Karanlıktan Kurtulmak

Yan Bölüm: Yaz Tatili + Küçük Kız!

Bölümümüz önce Tetsu'nun, sonra da sürpriz birinin ağzından ;)

Not: Durumu özetlemek için de kısa bir Sekoki kısmı yazdım :)

YAZ TATİLİ

[Sekoki]

İç çektim. Yine mi yaz tatili?! İnsanlar nesini seviyor bu yaz tatilinin? Yuri eğleniyor gibiydi. Ve Matsuro. Ve Hanabe'yle Yuki. Katsu ve Setsuna-san bile iyi gibilerdi. Tetsu da gülümsüyordu.

Bense... tamamen surat asıyordum.

Yuri, aniden şezlongda oturan benin, çıplak omzuna bir şaplak attı. Kısa bir çığlığın ardından ona pis pis baktım.

"Ne halt ediyorsun, Yuri?!"

"Kızma ya, Sekoki. Canın çok sıkılıyor gibiydi, ben de biraz yardım edeyim dedim." şirin şirin gülümsedi. Böyle yapınca ona nasıl kızacaktım ki?

---

[Tetsu]

Sekoki'nin çığlığını duyunca o tarafa hızla döndüm ama sadece Yuri'yle sohbet ediyordu. Güneşten ve sıcaktan nefret ettiğini söylemişti, ben de ısrar etmemiştim. Planım ileride baş gösterecekti. Eğer yüzme bilseydi onu denize atardım ama bilmiyordu işte. Ben de daha da hainlik yapıp, tam uykuya dalmışken üstüne su dökecektim.

Katsu'nun bir denek aradığı her halinden belliydi. Setsuna'ya hiç aldırmadan, etrafa alıcı gözlerle bakıyordu.

Yanına gidip onu ittim. "Aptaal. Karıma öyle bakmasana." yerden kalktı ve bana pis pis baktı. (Allah'ım iki Tetsu... Mayoyla... Bana bir şeyler oluyor...) .

"Karına bakmıyorum. Sadece... İzliyordum..."

"Neyi?" dedim üstüne basa basa. Çapkın olduğunu herkes biliyordu ve eğer Sekoki'ya baktıysa...

"Çok aptalsın." dedi. "Barmen kıza bak." gösterdiği yere baktım. Kısa saçlı, mayolu bir kız servis yapıyordu. Sıradan bir görüntüydü.

"Ne var?"

"Yakında öğrenirsin." göz kırptı. Ona ters ters baktım. Yine neler saçmalıyordu, kim bilir. Onu -her zamanki gibi- takmamaya karar verdim ve yüzmeye geri döndüm.

---

Hep beraber otururken, Katsu aniden: "Eee, Sekoki, Tetsu?" deyince ikimiz de ona döndük. Ben elimi Sekoki'nin sırtına atmıştım ve o da göğsüme yatmıştı. Rahattık böyle (çahalll :D) 

"Çocuğunuz olursa adını ne koyarsınız?" içtiğim içkiyi zorla yuttum ve hafifçe öksürdüm. Sekoki de sırtıma vurdu.

"Kız olursa Lizbeth düşünüyorum, erkek olursa da..." Ona ters ters baktım.

"Ne alaka şimdi?" dedim soğuk bir sesle. Bir yandan Katsu'nun bıyık altından güldüğünü görüyordum. Hain ikizin tekiydi.

"Konuşuyoruz, Tetsu. Olmayacak diye bir şey yok ya." aynı soğuklukta cevap verdi. Katsu'nun gülümsemesi silinmişti. 

"Bunları konuşmak için erken. Biz evleneli daha birkaç ay oldu." dedim ve masaya kısa süreli bir sessizlik çöktü. Sekoki'nin burnunu çektiğini duyuyordum. Katsu'ysa "Kes sesini aptal!" bakışıyla bana bakıyordu. Neler oluyordu?

"Yani çocuk istemezsin..." dedi neredeyse mırıldanarak Sekoki.

"Hayır." dedim ama düşünüyordum. Şimdi herkesin yanında bağırarak söylemek olmazdı. Evimizde gezinen küçük Sekokiler hoş olabilirdi belki.