BENİM OLAN...

14.9K 1.1K 290
                                    


Küçük bir çocuğun yokuş aşağı koşması gibi seni düşünmek... Biraz heyecan, biraz da düşecekmiş korkusu....

🍁🍁🍁🍁🍁

"Ben bazen gitmek istiyorum uzaklara. Kaçmak istiyorum bu iklimden..."
Bu şarkı resmen beni anlatıyor gibi. Düşünmekten yorulunca hemen kaçıp gitmek istiyorum. Kimseyi düşünmeden sadece kendimle kalacağım bir yere gitmek...
Bedenen olmasada ruhen yorgunum, kimsenin beni anlamadığını düşünmeden edemiyorum!
Kalbimde tarif edemedim bir ağırlık var, aşkın insana resmen ruhen ve bedenen zarar verdiğini anlamaya başlıyorum...

Sürekli etrafımda bana emir yağdıran insanlar nedeniyle nefes almakta zorlanıp hayatı kendime çekilmez hale getirmiştim.
Artık kimseye karşı çıkacak gücü kendimde bulamıyordum. Sahi ben kendimi güçlü biri sanırdım, şimdi farkediyorum da aslında bir zavallıdan farkım yok.

Her söyleneni yapmaya başlıyorum, robottan farkım kalmamış. Annem gibi güçlü kalmayı başaramadım, babam gibi başarılı bir insanda olamadım.
Değiştim, yeni hayatım beni hiç olmak istemediğim bir insana çevirdi. Oysa ki her zaman güçlü olacağıma dair söz vermiştim. Verdiğim sözü bile tutacak gücü bulamıyorum kendim de...

Bu olumsuz düşüncelerle cenk abinin düğün hazırlıklarına koşturup azda olsa kendimi işe yarar hale getirmeye çalışıyordum.
Düğün mekanının düzeniyle uğraşırken, amcamın ricası nedeniyle gökayda bana yardıma gelmişti.
Savaşın en son attığı mesajı düşünürken, gökayla pek muhattap olmamaya dikkat ediyordum.
Onunla konuşmam elbette ki yanlış birşey değildi ama evli biri olduğumu unutmamam gerekiyordu en azından gökayın sürekli benimle konuşma çabaları nedeniyle birşeylerin pekte doğru gitmediğini düşünmeye başlıyordum.
Bir kaç yıl öncesine kadar hoşlandığım kişinin şu an çevremde dolanması normal şartlarda belki de hoşuma gidebilirdi ama hayatımda savaş varken helede onunla evli olduğumu düşünürsek pekte iyi değildi.

-Esila masalar için istediğin süsler gelmiş, istersen gelip bak, ona göre masalara yerleştirelim.

Gökayın sesiyle elimde duran küçük not defterini kapatıp bakışlarımı gökaya çevirdim.

- Tamam geliyorum hemen.

Bu akşam yapılacak düğün nedeniyle sabahın 7'sinde düğün mekanına gelip hazırlıklara koyulmuştuk.
Savaşın normalde düğüne birgün kala gelmesi gerekirken, işte çıkan sorunlar nedeniyle dün gelmeyip,bugün gelecekti.
Saat kaç gibi geleceğine dair bir bilgim olmazken, bu düşünceleri düşünmeyi bırakıp kendimi tamamen hazırlıklara verdim.
Bugün biricik abimin düğünüydü, ve herşeyin mükemmel olmasını istiyordum.

Mekan tek katlı deniz kenarına sıfır bir yerdeydi. Kocaman balkonu vardı ve deniz manzarası hemen önünüzde yer alıyordu.
İçeride kocaman yuvarlak masalar vardı, masalara beyaz örtüler serip üstüne sırf gelin hanım mor rengi seviyor diye, mor şeritler yerleştirmiştik. Masaların üstüne yapay çiçekler yerleştirirken, aynı masalara oturacak kişilerin ayarlamasını yapmıştım.

Herşeyin bir düzen içinde olmasına özen gösteriyordum, küçük bir sorun çıkarsa sorumluluk tamamen bana ait olacağı için daha da dikkat ediyordum.
Cenk abilerin oturacağı masa diğer masalara göre biraz yüksek ve tüm masaları görecek şekilde yerleştirilmişti.

Diğer masalara göre dikdörtgen olan masayı, tamamen beyazla donatmıştım. Beyaz örtü, beyaz çiçekler ve beyaz taşlarla süslemiştim.
İnsanların beğeni dolu bakışlarıyla az da olsa rahatlarken, çalan telefonumla beraber kendimi balkona attım.
Arayan kişinin savaş olduğunu görünce yüzümde küçük bir tebessüm oluştu.

SEN UYURKEN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin