Bölüm 11 -Duyguların Açığa Çıkması & Candy'nin Geçmişi-

1.2K 117 119
                                    

Öncelikle 4500 kelimelik, her şeyi saydırdığım ve Wattpad hayatımda daha önce yazmadığım kadar saçma-romantik bir bölüm oldu. Yine kötü yazmışım gibime geliyor, yorumlarda fikrinizi belirtirseniz çok sevinirim... Şimdiden bölüm sonu için özür diliyorum. İyi okumalar. ❤

Korku, endişe ve merak. Sağanak yağmur tıpkı diğer günlerdeki gibi Londra'yı alışılmış bir kaosa sürüklerken zihnimin ev sahipliği yaptığı tek duygulardı. Ellerimin titremesine ve üzerime gölge gibi düşen o acımasız gerginliğe hiçbir şekilde anlam veremiyordum, nedenini sorgulayacak vaktim yoktu çünkü şu an her şeye sağırdım. Aklımdaki tek düşünce, gerginliğimin tek sebebi ve tüm vücudumu yay gibi geren tek neden oydu. Gülümsemesi sayesinde bir süredir tüm düşüncelerimi ele geçiren Jane Eyre kızını ıslak gözleriyle, asılmış suratıyla ve kırılmış bakışlarıyla hayal etmek, derin bir nefes alıp göz yaşlarımı gerginliğimden devreye sokabilecek kadar ürkünçtü.

Tanrı biliyor ya, eğer Candy benim yüzümden işinden kovulduysa, kendimi asla affetmezdim. Ne işimi, ne konumumu asla ama asla affetmezdim. Onun kadar güzel gülen birinin üzülmesinin sebebi olmak, gururumu ve karakterimi tek bir hamlede yıkabilirdi.

Bu sabah komik şakalarla, sabah kahkahalarıyla ve mutlu sözcüklerle geldiğim yolu ikinci defa kullanırken hayattan tek isteğim Candy'nin iyi olması ve tüm bu yaşananlara benim sebep olmamamdı. Çünkü üzerinde bütün olumlu duyguları bulunduran minik silüetine gölge düştüğünü hayal etmek içimi derin bir soğukluğun kaplamasına neden oluyordu. Bedenimin onun üzgün halini gördüğünde sarsılacağından emindim.

Düşüncelerim beni yanıltmadı.

İşyerinin önüne geldiğimde onu bulmak hiç zor olmadı. Kapıda durmuş, üşüdüğü için kollarını birbirine sarmış ve kafasını aşağıya eğmiş bir şekilde göz açıma girdiğinde, bir anda herkesten nefret ettim ve yabancı koyu bir öfke tüm iliklerimde nefes aldı.

Onun üzülmesine sebep olan her kimse canını yakma dürtüsüyle doldum, derin öfke damarlarımda dolaşırken vücudumun yaydığı sinir dalgalarını hissettim.

Hızlıca arabadan indiğimde sağanak yağan yağmur bir anda üzerime boşaldı, kapının çarpma sesiyle Candy'nin bakışları bana döndü fakat yağmur öyle bir görüşümü zorlaştırıyordu ki yüzünü net göremiyordum.

"Arabaya bin!" diye bağırdım hemen ve hızlıca bagajı açarak orda bulundurduğum montumu dışarıya çıkarmadan arka koltuğa fırlattım. Ön koltuğa çoktan oturduğunu tahmin ettiğimden kendimi hızlıca arabanın içine atacaktım ki kollarımda bir çift el hissetmem bir oldu.

"Harry! Rahatsız ettiysem çok özür dilerim fakat ben, ben gerçekten şu an inanamıyorum, sen buradasın seni çok seviyorum ben, en büyük hayranınım tanrım ben!-" kızı hızlıca yağmurun gelmediği bir kenara çektim, dolu ve şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Tanrım, şu an hiç zamanı değildi.

"İsmin nedir?" diye sordum ve hızlıca arabanın içine baktım. Candy ön koltuğa geçmiş kafasını aşağı eğmiş bir şekilde oturuyordu.

"K-karen."

"Pekala Karen, seninle vakit geçirmek çok isterdim fakat çok önemli bir işim var, bu yüzden hemen gitmem gerekiyor. Haftaya olan konserimi biliyor musun? Oraya gelmek ister misin? İsmini girişe yazdıracağım, böyleyece konuşmuş oluruz. Seninle tanıştığıma çok memnun oldum. Kendine iyi bak." cevabını dinleyemeden onu orada bırakıp arabaya bindim. Bu süre zarfında Candy'i gördüğünü ve biraz kaba davrandığımın farkındaydım fakat şu an tek düşündüğüm Jane Eyre kızının nasıl olduğuydu.

Normal Contact (Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin