Evvele Meyil

1.1K 92 51
                                    

Merhaba!

Bölüm Şarkısı: Balmorhea - Remembrance

Keyifli Okumalar!

Keyifli Okumalar!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

1 Yıl Önce...

Mevsimin en çetin ayazlarından biri yüzüne vurduğunda, gözlerini yumup sükûnla karşıladı onu, Karmen. Aylar sonra yine ve yeniden, aile ve sevda hasretinden kavrularak ziyaret ettiği İstanbul kışın tam kalbindeydi. Karmen'in içi ise kimliği meçhul bir sızıyla çaresizce titremekteydi. Bu şehre ayak bastığı anda gökyüzü masmaviydi, şimdiyse lacivertin koynuna girmişti. Kuşların sesi kesilmişti, sokaklar karanlıkla beraber görkemle renklenmişti, güneşin tatlı sıcaklığı yerini beraberinde ıssız uğultusunu da sürükleyen serin bir rüzgâra teslim etmişti. Ancak geçen ve değişen onca şeye rağmen farklılaşmayan tek şey Karmen'in gözleriydi; gözleriyle görmeyi beklediğiydi.

Karan tarafından havaalanından alınıp eve geldiği andan bu yana kendini kontrol edilemez bir hengâmenin ve coşkunun içinde bulmuş olsa bile, gözleri daima bir çift kara gözün hasretiyle yanıp tutuşmuştu. Ne yana baksa Tekin'i görmeyi, gözleriyle Tekin'in gözlerine sarılabilmeyi beklemişti. Dakikalar geçmişti, saatler geçmişti; kahvaltı masaları yerini akşam yemeği masalarına devretmişti; Karmen'i görmek için gelenler evlerinin yoluna bile düşmüştü, üstelik yemek sonrası kahveler bile içilmişti. Yapılabilecek her şey yapılmış, gerçekleştirilmişti. Bir tek Tekin gelmemişti. Karmen ise umutsuzca beklemeyi sürdürmüştü. Bekledikçe umudu bir çiçek gibi boynunu bükmüş, sırtını güneşe dönmüştü. İçinde bir sızı körüklenmişti, ucunu herhangi bir sebebe bağlayamadığı insafsız bir sancı haince göğsünün sol köşesine çöküvermişti. Tekin gelmemişti.

Oysaki Tekin hastaneden çıktığı günden bu yana Hale Miralı'nın gözetiminde yalıda kalıyor, kazada sakatladığı bacağı için fizik tedavi görüyor ve gün geçtikçe fiziksel olarak daha da güçleniyor, iyileşiyordu. Karmen bunların hepsinden haberdardı zira sık sık İstanbul'a geliyor, soluğu Tekin'in yanında alıyordu. Herkes farkındaydı; Karmen, Tekin yüzünden kaçtığı şehre yine Tekin için, nefes nefese dönüyordu. Günleri ve saatleri, hatta dakikaları ve saniyeleri bile sayıyordu. Tekin, Karmen'i görmüyordu belki. Ancak Karmen, Tekin'i görmekten asla vazgeçmiyordu.

Şimdiyse Tekin yoktu. Karmen, onun nerede olduğunu bilmiyordu. Kiminle olduğunu bilmiyordu. Saat gece yarısına yaklaşıyordu, salondaki kalabalık dağılıyordu. Karmen içindeki sızı büyüdükçe dört duvar arasında nefes alamayacak kadar bunaldığını hissederek balkona kaçmıştı, gözü yalının girişine açılan yoldaydı. Tekin gelmiyordu.

"Karmen..."

Hemen arkasından yükselen Tuğra'nın sesiyle birlikte irkilerek omzunun üzerinden dönüp ona baktı, güzel kadın. O anda fark etti ne kadar üşüdüğünü ve... Ve ağabeyine bakarken bile artık içinin ne denli büyük bir acıyla sarsıldığını. Onun uzamış saçlarına bakarken babasına ne denli benzediğini düşünemiyordu artık. Tuğra'nın uzayan saçları vatansız kalmıştı, artık babasına benzerliğine değil terk edilişi yüzünden ne denli yıkıldığına kanıttı. Keza saçları kadar uzayan ve darmadağınık bir havayla yakışıklı yüzünü saran sakalları da içini yakıyordu Karmen'in. Eskiden sakallarını çok uzatmamaya özen gösterirdi Tuğra, zira Gazel'in teni hassastı, onun canı yansın istemezdi. Fakat Tuğra'nın bunu kendine dert edinmesine gerek kalmamıştı, zira Gazel gitmişti. Tıpkı Bade gibi... Sessiz sedasız, arkasında ıssız bir adam bırakarak çekip gitmişti. Tuğra ve Tekin, iki yakın arkadaş artık aynı kederin ve hasretin orta yerindeydi.

Katre-i Matem - Sonsuz Aşklar Serisi 1Where stories live. Discover now