Bölüm 14 -Kaybolmuş yollar ve ilk hayal kırıklığı-

Börja om från början
                                    

"Her zamanki gibi beni bilmeden yargılıyorsun Milkshake. Bu huyundan umarım bir an önce vazgeçersin çünkü gözünde beni nasıl bir şerefsiz ilan ettiysen her konuda ihanet eden arkadaş sıfatını ben üstleniyorum." Derin bir nefes aldığında bana döndü. "Fotoğrafı kaldırtan bendim, çocuğa ve Candy'e olan ilgiyi tamamen uzaklaştırmak için. Kalkmasının, neydi adı, Leo mu ne –her neyse haberi var o yüzden sıkıntı yok. Medya'nın odak noktası şu an Kimberly ve sen olduğun için Candy'i bu ilgiden kurtarmış olduk. Senin adına ondan özür diledim-"

"Ne yaptım dedin?" sözünü kestiğimde bende kendimi bir anda ayakta bulmuştum. Adını duyduğumda vücudumu saran gerginlik dalgaları ve tüm o karıncalanmalar yetmiyormuş gibi onun naif ruhu üzerinde bırakmış olduğum hayal kırıklığı tohumları altında ezilmeye başlamıştım. Zihnimdeki fırtınaya bir gemi daha eklenmişti çünkü, korku. 

"Hemen telaşlanma. Özür fotoğrafın altına gelen yorumlar içindi ve bu senin ettiğin halttan bir yarım saat önceydi." Suratımı buruşturduğumda üzerine yürümeye başladım.

"Jeff hayatıma böyle müdahale etmenden usandım artık-"

"Al işte, görüyor musun Nora Milkshake? Bir şey yapsam da yapmasam da yaranamıyorum-"

"Yeter artık!"

Büyük bir gürültüyle sesimiz kesildiğinde hepimiz tüm süreç boyunca kovanında saklanmış olup, dışarıya şimdi çıkan kraliçe arıya, Glenne'e bakıyorduk. Öfkeli ve sabrı taşmış surat ifadesi herkesin teker teker kendini sorgulamasına sebep olurken tartışma, parlak kehribar rengindeki düz saçlarıyla içeriye dalan Esther'ı görünmesiyle son buldu. İşte bu insan doğasına ait olan bir özellikti. 

Bir grup insan dış kaosla karşı karşıyaysa, kendi iç kaosunu yaratırdı.

Esther odanın havasını ilk defa bugün, rahatlamaya benzeyen tonlara doğru değiştirdi. Mark onun varlığından güç alarak herkese bir bardak bira koyacağını ve bu akşamın NBA maçını beraber izleyeceğimizi söylemişti. Herkes yavaşça dağılırken ben eski yerime oturmuştum. 

Candy'nin ifadesi aklımdan, kokusu burnumdan beyaz gömleğimdeki kırmızı şarap lekesi misali çıkmıyordu. Her yerdeydi, sadece üzerinde yabancılaşacağına dair bilgi veren bir pelerin giyiyordu. Çünkü ben, sadece düşünerek, var olduysa eğer garip ve değişik ilişkimizi, aramızda tohumlanan duyguları ve sahip olduğumuz tüm anıları kocaman bir kaosun ortasında yapayalnız bırakıp, çekip gitmiştim. O sıradan resmi, o ani kıskançlığı, önemsiz bir konuyu zihnimde öyle saçma ve bulaşıcı senaryolarla süslemiştim ki, nereye gidersem gideyim veya neyi düşünürsem düşüneyim sorumsuzluğumun sonucu beni bir dakika olsun bile yalnız bırakmıyordu. Bunu nasıl yaptığıma dair elimde ise hiçbir neden yoktu. Kelimenin tek anlamıyla çuvallamıştım. 

Üzgün hissediyordum. Üzgün ve umutsuz. 

İç kaos arkadaş grubumdan yükselen kahkaha sesleriyle sonlandığını belli ediyordu. Nora'nın kıkırdamaları ve Rosaline'nin çığlık atarmışcasına kahkahaları Mark'ın bira şişesini açmayı becerememesine bağlanıyordu. Glenne ve Jeff ortadan kaybolmuştu. Ve Esther ise meydan okuyan surat ifadesiyle önümde dikiliyordu. Ne olduğunu sorarmışcasına kaşlarımı kaldırdığımda gözlerini devirmesi bir oldu. Esther evrende bulunan ve varlığından rahatsız olduğum insanların başında geliyordu. 

"İyi ki sahte bir randevuya çıkacaktın Styles, neyse ki yönetimin keyfi yerinde, istediklerini aldılar." omzumu silkip herkesin balkonda olduğunu görünce dediği şeye cevap vermeden yerimden kalktığımda peşimden geldiğini hissedebiliyordum. İnatla beni sinir etmeyi ve bana sataşmayı seçiyordu. Hızlıca Nora'nın yanına adımladığımda masanın üzerinde duran biramı aldım ve Nora varlığımdan hoşnut olmuşcasına koluma girdi.

Normal Contact (Harry Styles)Där berättelser lever. Upptäck nu