AT - 39 -

1.9K 99 2
                                    

"Mavi mi, pembe mi?"

"Turkuaz." 

"Anlamadım?"

"Mavi değil o, turkuaz." Rojhat, anlamsız bakışlarını silüetimde gezdirdikten sonra suratıma bakıp gülümsedi.

"Turkuaz mı, pembe mi?"

"Pembe olsun." 

"Değişik insan." Diye söyledikten sonra setlerin üstünden pembe bir pamuk şeker alıp, bana uzattı. Ardından bakışlarını benden uzağa çevirdi.

"İster misin?"

"Eveeettt! Turkuaz olsun." Dedi, Ayla gülerek. İstemsizce gülümsediğimde, topuklarımın üzerinde dönerek Beyazıt'ın yanına gittim.

"İster misin?" Toz pembe rengindeki pamuk şekeri Rojhat'a uzattığımda, gülümseyerek başını iki yana salladı.

"Şeker sevmem." Şeker sevilmez mi, yahu? Hele bu şeker pamuk şekerse! Küçükken onsuz yaşayamam dediğim bir şekerdi... Fakat aylar sonra aldığım dokuz kilo itibari ile bu güzel şekere ara vermek zorunda kaldım. Omuz silkerek, pamuk şekerden koca bir top aldım ve hiç utanmadan ağzıma götürdüm.

"Ama çok lezettli." Gülümseyerek, işaret parmağını burnuma götürdü.

"Burnunda acıkmış olmalı." Pamuk şekeri büyük bir iştahla yemeye başladım. 

"Keşke deniz olsaydı," Rojhat'ın bakışlarını takip ettiğimde, büyük gölete bakıyordu. İç çekerek mırıldandı: "Denizleri çok severim."

"Haydi..." Beyazıt, gülmeye başladığında Rojhat elini yumruk yaparak, Beyazıt'ın omzuna vurdu.

"Acaba neden seviyor?" 

"Deniz ismini seviyorum. İsterse dünyanın en kötü denizi olsun."

"Veya en iğrenç kızı." Ayla'nın kurduğu cümle, belli ki Rojhat'ın hoşuna gitmemişti. Kaşlarını çatarak Ayla'ya baktığında, Ayla pamuk şekerini elime tutuşturdu ve teslim olmuşçasına iki elini havaya kaldırdı.

"Tamam... Sadece o kızın seni bu kadar yıpratmış olması canımı sıkıyor."

"Hangi kızın?" Sorduğum soru karşısında bende afallamıştım. Aslında bu konuyu hiçbir şekilde merak etmiyordum fakat iç duyduma yenik düşmüştüm. Ağzımdan dökülen cümleler karşısında ne kadar şaşırsamda, iş çoktan olacağına varmıştı.

"Birileri kıskandı."

"Hiçte bile! Sadece merak ettim." Kendimi bu kadar yüksek sesle korumam doğru muydu? İşte, orası şüpheliydi fakat Ayla'nın iğneleyici ses tonunda meraklı değildim.

"Rojhat'ın ilk aşkı." Dedi, Beyazıt. Devam etmesi için baktığımda, hiç buralı olmadı. Hatta sorumu kestirip atmıştı!

"Aldattı." Pamuk şekeri tekrar  Ayla'ya verdiğimde, Rojhat'ın suratına baktım.

"Üzüldüm." 

"Bir değil, iki değil, tam üç kişi ile!" Reklam kampanyası edasında çıkan bu sesi üzerine istemsizce gülümsemiştim fakat hemen sonra kendimi toparladım.

"Lanet kaşar." Diye homurdanan Ayla'ya baktım. 

"Rojhat ile ne kadar süredir arkadaşsınız?"

Ayla, "Aslında üçümüz çok yakın arkadaşız," Dedi.

"Sanırım bu arkadaşlığın büyüsü bir nevi bozulmuş." Beyazıt'a baktığımda, mahçup bir şekilde başını öne eğdi. Rojhat, elleri yardımıyla yüzünü kapattığında içten içe bir kahkaha attı.

Aşiret TorunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin