KAPA GÖZLERİNİ

1.4K 166 207
                                    

Çantamı elime aldım ve kapının önüne çıktım. Notu bulalı tam dört gün olmuştu. Bu dört gün içinde de başıma herhangi bir bela gelmemişti. Şanslı mı hissetmeliydim bilmiyorum.

Aynı zamanda Jimin ve çocuklarla da görüşememiştim. Yeni aldığım telefon numaramla aradığımda deli gibi prova yaptıklarını ve dışarı çıkmak için beş dakika bile izinlerinin olmadığını öğrenmiştim. İşleri gerçekten zordu!

Ve ben de bu sürede çok düşünmüştüm. Aldığım nottan ve bundan sonra yaşayacağım olaylardan onlara bahsetmeyecektim. Sanki kurtulmuşum gibi davranıp tek başıma mücadele edecektim. Nedenini sorarsanız... Onlara bir zarar gelmesinden korkuyorum.

Eğer her belada ben tek başıma olursam, birileri beni kurtarmak için çabalamazsa onun tek hedefi ben olurum. Ve böylelikle vereceği tüm zararı bana verebilirim. Her şeyi sevdiklerimi korumak için yapıyorum. Hem de her şeyi!

Onu evin önünde görünce oturduğum sandalyeden kalktım ve yanına doğru ilerledim. Tek değildi. J-Hope ile birlikte gelmişti.

Sıkıca sarıldık ve birbirimizin kokusunu çekmeye çalıştık.

"Nasılsın? Bir sorun yok değil mi?"

"Hayır iyiyim. Siz?" Onlardan da güzel cevabı duyduktan sonra :

"Bugün birlikte mi takılıyoruz?" J-Hope'a dönmüştüm.

"Üzgünüm benim güzel bir kızla konuşmam gereken konular var." Omuzumu sıvazlayıp eve doğru ilerledi. Ben de sırıtarak arkasından baktım.

Ellerini ellerime kenetledi Jimin ve beni bahçe kapısından dışarıya sürükledi.

"Artık eskisi gibi sevgili olduklarını söylemeye geldi." Keyfi yerinde görünüyordu.

"Çoktan konu halledildi sanıyordum."

"Son nokta konulacak bugün." Omuzlarımı kaldırdım ve indirdim. Zaten sonunun böyle olacağını, tekrardan barışacaklarını herkes biliyordu.

"Biz ne yapalım? Ne istersiniz prenses." Hmm diğer elimle çantamı sıkıca tuttum.

"En sevdiğimiz yere gidip, bir şeyler içmeye ne dersin?"

"Harika." Kısa bir yürüyüşün ardından 'HAPPY!' e gelmiştik. Burası bizim birçok anımızın bulunduğu yerdi. Jimin'le her defasında çocuklardan kaçıp buraya gelirdik. Ah çok tatlı flörtleşiyorduk!

Çalışanlara selam verdik ve hep oturduğumuz en arka masaya geçtik. Çok sık gide gele herkesle tanışıyorduk. Siparişlerimizi beklerken dört gün boyunca nasıl hiç durmadan çalıştıklarını, çocukların neler yaptıklarını anlattı Jiminshi.

İlk başta anlattıklarını dinlesem de sonrasında gözlerinde kaybolmuş ve bu dünyadan sıyrılmıştım. Elimi yanağıma koyup kusursuz yüzünü inceledim dakikalarca. O heyecanla anlatışını, gülünce yok olan gözlerini, harika ötesi dudaklarını...

Kusursuzdun Park Jimin.

Beni bu rüyadan uyandıran ise bir adet çikolatalı Milkshake'di. Üzerime dökülmesiyle birden ayağa kalkıp kaçmak istedim ama başaramadım.

"Dikkat etsene!" sinirli bir şekilde garsona dönmüştü Jimin. Bu çocuğun bazen verdiği tepkileri anlayamıyordum. O melek, kibar jimin gidiyor yerine bambaşka bir kötü çocuk geliyordu.

"Özür dilerim efendim.Benim hatam."

"Evet senin hatan."

"Tamam Jimin, sorun yok." Garsona gülümsedim ve o da yenisini getirmeye gitti. Benim tek derdim ise tişörtümdü. Onu seviyordum ve iyi para ödemiştim.

KÖTÜ ÇOCUKLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER -2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin