cinq

3K 180 157
                                    

Bol bol yorum atın lütfen, destekleriniz çok güzel. Sizleri seviyorum ve umarım bu kitapla kocaman bir aile oluruz. Harry'i merak edenler, diğer bölümü bekleyin! :)

"Fel?" diye tekrarladı ama bakışlarımı ona çevirmemekte ısrarcıydım.

"Dur." Fısıltımla birlikte göz yaşlarım tekrar süzülmüştü. Hala rüyanın etkisindeydim ve bana o sözleri söyleyip, arkasını dönmesi gerçek gibi gelmişti. Hatta öyle gerçekti ki canımın böyle yanacağını düşünmemiştim.

"Bir şey mi yaptım? Sadece rüyanda Harry diye sayıklıyordun. Bu o arkadaşın olan Harry miydi?"

"Öylesine bir isimdi, o kişiyle alakası yok." Kafamı hızla olumsuz anlamda sallamaya başlamıştım.

"O halde neden ağlıyorsun?" Saçlarımı okşuyordu.

"Sadece kabustu, uyuyalım." dedim titreyen ellerimle tuttuğum bardağı yatağın köşesinde duran komodinin üstüne koyarak.

"İyi olduğundan emin misin?"

"Eminim, yüzümü yıkayıp geleceğim." Ayağa kalktım ve çıplaklığıma aldırmadan banyoya doğru ilerledim. Soğuk suyu yavaşça yüzüme çarparken yüz ifadesi aklımdan gitmiyordu.

"Seni öldürmek istiyorum."

Gözlerimi sıkıca yumdum.

"Sen pisliğin tekisin. Kendini düşündün, tek istediğin şöhretti. Beni terk ettin, duydun mu? Beni terk ettin!"

Sözleri kulaklarımda adeta çınlarken daha çok ağlamaya başlamış, soğuk mermere oturmuştum.

"Yapma bunu bana," diye fısıldadım. Cidden aptaldım. On yıl geçmişti ve ben aklımdan hala onu çıkaramamıştım. Nasıl bir saplantıya sahiptim böyle? Evliydim! Tanrım, bir eşim vardı ama ne kalbim ne de aklım evlendiğim adamdaydı. Deliriyordum, şöhretin bana kazandırdığı tek şey delirmekti. Hem de geri dönülmez bir şekilde...

---

Elimdeki derginin sayfalarını sıkıntıyla çevirirken topuz yaptığım saçlarımdan düşen birkaç tutamı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

"Erkencisin bugün." Alejandro gömleğinin düğmelerini bağlayarak salona girdi.

"Evet, biraz öyle oldu." dedim başımı tekrar dergiye çevirip.

"Ben birazdan çıkacağım, afişlerin basımı devam ediyor mu diye bakmam lazım."

"Kahvaltı yapmayacak mısın?" diye sormuş, bu sefer dergiyi köşeye bırakarak ayaklanmıştım.

"Hayır, acelem var sevgilim." Eğilip, dudaklarıma öpücük kondurdu ve geri çekildi. Onu kapıya kadar geçirirken aklıma dün olanlar gelmeden edememiştim. Resmen kafam dağılsın diye onunla sevişmiştim ve onun hisleriyle oynamış gibi hissetmekten kendimi alıkoyamıyordum.

"Alejandro!" dedim tam kapıdan çıkmak için adımı atar atmaz.

"Evet?" Arkasını döndüğünde ise donup kalmıştım, ne diyeceğimi bilmiyordum. Özür mü dilemeliydim? Seni seviyorum desem? Hayır, onu kandırmış olurdum.

"Şey," dedim gözlerimi evin duvarlarında gezdirerek. "Bana palet alır mısın? Az kaldı da."

Tanrım, neden böyle bir yalan söylemiştim ki? Geri zekalının tekiydim.

"Tamam." dedi bana son kez bakış atıp, kapıyı ardından kapatırken.

O gittiğinde ise derin bir nefes almış ve elimle anlıma vurmuştum. Daha ne kadar saçmalayabilirdim merak ediyordum.

Young and Artist | Harry StylesWhere stories live. Discover now