Bölüm 10 -Yaklaşan fırtına-

1.4K 107 134
                                    

"Nutella, reçel, meyveler, bal, yağ... Elimizde olan her şey burda. Artık yumulabiliriz sanırım." Bethie son kez masayı yoklayıp yerine oturdu ve oturduğu an ilk işi Nutella'yı herkesten önce kapıp zaferle gülümsemesi oldu.

Gülümseyerek yanımda oturan Candy'e yan gözle baktığımda tıpkı onunda benim gibi gülümsediğini fark ettim. Sanki ona baktığımı hissetmiş gibi bakışlarını Bethie'den ayırıp bana dönmesi ve gülümsemesini genişletmesi bir oldu.

Kalbimin o her gülümsediğinde iki büklüm olmasına alışmıştım. Çünkü en bencil insan bile yanımdaki sarışın kızın gülümsemesinin onu belaya sokacak bir şekilde bulaşıcı ve tehlikeli olduğunu kabul edebilirdi. Yumuşak ve pembe elmacık kemiklerini, kısılmış gözleri sayesinde daha çok belli olan sarı kirpik uçlarını ve pembe dudaklarının yüzüne yayılış şeklini gören her akıllı insan, duyguları adına çok zararlı bir görüntüye şahit olduklarını ilk saniye de anlayabilirlerdi.

Tanrı'm... Daha önce hayatımda asla onun kadar güzel gülen birine şahit olmamıştım.

Kesinlikle duygularımda tuhaf bir kabarma olayı gibi bir şey yaşanmıyordu. Sadece Bethie ve sevgilisi Alejandro'nun tatlı atışmaları, Candy'nin onlarla ikide bir dalga geçip bu atışmaları daha komik bir hale getirmesi ve ardından Bethie'nin Nutella'yı bitireceğinden korkup onu elinden almaya çalışmasıyla süren bir kahvaltı masasında kötü düşüncelere yelken açmak imkansızdı. Özellikle her hareketinde kokusu burnuma dolan Jane Eyre kızı yanımda oturuyorken.

"İki gün önce 'Bir daha ağzıma çikolata dahi sürmeyeceğim' diyen kimdi Candy? Yaptığımız o konuşmayı hatırlıyor musun? Eğer unuttuysan hatırlatmaktan büyük bir zevk alırım biliyorsun."

Gülerek Candy'e tekrardan döndüğümde gözlerini kısmış bir şekilde Bethie'ye baktığını gördüm. Yaklaşık 5 dakikadır masada ki muhabbet Nutella'ların çok fazla tüketildiği ile alakalıydı ve iki genç kızın arasında derin (ama komik) bir tartışma yaşanıyordu. Alejandro her lafın ardından bana fısıldayarak diğer lafın ne olduğunu söyleyerek tahminlerinin doğru çıkmasını sağlamaya çalışıyordu ve ben de onları gülerek izliyordum. Yemeğimi yerken tabii.

"Hiç ordan girme. Sen en son çikolata yemeceğim dediğinde sadece 1 saat sonra kahvenin yanında bir paket çikolata yedin. En azından ben sana iki gün önce demişim." Candy meydan okurmuşcasına parmağını Bethie'ye tuttuğunda Bethie kahkaha attı.

"Gerçekten çok komiksin Candycane. 'Fol gobo oldom bothony, oboz oldom bothony' diyerek başımın etini yemekten çekinmediğin zamanları çok iyi hatırlatırım."

Candy gözlerini devirdi. "En azından ben senin sadece başının etini yemişim çünkü sen benim ömrümü yedin."

Ömrümü yedin mi? Bu nasıl bir cümleydi böyle?

"Gerizekalı." diye fısıldadı Alejandro bana doğru eğilip ve hemen ardından Bethie'nin sesi duyuldu.

"Gerizekalı."

Pancake'in boğazımda kalması ve geniş bir öksürük dalgasına kapılmam bir oldu.

"Aptal." dedi bu sefer bana su uzatırken. Minnet dolu ama aynı zaman da 'yeter artık' imalı bakışlarımı Alejandro'ya gönderdim. Bir yandan öksürüyor bir yandan da gülüyordum.

"Aptal." Candy'de dediğinde Alejandro zaferle kahkaha attı, ben de ona eşlik ettim. Bu kızların bakışlarının bize dönmesine ve girdiği tartışmadan kurtulmalarına sebep oldu. 

Tam bu nokta da Candy'nin hayatına bir adım daha atmış gibi hissettim. Onu her sabah kahvesini içerken Bethie ile atıştığını, huysuz olsa da tatlı kahkahalarını arkadaşlarından eksik etmediğini, paytak paytak evde koşuşturduğunu az az hayal edebiliyor, evinin içinde doğal halini benden saklamaksızın davranırken ona ve normal hayatlarına daha yakın hissediyordum.

Normal Contact (Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin