-18-

10.5K 1.1K 753
                                    

"Ona gerçekten inanamıyorum."

Hoseok'un uzattığı kahveyi aldı ifadesizce. Kısılan sesi dolayısıyla konuşurken iki kat daha fazla uğraş gösteriyordu ve daha şimdiden yorulmuştu.

Kafeteryada, her zamanki yerinde otururken oradan oraya koşturan Jungkook'u hayretler içinde izliyordu. Sanki dün gece saatlerce üstünde tepinmemiş gibi enerjikti ve tüm hocalara soru götürüyordu.

"Bu enerjiyi nereden buluyor?"

Konuşurken acıyan boğazı yüzünden yüzünü buruşturdu. Hem bir yere tutunamadan yürüyemiyor, hem de konuşamıyordu. Onu ayartırken ve şarap şişesinin yarısını bitirirken kafasında okula gitmek zorunda oldukları yoktu. Şimdi ise Hoseok'a dalga konusu olmuş, üstüne üstlük enerjisiz kalmıştı. Yine de değdi, diye geçirdi içinden. Asla unutamayacağı anlar boş kaldığı her an hafızasında beliriyordu.

"Sınavdan önceki gün sevişmekte ne demek oluyor?"

Kahvesinden bir yudum aldı ve gözlerini kapatıp, tahriş olmuş boğazından akıp gidişini bekledi öylece. Sınav olduğunu tamamen unutmuştu, üstelik kimya sınavıydı. En kötü olduğu ders olduğu için, kalacağı kesinleşmişti. İçinde sayısal özellik bulunduran her şeyden nefret ediyordu.

"Ne bileyim ben sınav olduğunu!"

Yükseltmesine rağmen kısık çıkan sesi karşısında Hoseok güldü, şu anki durumdan oldukça keyif alıyordu.

"Çok bağırmaya çalışma, dün gece baya yormuşsun o ses tellerini zaten."

Sinirle kaşlarını çattı ve ona alayla gülen arkadaşına ölümcül bakışlar atmaya başladı. İnatla utangaç olmadığını savunmasına rağmen, dün geceki hallerini gözleri önüne getirince yanaklarının kızardığını hissedebiliyordu.

"Çocuğun resmen çenesi morarmış, nasıl sömürdüysen."

Gözlerini devirdi abarttığını düşünerek. Ardından merak edip ona baktığında, çenesindeki morluğu görmesiyle şaşkınlıkla kalmıştı yerinde. Üniformanın açıkta bıraktığı yerler tamamen morluk içindeydi ve bunlar yetmiyormuş gibi, çenesi de diğer morlukların rengini almıştı. Bu görüntü onu inanılmaz derecede tatmin ediyordu, dudaklarını dişledi.

"Gerçekten morarmış.."

Kendisine şaşırırcasına mırıldandı, gerçekten bunu yapabildiğine inanamıyordu. İçinden canavar çıkmıştı sanki.

Bir süre izlemeye devam etti, okuldaki tüm kimya öğretmenlerine teker teker soru götürüyordu. Haftasonunu beraber geçirdikleri için çalışamamıştı belli ki, bu durum bir miktar suçlu hissetmesine sebep olsa da umursamadı. O bir şekilde sınavlardan geçmeyi başarıyordu nasıl olsa, ümitsiz vaka olan ta kendisiydi.

Jungkook, hocaların peşini bırakıp yanlarına doğru koşturmaya başladığında kaşlarını çattı. Yanında Hoseok vardı ve o buraya geliyordu, bu garip olay karşısında ne düşünmesi gerektiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Birbirlerine bulaşmamaları için dua etti içinden.

Jungkook yanlarına gelip, Hoseok'u adeta ittirerek boş yere oturdu ve ikisini de umursamadan, hocalardan aldığı notları defterine geçirmeye başladı. Bir yandan kendi kendine bir şeyler söylüyordu.

"Fonksiyonel grup izomerliği..."

Hayatında ilk defa duyduğuna emin olduğu şey karşısında kaşlarını çattı. Bunu ne zaman öğrenmişlerdi?

"O ne ya?"

Hoseok, biraz düşündükten sonra atıldı;

"Molekül formülü farklı, fonksiyonel grup atomlarının diziliş biçimi aynı olan izomerlere deniyor."

God Of Time | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin