ŞÜKÜR

14.6K 1K 120
                                    


Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!

Hatırlıyorum da çocukken uyku vakti gelince koşarak yatağa girip heyecanla annemin bana masal okumasını beklerdim.
  Annem o güzel sesiyle bana masallar anlatırken, babam kapı eşiğinde durup bizi izlerdi.
Annemin anlattığı masallardan çok, bana zaman ayırması hoşuma gidiyordu.
  Gözlerimin önünde annem ve babam yanarken, sadece anne-baba diye bağırmaktan başka elimden birşey gelememişti.
O an çocuk olmaktan nefret ettim! Çünkü onları kurtarmak gibi bir imkanım yoktu. Belki büyük olsaydım o zaman bir şekilde onlara yardım etme şansım olabilirdi. Bilmiyorum onların hayatımdan gitmesiyle birlikte kocaman bir boşluğa düştüm. Adeta yere çakıldım.

9 yaşına kadar muhteşem bir çocukluk geçirirken, hayatım birden altüst olmuştu. Bu yüzden daha fazla kayıp vermek istemiyordum. Sırf bu yüzden bu evliliği kabul ederken şimdi işin içine savaşta girmişti.
   Belkide ona bu kadar bağlanmamın sebebi ilk defa aşık olmamdan kaynaklanıyordu yada onun gibi biriyle karşılaşmadığımdan da olabilir.
Savaş Pehlivan çok garip bir adamdı ama bu garip halleri ona daha da çekilmeme sebep olmuştu.

-Savaş istanbula tek gitsem iyi olur sende düğün günü gelirsin beraber mardine döneriz, hem burda ki işleri aksatmana gerek kalmaz.

Savaşın kaşları her zamanki gibi çatılırken, derin nefes aldım. Tamam onunda benle gelmesini istiyordum, ama benim yüzümden babasıyla arasının açılmasına izin veremezdim.

- Tek gitmeyi aklından çıkar öyle birşey olmayacak!

Uzandığım yataktan doğrulurken, savaşa doğru hafifçe döndüm.

- Bak savaş burdakilerin sana ihtiyacı var, sende çok iyi biliyorsun ki sen olmadan işler sarpa sarar.

Savaş ne kadar kabul etmek istemesede haklı olduğumun farkındaydı. Onu rahatlatmak ve gelmesini engellemek amacıyla yüzüme tebessüm yerleştirip en içten bakışımı ona sundum.

- Düğüne 1 gün kala sende istanbula gelirsin beraber döneriz, hem amcamların yanında güvendeyim o yönden için rahat olsun.

Savaş bir kez daha benimle baş edemeyip yenilgiyi kabul etti.

- tamam bu seferlikte senin istediğin gibi olsun ama, başka sefer herşey benim istediğim gibi olacak.

Savaşın lafına gülümserken başımı olumlu anlamda yavaşça salladım.

- Sen nasıl istersen öyle olacak savaş ağa :)

Ertesi gün erkenden kalkarken, birkaç saat içinde buralardan gidecek olmak beni epey garip hissettirmişti.
İlk zamanlarda buralardan kaçıp gitmek isterken şimdi tam tersine buraya bağlandığımı hissediyordum. Burdaki töreleri ve şehmuz ağayı es geçersek mardin güzel yerdi.
  En önemlisi savaş burdaydı, onun varlığıyla cehennem bile cennet oluyordu resmen.
  
O benim dikenli yollarımı gül bahçesine çevirmişti. Öyle bir bakışı vardı ki bana kendimi dünyanın en güzel varlığı gibi hissettiriyordu.
Küçük valizime bana 1 hafta boyunca yetebilecek kıyafet yerleştirirken, istanbulda ki evde kıyafetlerimin olduğunu bildiğimden pek fazla birşey alma durumuna girmedim.
  Uçağım saat 2'de kalkıcaktı onun öncesinde gitmeden teyzemi görmem gerekiyordu. Savaşta benim gibi erkenden kalkarken, üstüne siyah takım elbisesini giymiş gergin bir şekilde odanın içinde dolanıyordu.
    Bu gerginliğine bir anlam veremezken, baya can sıkıcı olduğu kesindi.

Savaşa doğru dönerken, camdan dışarıyı seyreden yakışıklı, bir o kadar da gergin adamı incelemeye koyuldum.
  Sert çehresi ve yıkılmaz duruşuyla insanı kendine hayran bırakıyordu. Bu kadar kısa sürede savaşla aramızda yaşanan herşey çok değişikti ama acı tatlı anıları onla beraber yaşadığım için kendimi şanslı hissediyordum.
  Valizi yatağın yanına yerleştirip yavaşça savaşın yanına gidip arkasında durdum.
İçime derin bir nefes çekerken, savaşın hala beni farketmemesinden dolayı ciddi anlamda savaşın iyi olmadığını düşünmeye başlamıştım.

Gelen ani cesaretle savaşa arkadan sarılıp, başımı sırtına yasladım. Savaşın elleri hemen ellerim üstünde yerini alınca dudaklarım kıvrıldı.

- Herşey yolunda mı?

Bu soruyu sorarken, ciddi anlamda büyük bir sorun olmamasını umuyordum.

Savaş birbirime kenetli ellerimi çözüp bedenini bana döndürürken, yüzünde ki anlam veremediğim hüzün yüzünden kaşlarım çatılmış ve İyice korkmaya başlamıştım!

-Savaş ne oluyor? Neden böylesin?

Savaş beni kendine çekip sıkıca sarılırken, kollarımın hemen belinde yerini buldu.

Gelecek cevabı merakla beklerken, istanbula gitme konusunda resmen hevesim yok olmaya başlamıştı!

- Varlığının bende oluşturduğu etkiden hiç haberin yok, keşke kendini benim gözümden görebilsen...

Savaş pehlivandan beklemediğim sözler nedeniyle kalbim durma raddesine gelirken, iyice savaşa sokuldum.

- Benden gitmen hiç hoşuma gitmiyor. Kokuna müptela olmuşken konağa gelmek için saatleri iple çekerken, şimdi istanbulda olduğun süre boyunca tüm günlerim zehir gibi geçicek.

Savaştan ayrılıp, bakışlarımızı birleştirdim. Eğer sırf bir güzel kelime uğruna ölmeyi göze almaksa aşk, ben bu uğurda ölmeyi göze almaya hazırdım. Savaştan tek bir güzel kelime duymak için herşeyi feda edebilirdim. Yeter ki o beni sevsin..yeter ki bana hep böyle güzel baksın.

Elimi savaşın yanağına yerleştirirken, yavaşça okşadım.
dudaklarım kıvrıldı.

- Sana çok teşekkür ederim...

Savaşın kaşı hemen havaya kalkarken, yüzümde ki tebessüm gülümsemeye dönüştü.

- Bana aşkın aslında ne kadar muhteşem birşey olduğunu gösterdiğin için teşekkür ederim.

Savaşın belimde duran sağ elini alıp sol göğsüme koydum. Kalbimi işaret ederek

- Sen tam burda tahtını kurup baş köşede yerini aldın. Biraz, hatta baya manyak birisin ama naparsın benim deli kalbimde manyak seviyormuş.

Gülümserken, savaşın yüzünde de gülümseme oluştu. Elini yanağıma koyup hafifçe okşarken, eğilip alnıma sıcacık bir öpücük kondurdu.
  Tekrar birbirimize sarılırken, Allaha savaşı bana verdiği için şükrettim.
 
"Seni seviyorum" kelimesini onun dudaklarından duymam gerekmiyordu zaten bana bunu sözleriyle ve hareketleriyle hissettiriyordu. Önemli olanda bu değilmiydi zaten?
  Herkes seni seviyorum kelimesini kullanıyordu önemli olan bunu hissettirmekti.

Savaş pehlivanı sırf bu yüzden çok seviyordum. Herkes gibi değildi, zaten herkes gibi olmak onun kişiliğine uymazdı.
   Ne kadar kızgın olursa olsun yada yüzünde hiç gülümseme göremesemde tek bir kelimesiyle bana dünyaları vadediyordu.
  Her yeni güne şükürle uyanmama sebep olan savaş pehlivana vurgun bir o kadar da yangındım.....

😊Arkadaşlar sizden çok fazla birşey istemiyorum. Vote ve yorum yapmak bu kadar zor olmamalı.
  Sizden tek istediğim desteğiniz.
❤️❤️❤️

SEN UYURKEN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin