ellerimi güzel yüzüne çıkarıp yumuşacık yanaklarını sıktım. Yanaklarının sıkılmasını sevmezdi küçükken de. Yaşlanınca yüzünün sarkacağından korkardı. Şapşal işte.

"Can napıyorsun?" dedi ama sesi titremişti. Belli bir şekilde etkileniyordu.

"Napıyor muşum." dedim muzipçe.

Sert bir şekilde yutkunup bakışlarını dudaklarıma çıkardı. Gözlerinin değdiği her yer alev alev yanmaya başlamıştı sanki. Nefes alamamaya başlayınca aniden gelen bir cesaretle dudaklarımı karşımdaki kırmızılara bastırdım.

O ilk an yok mu? Başını döndüren, karnındaki ölü kelebeklerin canlanmasını sağlayan o ilk temas. Özlem duyduğum dudaklara birden ulaşmak başımı döndürmüştü. Kaybetmek istemiyordum. Asla. Bu sefer asla.

Ondan gelen karşılıkla beraber masum başlayan öpüşmemiz git gide daha da alevli bir öpüşme haline gelmişti. Kendime engel olamıyordum.

Artık nefessiz kaldığımız için ayrılmak zorunda kaldık. Nefes nefese ve dudakları ıslak bir Mert... Ah fazlasıyla ateşli. Gözlerinde gördüğüm o ışıltı bunu istediğini kanıtlamıştı.

Kaldığımız pozisyondan dolayı terlemeye başlamıştım. Hızla Mert'ten ayrılıp koltuğa oturdum. Mert hâlâ bıraktığım yerde aynı şekilde duruyordu. Şaşkınlığını üzerinden atması uzun zaman alıyordu.

"Mert tahmini olarak ne kadar saat daha orada dikilirsin?" dedim dayanamayarak.

"Ha...Evet." diyerek yanımdaki mindere kendini bıraktı.

Yüzü hâlâ kıpkırmızıydı. Hafifçe gülümsedim. Çok fazla güzeldi. Her şeyi. Her ayrıntısına ayrı aşıktım...

"Neden döndün Can?" dedi sakince.

"Yazdıklarını okudum ve seni hiçbir zaman unutmadın Mert. Bir saniye olsun aklımdan çıkmadın. Ama bilirsin ben sorunlarımla yüzleşmekte iyi değilimdir. Hep kaçarım, hiç yüzleşmem. Bu sefer de öyle oldu. Seni o hâlde bıraktım ve gittim. Bencilim evet. Biliyorum. Hep kendimi seçiyorum. Karşımdakinin hislerini düşünemiyorum. Özür dilerim meleğim sana bunları yaşattığım için. Her şey için. En baştan başlayalım her şeye. Yeni sen, yeni ben. Sil baştan. Ne dersin?"

"B-ben ne diyeceğimi bilmiyorum."

"Sadece kalbinden geçeni söyle."

~~~~~

Geldim hem de bomba gibi.

Ve her zamanki gibi,

Mutlu kalın ❤

Você leu todos os capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Apr 08, 2019 ⏰

Adicione esta história à sua Biblioteca e seja notificado quando novos capítulos chegarem!

çocukluğum {askıda}Onde histórias criam vida. Descubra agora