dix

2.9K 183 57
                                    

Güzel yorumlarınız ve oylarınız için çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu ediyorsunuz. Hepinize iyi okumalar diliyorum!

"Ben," dedim o geri çekilirken. Resmen titriyordum. İçimdeki hisleri kelimelere dökmek gerekirse bir yanar dağından farkım yoktu. Patlamak üzereyken beni çabucak kontrol altına almayı başarmıştı ve bu sadece onun yapabileceği bir şeydi.

"Bu bir daha olmayacak." Kelimelerini söyler söylemez aramızda büyük bir boşluk bırakmıştı.

"Ne?"

"Kendimi kaybettim." Elleri yumruk şeklindeydi. 

"Ben sanmıştım ki-" diye başladığım konuşmam onun adeta kükremeye benzer sesiyle kesilmişti.

"Ne sanmıştın Felicié? Bir öpücükle tekrar eskisi gibi olacağımızı mı? Beni yine tuzağa düşürüyorsun. Bu temasımızın ardından o adama gidip, yine onunla olacaksın. Ben ise senin için vicdan azabını dindirdiğini hissettiğin kişi olacağım." Bakışları öyle acımasızdı ki, beni öptüğü için kendisine kızacak kadar tanıyordum onu. Yapmaması gereken şeyi yapmıştı ve Harry kontrol dışı her şeyden nefret ederdi. O her zaman düzenliydi. Ancak zaten biz birbirimizin dengesini bozduğumuz için daha da yakınlaşmamış mıydık?

Dediklerinde haklı olduğunu tekrardan yüzüme vurmuştu. Ne diyebilirdim ki? Eve gittiğimde yine Alejandro ile olacaktım. Ondan vazgeçecek kadar güçlü hissetmiyordum kendimi. Üstelik Harry beni istemediğini şimdi daha iyi belli etmişti. Öpücükten önce dedikleri umurumda bile değildi. Şu an konuştuğu her şey bedenimi ve ruhumu yaralamak için yeter de artardı bile.

"Senin gitmene gerek yok." dedim o kapıya doğru ilerlerken. "Ben giderim ve bu sergi işi biter bitmez bir daha asla karşına çıkmam."

Ellerimle gözlerimi silerken dışarıya yansıtmamak için kendime çeki düzen vermeye çalışıyordum. Söylediklerime cevap vermesini beklemiyordum. O da bu düşüncemi boşa çıkarmamıştı.

Titreyen ellerime hakim olmaya çalışarak kapıya ilerlediğimde metal kulpu tutup kendime çekmiş ve mekanın çıkışına doğru hızla yürümüştüm.

Bazı çalışanların meraklı bakışlarını üzerimde hissetsem bile umursamadım. Şu anda tek isteğim buradan çıkmak ve kimsenin olmadığı bir yere kadar bisiklet sürmekti.

Gerçekten ne sanmıştım ki? Boş bir anına denk gelip, beni öpmesi yıllar önce yaptığım o hatayı affettiremezdi. Şarkı sözlerinin benim hakkımda olduğunu söylemişti. Onun canını öyle yakmış olmalıyım ki, ortaya hislerini bu şekilde dökecek bir yol bulmuştu. Bu genç adamı yargılayamazdım. Asla yapmazdım bunu. Yerden göğe kadar haklıydı.

Bisikletimin koltuğuna oturur oturmaz pedalları çevirmeye başlarken birkaç damla gözümden akmıştı. Paris'te hava keskin bir soğukla baş başaydı ve bu durum içimi iyice karartmıştı. Birkaç saate yağmur yağacağından oldukça emindim.

Hızımı olağan gücümle arttırmaya çalışıyordum ve her hareketimle o lanet mekandan biraz daha uzaklaşıyordum. Bunu yaparken nefes alıyormuş gibi hissetmem garipti. Onun yaptığı o son tavırlar beni öyle germişti ki, rahatlamaya ihtiyacım olduğunun yeni farkına varıyordum.

Dikkatsizliğim yüzünden bazı araçlara son anda çarpmaktan kurtulurken arkamdan gelen korna seslerini dikkate almamıştım. Aksine çalmaları iyi olmuştu. Yoksa kafam sürekli Harry ile yaşadığımız o ana kayacaktı. Bir türlü aklımı toplayamıyordum.

Şehrin seslerinden yaklaşık bir saatlik sürüş sonunda uzaklaştığımda bisikletimi Lac des Minimes gölünün çevresinde bulunan ağaçlardan birinin gövdesine yaslamıştım. Ardından ise çimenlere oturup manzarayı izlerken bacaklarımı kendime çekerek ağlamaya başladım. İçim öyle doluydu ki, sanki dünyadaki tüm insanların beni anlamayacağını düşünüyordum. Kendimi suçlu hissederken aynı zamanda haklı olduğumu da hatırlıyordum. Sürekli ikilemdeydim. Harry'i çok seviyordum ama Alejandro'dan vazgeçecek cesareti kendimde bulamıyordum.

Young and Artist | Harry StylesOnde as histórias ganham vida. Descobre agora