TEKLİF

18.9K 1.1K 159
                                    

     Ümitli olmak lazım.
"Her gün güzel olacak" diye değil de, "Bir gün güzel olacak," diye beklemek lazım.

   Evin içinden gelen kadın sesleri nedeniyle güzelim yataktan kalkıp gözlerimi ovalamaya başladım, sabahın 8' in de  bu seslerde neydi? Odadan çıktığım gibi ortalarda dolanıp, koşturan çocukları görünce şaşkınlığım biraz daha arttı.
  Şilanın mutfaktan çıktığını görünce koluna yapışıp odaya çektim.

- neler oluyor? Gelenler kim?

- savaş ağanın seninle evleneceği haberi tüm mardinde duyulmuş. İnsanlar da seni görmeye gelmiş.

Korkuyla gözlerim büyürken, hemen yatağa geçip uzandım,

- şilan teyzeme söyle; içerde bulunan kadınlar gitmediği sürece bu yataktan kalkmıycam. Kimseye kendimi sergileyemem.

Şilan söylediklerimi gülerken, odadan çıkıp gitti. Allahım ya bi bu eksikti zaten. Meraklı melahatlar eve doluşmuş resmen.
  Örtüyü yüzüme kapatıp, bu yaşanan herşeyin kocaman bir kabus olmasını diledim.
  Odamın kapısı hızlı bir şekilde açılırken, örtünün üstümden alınmasıyla gözlerimi açtım. Teyzem elini beline koymuş bana tepeden bakarken, büyük bir off çektim.

- kızım kalksana bak misafirler seni bekler.

- teyze allah aşkına beni hiç bulaştırma bu işe, zaten mecburiyetten evleniyorum bide içerdeki insanlarla muhattap olmuyayım!

Teyzemin yüzü hızlı bir şekilde asılırken, yatakta oturur vaziyete gelip teyzemi elinden tutup yatağa oturmasını istedim

- özür dilerim teyze!

Teyzem yüzümü okşayıp gözümün önüne gelen saç tutamlarını kulağımın arkasına sıkıştırdı.

- yavrum sen neden özür diliyorsun? Bizim yüzümüzden hayatını yakıyorsun, şimdi bize ne desen haklısın. Yusufumun hayatını kurtardın. Ömür boyu sana kul köle olsakta hakkını ödeyemeyiz..

Teyzemin sözleriyle gözlerim yaşarırken, sıkıca teyzeme sarılıp içimde kopan fırtınayı sakinleştirmeye çalıştım.
Bir süre teyzemle öyle kalırken, ayrılıp elini avcumun içine aldım.

- teyze amcama nasıl anlatıcaz bu durumu? Amcam da cenk abide bu olanları asla kabul etmeyecek!

- bilmiyorum kızım! Yüreğim bu olanlara daha ne kadar dayanır Allah bilir.
  Ben kalkayım artık içerde misafirler bekliyor, ayıp olmasın onlara, sende istediğin vakit gel.

Teyzem saçlarıma öpücük kondurup odadan çıkarken, amcama ne diyeceğim konusunda resmen kafayı yiyordum. Daha fazla odada kalmaya dayanamayınca üstüme düz üstüne gelen bordo kalın askılı elbisemi giyip aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp gözlerime sürme çektim.

    Gelen misafirlere görmek istediklerini vermesek olmaz, en azından teyzemi utandırmamak adına buna mecburdum.
Odadan çıktığım gibi mutfağa geçerken, şilanı çay doldururken görünce rahatladım. En azından tek başıma kadınların yanına gitmek zorunda değildim.

- çok güzel olmuşsun kardeşim,

Şilanın sözleriyle yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim.

- sağol canım, kaç kişi var içerde? Yani ona göre kendimi hazırlim. Korkudan kaçıp gitmek istemem!

Şilan söYlediklerime gülüp, yanağımı sıkarken, bende onun gibi yapıp yanaklarını sıktım.

- 10 kadın var tabi çocuklarını saymıyorum bile, ama sen sakin ol hiç biri insan yemiyor!

Bu sefer ben şilanın söylediğine gülümserken, bana çay tepsisini uzatan şilana dil çıkarıp tepsiyi elinden aldım.

- bana dua et
Korka korka salona giderken, salona girdiğim gibi tüm bakışlar benim üstümde toplandı, kadınlar kendi aralarında fısıldamaya başlarken tek tek çayları dağıtıp her çay verdiğim kadına hoşgeldiniz diyip diğer kişiye geçiyordum.
   Kadınlar teyzeme dönüp benim hakkımda övgüler yağdırmaya başladıkları vakit hemen odayı terkedip şilanın yanına mutfağa geçtim.

- abi bu kadınlar da hep beraber konuşmasa olmaz sanki! Zaten hepside aynı kelimeyi söyleyip duruyor. Biride çıkıp demiyor maşallah kız taş gibi!

Şilanla birbirimize bakıp kahkaha atarken, içeri yusuf abi girdi. Hemen kendimize çekidüzen verip elimizi önümüzde birleştirdik.

- hoşgeldin abi.

Yusuf abi başını sallamakla yetinirken, hiç yüzüme bakmaması nedeniyle gerildim. Olan olmuştu bu saatten sonra böyle üzülerek yada utanarak birşey elde edemezdik ki!

- yusuf abi biraz konuşalım mı? Şilan mutfaktan çıkıp kapıyı ardından kapatırken, yusuf abide masaya geçip oturdu.
  Bende tam karşısına geçip oturdum. Tam olarak nasıl bir cümle kuracağım konusunda bir fikrim olmazken,derin bir nefes alıp ellerimden bakışlarımı çekip yusuf abiye çevirdim.

- abi olan oldu. Ne olmuşa nede ölmüşe çare bulabiliriz. İlk başlarda sana epey kızdığım bir doğru, ama sakin kafayla düşününce yani bende senin yerinde olsam kesin aynı şeyi yapardım. Sen doğru olanı yaptın ve sırf doğru yaptığın için sana kızmaya hakkım yok. Benim olayıma gelecek olursak;bu evliliğin sadece kağıt üstünde bir evlilik olacağı kesin, savaş ağanın da sırf kardeşinin canı için bu evliliği kabul ettiğini biliyoruz. Belli bir süre evli kalıp sonra bu evliliğe bir son vericez.
Sonuç olarak ne kimse ölecek nede biz ömür boyu istemediğimiz bir evlilik sürdüreceğiz!

Yusuf abi şaşkın bakışlarla beni dinlerken, bu haline gülümsemeden edemedim.

- peki savaş ağa bunu kabul edecek mi sence?

- yani kabul etmekten başka çaresi yok, sonuçta kimse sevmediği biriyle bir ömür geçirmek istemez...

SEN UYURKEN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin