9. Bölüm

7.9K 757 479
                                    

"Hoşgeldin Ada." Yüzümü yüzüne yaklaştırarak küçük, kirli burnunu, burnuma sürttüm. Hâlâ ağlayan bebek sesimle ilk önce ağlamasını durdurmuş ve küçük iç çekişlerini salmıştı ortaya. Mükemmeldi.

Yumuk yumuk gözleri küçük yüzü ve bedeni. Harikaydı.

Okuduğum bir makaleye göre, bir bebeğin doğduğu gibi kordonunun kesilmesi doğru bir davranış değilmiş. Annenin içinden akan kan ve rahim sıvısıyla beraber kordondan bebek için hâlâ önemli hücre takviyelerinin geçtiğini okumuştum. Bu süre içerisinde bebek anneye verilir ve bebek annenin kokusuyla rahatlarmış.

Kolları titrekçe havaya kalkan Zeynep bebeği beklerken daha yeni aklıma gelen düşünceyle bebeğin cinsiyetine bakmıştım. Yüzüme bir gülümseme yayılırken Yiğit'e döndüm. "Yiğit, çarşafı versene." Yiğit de bebeğin dünyaya gelmesiyle rahatlamış bir ifadeyle yanıma gelmiş ve dikkatli bir şekilde küçük bebeği temiz beze sarmıştık.

Zeynep'in kolları arasına bebeği uzattığımda, hemen o da bebeğe doğru uzanmış ve Ada'ı kavramıştı. Bebeği boynuna doğru yatırdığı zaman bebek de annesinin kokusunu almış ve burnunu Zeynep'in boynuna sürtmeye çalışmıştı.

Ben ve Yiğit Zeynep'in yanında durmuş, öylece bebekle oluşan bağlarını izliyorduk. Zeynep bebeğin kirli, şu an için ne renk olduğunu bilmediğimiz saçlarını okşamaya başladı. "Bebeğim, canım benim. Seni çok seviyorum." Elleri tüy kadar hafif bir dokunuşla bebeğin yanağını bulmuş ve okşamaya başlamıştı. "Ada'm." Başını çevirip bana baktığında ne demek istediğini anlayarak ona gülümsemiştim. "Oğlan."

Yeteri kadar kordonun bebeğe bağlı olduğuna karar verdiğimde, elime kasaturayı alıp canlarının yanmasından korkarak kestim. Ama ikiliden bir çıt çıkmayınca, derin bir nefesi havaya bıraktım. Bebeğin ve Zeynep'in canını yakacağım diye çok kokmuştum. Yırttığım ince bez parçasını bebeğin kestiğim göbek bağına sıkıca doladım ve orayı bağladım. Normalde bir şey tutturuluyordu ama bizim imkânlarımız bu kadardı.

Zeynep yüzüne büyük bir gülümseme yerleştirirken, gözleri yeniden bebeğin kapanmış gözlerine bakmış daha sonra ise küçük dudakları açılıp kapanan ağzına kaymıştı. Bize geri dönerken ne demek istediğini anlayan Yiğit ve ben okyanusa doğru ilerlemiştik. Bebeği emzirecekti. Bizim o halde onu görmemizden utanmış olmalıydı ama ben şu doğum sayesinde hiç görmemem gereken yerlerine kadar görmüştüm maalesef.

Dalgınca yürürken Yiğit kolumu tutmuş ve beni durdurmuştu. Eli yüzümü bulurken solgun gözlerimi ona çevirdim. "İyi misin?" Sesi endişeli çıkmıştı. Bilmiyorum dercesine omuz silktim. Nasıldım gerçekten? Bilmiyorum.

"Çok kötü görünüyorsun Feza, üstün başın da pislik içinde git ve suya gir. Rahatlatacaksındır." Onu başımla onayladım ve okyanusa ilerledim. O da beni ardımdan takip ederken üzerimdeki tişörtü çıkarıp altımdaki şort ile birlikte okyanusun soğuk suyuna kendimi bıraktım.

Bir süre suyun altında durduktan sonra kendimi yüzeye ittim. Eskiden kısa kesim olan saçlarım yavaş yavaş uzamaya başlamış ve sakallarım da aynı şekilde gürleşmeye başlamıştı. Anlıma yapışan saçlarımı geriye ittirip yan tarafımdaki Yiğit'e döndüm.

"Hâlâ inanamıyorum ya. Az önce bir bebek doğurttum. Ellerime geldi ya." Derken ellerimi açmış avuçlarımın içine bakıyordum. Ellerimde, hâlâ hafif bir titreme mevcuttu.

Omuzlarımdan kavrayarak kendine döndürdü beni Yiğit. "Bana bak. Senin orada yaptığın hem bir annenin hem de bir bebeğin hayatını kurtardı. Ben öyle bir ortamda kendimi direk bırakmış ve salmışken, sen çok cesurdun." Gözleri hafif bir hayranlık parıltısıyla gözlerimin içine baktı. "Ada şimdi burada, hayattaysa senin sayende. Şimdi toparlan çünkü böyle bir ortamdan, yeni doğmuş, gözlerini bile açmayı beceremeyen bir bebeği korumak zorundayız." Yiğit beni yeniden kendime getirirken hemen karşımda duran adama sıkıca sarıldım. "Her şey için teşekkür ederim Yiğit. Eğer sen olmasaydın ne ben ne de Zeynep yaşayacaktı." Biraz daha sıkı sarıldım. "Ve Ada hiç doğmamış olacaktı." Onun da kolları beni sararken hava iyice kararmaya başlamıştı. "Zeynep çoktan emzirmiştir küçük beyi. Gidip de temizleyelim onları."

Siyah Gökkuşağı (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin