13. bölüm

2.8K 165 57
                                    

İkimizde yatağın başında düşünceli bir şekilde yatağa bakıyorduk. Uzun süredir olan sessizliği Can bozdu:

"Nasıl yatacağız?"

"Valla yatak benim sen düşün." dedim yüzümdeki piçimsi gülümsemeyle.

"Hödük. Öküz."

Dediklerine kulak asmadan üzerimi çıkarmaya başladım. Sıra pantolonuma gelince Can bağırmaya başladı:

"Oha sapık ne yapıyorsun? Oda da ben varım lan."

"Olum çükümü görmeyeceksin ki. Hem yiğidin malı meydandadır."

"Senden nefret ediyorum."

"Yapma be. Çok üzüldüm şu an." Üzülmüştüm.

Altımda kalan boxer'ımla yatağıma girdim.

"Ee öyle dikilcek misin? Soyunsana."

"Yuh ırz düşmanı seni." dedi. Ufak bir kahkaha atıp:

"Kes sesini de gel yamacıma." dedim.

"Temas yok olursa sikerim."

"Sik aşkım." dedim cilveli bir tonda.

"İğrençsin."

Altındaki eşofmanı çıkarıp yanıma gelip yatağın kenarına doğru yattı.

"Biraz daha git Can az olmuş o. Tamam böyle yavşak gibi davranıyorum ama tacizci de değilim. Abartma." dememle biraz daha iç kesimlere doğru kaydı.

"Tamam kes bak geldim işte."

"Heh şöyle gel yamacıma."

"İyi geceler Mert." dedi uyarır bir şekilde.

"İyi geceler." dedim ve sırtlarımızı birbirimize döndük.

Sabah uyandığımda çok garip bir pozisyondaydık. Can'ın elleri belimi sıkıca kavramış, benim ellerim onun boynuna dolanmış, yüzlerimiz arasında santimler vardı. O an o kadar mükemmeldi ki bu anı dondurup saklamak istedim.

Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu huzurlu uykunun da bir sonu vardı. Evet Can gözlerini açmıştı. Ama o fark etmeden gözlerimi kapatmıştım. Ne tepki vereceğini merak ediyordum. Ama hiç beklemediğim bir şey yaptı. Ellerini çekip saçlarıma daldırdı. Biraz karıştırıp gülümsedi. Sonra dudaklarıma dokundu:

"Ne kadar kusursuzsun."

Allahım ne diyorsun olum sen? Kendine gel. Heyecandan yanlışlıkla gözlerimi açtım. Birden göz göze gelince o da şaşırmıştı.

"Demek kusursuzum he."

"Sen uyanık mıydın?"

"Evet. İyi ki de uyanmışım. Yoksa bunları duyamayacaktım."

"Lütfen bu konuyu bir daha açma."

"Ama neden?"

Cevap vermeden kıyafetlerini giyindi ve odadan çıktı. Altımda sadece boxer vardı ve ben Can'ın peşinden koşuyordum. Bu sahneyi annemler görse nasıl açıklardım bilemiyordum.

"Can bir saniye dur. Neden böyle yapıyorsun?" Bir hışımla arkasını döndü ve "Bana bir daha yazma" diye bağırdı. Dediğinin ağırlığından hiçbir şey söyleyemedim. Hiçbir şeyi algılayamıyordum. Kötü bir şey mi demiştim? Ah aptal kafam ne diye gözlerini açarsın? 

Kapının önünde dikili kaldım ve o da kapıyı çarpıp çıktı. Kapı sesine uyanan annem geceliğiyle beraber aşağı indi. Beni boxer ile görünce bir an şok olsa da yanıma gelip sırtıma dokundu.

"Ne oldu annecim?"

"Gitti anne."

"Neden oğlum?"

Durmadan "Gitti anne." diye sayıklıyordum. Dizlerim bedenimi taşıyamaz hale geldi ve dizlerimin üzerine yığıldım. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Neden mi? Çünkü Can benim tek arkadaşım, tek sırdaşım, ilk aşkımdı...

~~~~~

Oğlumu neden üzüyosun Can

Üzülme oğlum sana erkek mi yok?

*Yok*

çocukluğum {askıda}Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon