onze

2.6K 226 22
                                    

Merhabalar! Bu kitaba ilginizi görünce çok mutlu oluyorum ama anlamadığım bir şey var. Son attığım bölümden önceki bölümün oyları bayağı yüksek iken bundan önceki bölümün oyları bayağı az? Neden okuyup, oy vermiyorsunuz? Kitabı oy için yazmıyorum ama emeğimin karşılığı olarak bir yıldıza basmak bu kadar zor olmamalı. Hepinize iyi okumalar, oylarınızı bekliyorum.

Her ne kadar dışarıya karşı kendimi mutlu göstersem bile öyle değildim. Kimse öyle değildir. İnsanlar birer oyuncudur. Kendi hislerini saklama konusunda taktıkları maske onların asıl yaşadıklarını derinlere iter ve ben sanırım bu konuda en iyisiydim.

Gölden eve doğru dönerken bisiklet sürmeyi istemiştim. Ne kadar sürerse sürsün, umurumda değildi ama Alejandro'nun beni yalnız bırakmaya niyeti yoktu. Bisikletimin arkasındaki yere oturup, onunla dönmemi istemişti. Başta itiraz edecek olsam bile bu sefer karşı gelmemiştim. Ona karşı tavırlarım inanılmaz yırtıcıydı ancak elimde değildi. Ona olan hislerimin hiçbir zaman gerçek olmadığını biliyordu ve bunu saklıyordu. İşte dediğim gibi o da oyunculardan bir tanesiydi.

Fransa'daki en lüks dairelerden birinin önünde oturduğumuz için, evin önünde genellikle düşük model arabalar olmazdı ancak bu sefer bir farklılık vardı. Onu görmüştüm. Tam burada, evimin önünde arabasının içinde kafası eğik bir şekilde duruyordu. Ardından ise yüzünü çevirmeden hemen arabayı çalıştırıp gitmişti. Beni böyle görmesini istemezdim. Onun için çektiğim onca acı varken o beni yıllar sonra eşimle birlikte gülerken görüyordu. Eğer bana hisleri hala varsa, yaptığım istemeden de olsa acımasızlığın en ağırıdır.

Bisikleti binanın lobisindeki bölmeye koyup kilitlerken, Alejandro elini belime yerleştirdi ve asansöre doğru yöneldik.

Dokunuşlarından olabildiğince kaçınmaya çalışmıştım. Artık ona umut vermek istemiyordum. Evliliğimiz çatlak bir buz kütlesiydi. Sıcak ne kadar artarsa o kadar eriyorduk ve kırılma noktasındaydık. Harry'nin de hayatıma tekrar girmesi sımsıcak bir ateşin insan bedenini kavurmasından farksızdı. Kısaca söylemek gerekirse eşimden ayrılacaksam bunu acısız bir şekilde halletmeliydim.

Evet, şu an olduğum kişiyi o yaratmıştı ama dış görünüş asla birisinin içini değiştirmez. Bedenim buradaydı ama hislerim, hislerim Londra'da sokakta yaşayan o iki gence aitti.

"Ben duşa giriyorum." dedim eve geçer geçmez.

"Sana katılayım?"

"Ben, dediğim gibi düşünmem lazım. Yalnız kalmak istiyorum."

"Daha ne kadar düşüneceksin?" dedi sesini hafifçe yükselterek.

"Ne?"

"Diyorum ki düşünmeyi kes artık. İşe yarasaydı, o göldeyken her şeyi halletmiş olurduk."

"Eğer sen de orada konuştuklarımızı iyice anlasaydın, bana bu şekilde yaklaşmazdın." dedim şaşkınlıkla onu izlerken.

"Beni mi suçluyorsun şimdi?"

"Kimseyi suçladığım yok ama sen daha gözünün önünde olanları göremiyorsun!"

Tanrım, gerçekten yine başladığımıza inanamıyordum. Oysaki düzeleceğini düşünmüştüm.

"Eşim bana yaşadığı hiçbir şeyden bahsetmediği için olabilir mi?"

"Sana anlatsam bile anlamayacağın için kelimeleri ziyan etmeme gerek yok." dedim tükürürcesine ardından hızla arkamı dönerek banyoya ilerledim.

Daha fazla konuşamazdım. Nasıl oldu bilmiyordum ama birden ikimizde patlamıştık. Bu sanki önceden bekletilen bir şeyin çığırdan çıkması gibiydi. Ancak içinde biriktiren Alejandro'dan başkası olamazdı.

Young and Artist | Harry StylesWhere stories live. Discover now