11- Kabus

9.9K 638 244
                                    

-Medya, Miranda-

/ / / Miranda / / /

Annabeth kalabalığa birkaç cümle daha bağırdı ve kalabalık kendinden geçmiş bir şekilde tezahüratlara başladı. Bütün turuncu tişörtlü topluluk sevinçten çıldırmış bir şekilde bağırırken bu sevinçe ortak olmayan avcıları gördüm. Thalia köşede, yanında iki avcıyla birlikte coşkuyla bağıran kalabalığa bakıyordu. Özellikle de Leanna'ya ve bana baktığı için biraz rahatsız oldum. Çünkü insanların bana bakmasından hoşlanmam. Her neyse...

Thalia kalabalığı yarıp yanıma geldi ve,

''Sana ve şu sarışın arkadaşına bir teklifimiz var. On dakika sonra Artemis kulübesine gelebilir misin?'' dedi elektrik mavisi gözlerini bana dikerek.

''Tamam'' diyebildim sadece. Kız iyi harmandı, ona lakayt ya da alaycı davranmaya ister istemez çekiniyordu insan.

Thalia gülümsedi. Bir anlığına o sert, ciddi ifadesi yok olmuştu. Sonra iki avcıyla birlikte kulübelerin sıralandığı alana doğru gitmeye başladılar. Bende kalabalıktan sıyrıldım ve İris kulübesinden birkaç çocukla konuşan Leanna'nın yanına gittim.

''Sen tanıdığım en zeki kızsın Leanna abla'' dedi gökkuşağının her renginde bir tütü ve Melez Kampı tişörtü giymiş, unicorn saç tokalı küçük kızlardan biri hayranlıkla.

Leanna gülümsedi ve kızın başını okşadı. Bende Leanna'nın kolunu çekiştirdim ve bana bakmasını salladım.

''Ne var Miranda?'' diye çıkıştı haklı olarak.

''Avcıların başkanı olan kız bizi kulübesine çağırdı. Bize bir teklifleri varmış'' dediğimde bir an durdu.

''Tamam, gidelim'' dedi ve gözlerini gümüş renkli Artemis kulübesine dikti.

/ / /

On dakika sonra gümüş renkli, zarif, kapısının önünde bir selvi ağacıyla bir geyik resminin bulunduğu Artemis kulübesinin önündeydik. Leanna iki adım öne çıkarak yavaşça kapıyı çaldı ve heyecanla beklemeye başladı. Bir dakikadan az bir sürede avcı kızlardan nöbetçi olanı bize kapıyı açtı ve içeri geçmemizi söyledi.

Artemis'in kulübesi son derece düzenli, sade ve güzel dekore edilmişti. Leanna ile oturmamız için gümüş koltukları gösterdiler ve biz sessizlik içinde beklerken de Thalia odaya girdi. Tam karşımızdaki koltuğa oturdu ve konuşmaya başladı,

''Size bir teklifimiz var genç melezler. Bize, yani Artemis Avcıları'na katılmanızı istiyoruz. Deminki bayrak yakalamacada neler yapabildiğinizi gördük. Sizin gibi melezleri avcı takımımızda görmekten gurur duyarız. 56 kez üst üste kazandığımız bir oyunu bu kez zekice bir planlama ve hızlı bir koşucuyla kaybettik'' dedi ikimizi de sessizce süzerken.

''Size katılırsak ne olacak yani? Melez olmayacak mıyız?'' dedi Leanna anlamaya çalışırken.

''Bize katılırsan ölümsüz olacaksın. Tabii göğsüne bir kılıç saplanırsa ölürsün, o ayrı mesele ama savaşlarda ölmediğin sürece ölümsüz olacaksın. Sonra, bildiğim kadarıyla henüz sahiplenilmemişsiniz. Burada kendinize kız kardeşleriniz olabilecek büyük bir aile bulacaksınız. Bunun dışında da sadece erkeklerden uzak duracak, sonsuza kadar bakirelik yemini edeceksiniz'' dedi Thalia aynı ses tonunda konuşurken.

Thalia böyle deyince bir an sessizleştim. Erkekler yok, demişti. Eh, birkaç hafta önce olsa düşünmeden kabul edeceğim bir teklif yani bir düşünsenize ölümsüzlük, büyük bir aile ve garip yaratıkları vahşice katledeceğin, bolca kanlı ve tehlikeli sayısız maceraya atılmak... Ama şimdi düşünüyordum, bunu yapabilir miyim diye. Çünkü saçma bir biçimde aklıma Nico geliyor, neden bende anlamadım. Ben kendi kendime bu düşünceler selinde boğulurken Leanna konuşmaya başladı,

Hermes'in Kızı |Nico di Angelo|Where stories live. Discover now