YOKLUK

12.9K 851 258
                                    


Ve ekler Nazım hikmet mektubun sonuna herkese selam sana hasret...

                       🍂🍂🍂

İlk defa hikayeyi savaşın ağzından dinliycez, umarım beğenirsiniz ❤️❤️

🍂🍂🍂🍂🍂

Niçin yalnız ona yazdığımı sormayın, niçin sadece ona gittiğimi...

Ona gidişim işte bundan. O aşkı anlatıyor, yaşatıyor bana. Çünkü yaşıyorsun.
  Onun söylediği sözlerin kalbinden geldiğini kalbime vuruşundan anlıyorum ben.
   Sözleri değil beni ona bağlayan, o sözlerin manasına vurgunum.

Ona tutunmam aşka ve varlığa duyduğum özlemden!

O benim sözlerim. Onu kalbime koyuşum bundan.
   Ruhuma sığınak ararken haykırmam hep bu yüzden...

O yeri geldiğinde dost yeri geldiğinde arkadaş. O içimi koruyan bir elbise. Bense ruhunun çıplaklığını kapatan bir tenim.
   Bir liman aradım ve o benim sığındığım liman oldu.

  Çaresizliğin en amansız olduğu yerdeyim şimdi.
  Uykusuz gecelerin yorgun sabahlarında onu düşünüyor ve korkularla yine ona doğru koşuyorum.
   Hep aynı soru düşüncemde:
Ya kaybedersem? O zaman neler olabileceğini düşünmek korkutuyor beni.

İkinci defa yenileceğimi düşünüyorum.  Karşımda kendinden emin gözleri, dudakları, elleri bunu söylüyor bana.
   Onu tanımadan geçen bütün yıllara lanet ediyorum. Önceleri hiç bilmediğim adını şimdi binlerce defa tekrarlıyor dudaklarım.

Gün oluyor bir tablo seyredercesine mutlu heyecanlarla doluyorum karşısında, gün oluyor bir yunan heykelinin muhteşem güzelliğiyle büyülüyor beni.

Gün oluyor bir tablo seyredercesine mutlu heyecanlarla doluyorum karşısında, gün oluyor bir yunan heykelinin muhteşem güzelliğiyle büyülüyor beni

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

    Gözleri gözlerime takılınca güçsüzlüğüm aklıma geliyor...

Dudaklarından çıkan her kelime, suya bir taş atılmışçasına büyüyor içimde.

  Nereye gitsem, kulaklarımda o yarı karanlık çocuksu sesi.
   Sonra kendine has kokusu; o kokuların en çıldırtıcısı, en kahredicisi...
   Ve gözleri; esmer bir akşamüstünün serin hüznünü getiren gözleri...

  Duyabildiğim, görebildiğim her şey bana onu sevmemi söylüyor.

Uzaklaştıkça yaklaşıyorum ona. İşin en kötüsü, yaklaştıkça da uzaklaşmaktan korkuyorum.
   Bir insanın kendini anlatması ne güçtür bilirim. Bu sevmek korkusunun altında aslında çok sevmek olduğunu biliyorum fakat anlatamıyorum.

"Seni seviyorum" cümlesini sürekli kullanamadım ona, düşünün ki, çoğu zaman kendime bile söyleyemedim.
Sanki söylediğim anda her şey bitecek ve bu emsalsiz büyü bozuluverecekmiş gibi.
Onsuz yapamıyorum, onsuz yapamayacağımı söyleyemiyorum ona. Susmak, susmak; korkudan ölünceye kadar.
Şimdi sevginin bataklığındayım ve korktukça her an biraz daha saplanıyorum.

SEN UYURKEN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin