KAZANAN

16.4K 1K 105
                                    



Her başımı yastığa koyuşum da acı dolu anılarım aklıma üşüşüyor, öksüz ve yetim kalmanın verdiği o acınası duygu boğazımda bir yumru oluşturuyordu. Neden demekten bir türlü kendimi alıkoyamıyordum. 'Neden?' Neden bende anne ve babamla birlikte ölmedim ki? Onların yokluğu her seferinde beni böyle üzerken, ayakta kalmak için kendim de o gücü bulmakta zorluk yaşıyordum.

Savaş sayesinde bu aralar kendimi başka duygulara kaptırırken, ailemle ilgili kötü anılardan birazcık uzaklaşmak beni rahatlatmıştı. Ona her bakışımda dünyadan kopuyordum. onun beni seviyor yada sevmiyor oluşu bile umrumda değildi. Yani başkasını sevmediği sürece sorun yoktu, beklerdim ve çok sevmeye devam ederdim.
KAybetmeyi oldum olası sevmiyordum . Yanlış anlamayın bencil yada egoist biri olmadım hiç; sadece sevdiğim insanlara birşey olmasına veya onlardan kopmaya dayanamıyordum. Anne ve babamdan başka kimseyi kaybetmiycektim! Toprağa verebileceğim en değerli iki canı vermiştim, eğer başka bir can istiyorsa alıcağı tek can'da benimki olacaktı.

Savaşı uyurken seyretmek yeni hobim olmuştu. Sert çehresi uyurken bile bozulmazken, bu haliyle çok çekici durduğunu biliyordum. Gülünce yüzünde oluşan iki gamzesiyle dünyanın 8.harikasına şahit olmuştum resmen.

Bir adamın tüm yaptığı odunluklara rağmen böyle muhteşem durması akla zarardı.

Bu evliliği kabul ederken, sonlandıracağım konusunda o kadar kendimden emindim ki, oysa ki şimdi ayrılık düşüncesi bile kalbimin sıkışmasına sebep oluyordu.

Bi de eyşan konusu vardı; savaşın ona karşı ne hissettiğini bilmek zorundaydım. En azından evliliği yürütebilmem için bu gerekliydi. Yavaşça yataktan doğrulurken, gözlerim savaşın üstündeydi.

Her zaman ki sinirli haliyle ortalarda dolanıp, emirler yağdırıyordu. Ama beni terslemeyi bırakmış, sesini yükseltmeyi kesmişti. Evet değişmişti, sözleriyle her günü bana zehir eden adam gitmiş yerine beni düşünen biri gelmişti.

Bu büyük değişimin nedenini hayra yormaya çalışıyordum, belki de eyşan konusuna tamamen bir son vermişti. Cidden bu kadar çabuk ondan hoşlanmış olmam normalmiydi?

Ya da geçici bir heves olma ihtimali de vardı.

Genelde yaşadığım hiç bir duygu geçici olmamıştı tabi aşk benim için çok farklıydı. Geçici mi yoksa kalıcımı olacaktı bilmiyordum.
Cenk abinin düğününe az kalmıştı ve daha istanbula gideceğimi savaşa söylememiştim. Vereceği tepkiyi merak ediyordum yani engel olmak gibi bir saçmalığa kalkışmasını istemiyordum.
Yataktan kalkıp koltuğa geçip oturdum. İçimde ki huzursuzluk rahat vermiyordu bana! Her an kötü birşey olacakmış gibi hissediyordum. Bu aralar fazla elhamlı olmuştum.

Amcamı özlemiştim. Tabi cenk abiyi de unutmamak lazımdı. 2 aya yakın süredir burdaydım zaman öyle hızlı bir şekilde akıyordu ki bir türlü yetişemiyordum.
Koltuğa yaslanıp, karşı duvarı seyretmeye başladım. Hobilerimin arasına tavanı ve duvarı seyretmeyi de eklemeliydim galiba.

- Esila!

Savaşın uykulu ses tonuyla bakışlarım yatağa döndü, doğrulmuş bana bakıyordu.

- uyandırdım mı seni? Özür dilerim.

- Sen orda ne yapıyorsun? Birşey mi oldu?

Savaşın endişeli ses tonu nedeniyle yerimden kalkıp yatağa geçtim. Bakışlarımı üstünden ayırmazken, uykulu haliyle bile çok yakışıklı ve karizmatik durduğunu farkettim.

- şey sadece kötü bir rüya gördüm. Uykum kaçtı.

Bunu söylerken, başımı önüme eğip elimle oynamaya başladım. Tamam kötü bir rüya gördüğüm konusu yalandı ama ne diyecektim ona? " valla aklımı sen ve eyşanla bozdum, uykularım kaçıyor mu" demeliydim?
Başımı hafifçe kaldırdığım da savaşın, gayet sakin bakışları üstüme kilitlenmişti.

Biraz sonra yatağın ortasında ki küçük yastıkları alıp yatağın yan tarafına atarken, soru dolu bakışlarım savaşa döndü.
Bu adam ne yapmaya çalışıyordu? Savaş tekrar yatağa uzanırken, kolunu açıp bakışlarını bana çevirdi.

- hadi gel

- A..aa..anlamadım. Gel derken?

- saat epey geç oldu, sabah erken kalkıcaz. Şimdi gel yanıma ve uyu.

Savaştan beklemediğim bu teklif beni şaşırtsada baya cazipti. Heyecan ve birazda korkarak savaşın yanına uzanıp, başımı kolunun üstüne koydum. Üstünde ki siyah tişörtünden gelen koku muhteşem ötesi birşeydi.

- teşekkürler.

Savaş konuşmayıp, direk gözünü kapatmıştı. O sırt üstü yatarken, ben ona dönük yatmıştım. Birbirimize bu kadar yakın olmamız ne kadar ilginçti! Daha düne kadar yatağına dokunamazken, şimdi aynı yatakta ve kollarındaydım.
Savaşın gözlerini açmasından korktuğum için, yavaşça savaşa arkamı döndüm. Cidden şu an savaşın kolunu yastık niyetine kullanıyordum.
Bir rüyanın bana böyle bir kapı açacağını bilmiş olsaydım, daha önceden bu bahaneyi uydururdum.

Sırf korktuğumu düşünüp, aramızda ki duvarları yıkan adama hayran kalmıştım. Yatakta hareketlenme olurken, belime sarılan kolla, nefes almayı unuttum. Vücut fonksiyonlarım resmen durmuştu.

- nefes al!

Savaşın sessiz bir o kadar da çekici ses tonuyla nefes almaya başlarken, kalbim resmen yerinden çıkmaya çalışıyordu. Savaşla yakın olmayı isterken, bu yakınlığın beni canımdan edeceğini hiç hesaba katmamıştım.

- hadi uyu, korkma ben yanındayım.

Savaşın kollarında kendimi hiç olmadığım kadar huzurlu hissederken, daha fazla beni basan uykuya karşı koyamayıp gözlerimi kapattım. Korkmama gerek yoktu çünkü; savaşın dediği gibi o yanımdaydı.

Yazardan devam...

Genç kız kendini aşkın kollarına teslim edeli çok olmuştu. Zaten aşkla savaşacak kadar güçlü olan kim vardı ki? Bir çift kolda kendine huzur bulurken, yarının ona ne sunacağından habersiz; anı yaşamayı tercih etmişti.

   Genç adam ise karısına yakın durmaktan kendini alıkoyamıyordu. Yapacağı en küçük yanlışta onu kendinden uzaklaştırabileceğinin farkındaydı ama onun istediği tam tersiydi. Karısının hala küçük ve oldukça kırılgan olduğunu biliyordu.

   İlk başta karısının kendisine güvenmesini sağlayacak daha sonrada kalbine sızıp onu fetedecekti.
Genç kızın artık sadece kağıt üstünde karısı olmasını istemiyordu. Kalbi çoktan kararını vermişti. Onu istiyordu hemde tüm benliğiyle.
Karısının ona karşı boş olmadığının farkındaydı zaten bu sebepten işi yavaştan alıyordu ya.

   Aralarında ki tüm soruları cevaplandırıp, yepyeni bir sayfaya başlayacaklardı.

Geçmişte yaşanan tüm kötü anılara rağmen, bu sefer kazanan o olacaktı....

SEN UYURKEN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin