BÖLÜM 14 - I. Kısım

En başından başla
                                    

Emir kadının bakışlarını hissetmiş gibi cama baktığında İpar'ın bakışlarındaki masumluğun hoşuna gitmesiyle belirsiz şekilde tebessüm etti. "Dök şimdi, cezalarını çeksinler." dediğinde İpar'ın gülümsemesiyle Emir'de gülümsedi fakat bakışları çocukları döndüğünde gülümsemesinden iz kalmamıştı.

İpar su yavaşça döktüğünde çocuklar Emir'in bakışları sebebiyle kaçamazken ellerini yüzlerine kapatmışlardı, Emir havanın sıcak olmasından dolayı böyle bir şey yaparken çocukların ders alarak bir daha küfür etmemelerini umuyordu.

"Hadi şimdi eve gidin duş alın, böyle dolandığınızı görmeyeceğim." dedi Emir sert bir ses tonuyla ve penceren hâlâ suçlu gözlerle kendisine bakan İpar'a bir bakış atarak eve doğru yürümeye başladı. Gri tişörtünün üstüne yapışıklığını düzeltmek için önünü biraz çekip bıraktığında bu defa sırtına yapışmıştı tişört, sinirlenerek hızlı adımlarla yürüdü.

İpar, Emir'i izlerken ıslanan tişörtünün belli ettiği sırt kaslarının gergin oluşunuyla bakışlarını kaçırmıştı, adamın fazlaca sinirlendiğini biliyordu ve refleks olarak bile bağırmaması, kendini tutması hoşuna gitmişti. Elindeki leğenle pencereden çekilerek açık olan kitabını kapatarak mutfağa ilerledi ve leğeni tezgahın üstüne bırakırken beyaz alt dolaptan unu çıkardı. Özür için kek yapabilirdi...

İpar'ın şarkı söylemesiyle geçen bir saatten sonra kek ılınmıştı, odasında olan İpar üstüne giydiklerine aynadan bakarken derin nefes alarak yüksek bel, dizleri yırtık kot pantolonunu düzeltti ve gri kısa tişörtünün de eteklerini kontrol ettikten sonra odasından çıktı. Mutfağa girdiğinde kekin güzel kokusunun evi sarmış olduğunu fark ederek dudaklarını büktü, kokuyu aldıklarında abileri de isteyecekti.

Nefesini seslice vererek keki fırından çıkardı ve Emir'e hepsini götüremeyeceği için üzülerek dilimlemeye başladı, bir kek yapmaya daha vakti yoktu, ders çalışmalıydı. Koyu gri üst dolaplardan birini açarak tabak aldı ve en güzel yerlerinden neredeyse kekin yarısını tabağa koyarak üstüne kağıt peçete örtüp neşeli bir şarkı mırıldanmaya başladı.

Anahtarı cebine atarak kapıyı açtı ve siyah terliklerini giydikten sonra kapıyı kapatarak elindeki tabağa baktı ve hemen gidip döneceği için kapayı kilitlemeden merdivenleri inmeye başladı, günlerden cumartesi olduğuna güvenerek Emir'in evden gitmediğini düşünmek istedi.

Binadan çıktığında pencerelerden birbirleriyle konuşan kadınlara bir bakış atarak hızlı adımlarla Emir'in evlerine doğru yürüdü, hızlıca bahçenin aralık kapısından girdiğinde Çiçek'le konuşan Emir'i görerek tebessüm etti.

"Kızım sen pasaklı mısın? Bahçede gezdin, şimdi eve gireceğiz, dur da patilerini silelim." derken tüm ilgisini Çiçek'e vermiş Emir elindeki ıslak mendille kedinin kıpırdanmalarına karşı patilerini silmeye çalışıyordu.

"Kedinle bu kadar ilgilenirken çocuklarınla nasıl ilgileneceğini düşünemiyorum." diyerek Emir'in yanına ilerledi İpar ve elindeki tabağı masanın üstüne bırakarak ıslak mendilden aldı, yüzündeki gülümsemenin sebebi, Çiçek'e bakarken eğilerek Emir'in kediyi tutuşuyla patilerini tek tek silmeye başladı.

"İnsan sevdiğiyle ilgileniyor, zaten içimden geliyor." dedi Emir ve gülümseyerek kucağına yatan Çiçek'e baktı, kucağında uyumayı bir alışkanlık haline getirmişti.

"Haklısın. Bu miniği sevememek de mümkün değil." dedi İpar ve Çiçek'in tüylerini okşayarak doğruldu, bakışları Emir'in gözlerine değdiğinde yaptığını hatırlayarak boğazını temizledi. "Şey. Emir ben özür dilerim. Ders çalışıyordum, çok ses yapıyorlardı. Uyardığım halde bir de küfür ederek bağırdıklarında bakmadan döktüm. Gerçekten çok özür dilerim."

KALP YANGISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin