deux

3.6K 213 155
                                    

Lütfen elinizden geldiği kadar yorum yapar mısınız? Yorumlarınız çok önemli. Sizleri seviyorum, iyi okumalar!

Londra, 2008.

"Hayır, anlamıyorsun." dedim kırkırdayarak Harry'nin omzuna vurduğumda.

"Anlamıyor muyum?" Güldü. "Felicié, o adamın kıçına tekmeyi vurmak istediğini biliyorum. Ancak yapamayız. Geçimimizi sağlamamızın tek yolu Joseph."

"Biliyorum, bunu biliyorum ama neden resim çizmeme bu kadar kaba yaklaşıyor? En iyi iş yapanın ben olduğumun farkında."

"İşte bu yüzden!" dedi Harry bir şey keşfetmişcesine. "Seni kaybetmekten korkuyor."

"Bu çok saçma," diye yanıtladım gözlerimi devirerek.

"Değil, olayı biraz geniş açıdan düşünmelisin. Claire'ın Joseph'te dahil herkesle yattığını biliyoruz. Bu senin resim çizmenden daha kötü bir şey ama Joseph bunu umursamıyor çünkü Claire'i ihtiyaçları için bulunduruyor. Onun bize bir kazanç sağlamadığını biliyorsun." derken söyledikleri beni düşünmeye yönlendirmişti.

"Galiba haklısın," Soluklandım. "Yine de resim çizmeyi bırakmayacağım."

"Kendi canını yakacaksın ve ne kadar seni kurtarmaya çalışsam bile buna gücümün yetmeyeceğini biliyorsun, Fell."

"Harry, beni kurtarmaya çalışmana ihtiyacım yok." dedim onu kendime çeker çekmez.

"Bu dediğine kendin bile inanmıyorsun," diye fısıldadı.

"Belki," Omuz silktim ve onu dudaklarıma çektim.

Paris, 2018.

"Günaydın, hayatım." Üstümdeki elbiseyi düzeltirken arkadan belime dolanan güçlü kollar ile yerimde durmuştum. Aynadan boynuma gömdüğü yüzüne bakıyordum. Elindeki evlilik yüzüğümüz elbisenin açıkta bıraktığı çıplak tenime değiyor ve vücuduma hafif bir ürperti yayıyordu.

"Günaydın," Sesim içime kaçmış gibi konuşmuştum.

"Bugün ayrı bir şıksın." Ellerini elbisemin fermuarını çıkarmak için belimden yukarıya uzandı ama arkamı dönerek onu durdurdum.

"Olmaz, gitmem gerek."

"Sorun ne?" Kaşları çatıldı ve bana daha da yaklaştı.

"Bir şey yok."

"Artık evliyiz, Felicié. Söyle bana, ne oldu?" dediğinde tok sesi kulaklarımda yankılanıyordu.

"Atölyeye gitmem gerektiğini biliyorsun, sadece geç kalmak istemiyorum." diye bir yalan uydurdum.

"Anlamıyorum, bir haftadır böylesin! Sana dokunmaya çalıştığımda sürekli beni çeviriyorsun!" Sesi yükselmeye başladığında içimden lanet okuyordum. Şimdi tartışamazdık. Sırası değildi, çünkü aceleci davranmalıydım ama o hiç yardımcı olmuyordu.

"Alejandro, lütfen geldiğimde konuşalım. Yetişmem gerektiğini biliyorsun." Onu sakinleştirmeye çalıştım.

"Hayır, bunun eninde sonunda bir yerde patlayacağını biliyordun. Şimdi konuşacağız ve sen de bana neler olup bittiğini anlatacaksın."

"Ben gidiyorum," dedim daha fazla katlanamayacağımı hissederek. Bu saçmalıklara vakit ayıramazdım. İşim daha önemliydi ve atölyeye gidip resim çizmek istiyordum.

"Gitmiyorsun." Kolumu aniden tutup beni kendine çektiğinde şaşkınlıkla ona baktım.

"Ne yapıyorsun? Beni zorla mı tutacaksın?" Kolumu ondan ittim ve iğrenircesine suratına baktım. Kendi bile ne yaptığını fark etmiş olmalı ki, ağzı bir süre açık kaldı.

Young and Artist | Harry StylesWhere stories live. Discover now