4. Bölüm: Sinir

4.2K 300 82
                                    

Tetsu, yüzüme dikkatle baktı. Sanki yüzümdeki tüm kusurları, her bir ayrıntıyı teker teker inceliyor gibiydi. Korkarak bir adım gerilemem bu durumda normaldi. Sanırım...

"Bana neden kızdığını söyleyeceksin. Öyle 'Ben kızmadım' falan diye işin içinden çıkmak yok." Ağzımı açınca alayla gülümsedi. "Ben senin efendinim. Ne dersem o olur."

Haklıydı o ne derse hemen olurdu. Hayatı boyunca da böyle yetiştirildiğine bahse girebilirdim. "Gerçekten." dedim tüm gücümle gülümserken. "Sana yalan söylemem."

Bana şüpheyle baktı ama irdelemeyeceğini biliyordum. "Eee, ne istiyorsun?" Çok fazla zamanımı yiyordu. Şimdiye kantine inmiş ve yemeğime yumulmuş olmalıydım. Onun da bunu bildiğine bahse girebilirdim.

"Yeni bir bilgisayar oyunu çıkmış, onu istiyorum." Rahatça gülümsedi ve masaya yöneldi. Elindeki parayı gördüm bir de kağıt vardı galiba. "Adres burada, para da burada. Para üstüyle kendine şeker falan alabilirsin." Yüz ifadesi alaycı bir hal aldı.

Elindekileri hızla çektim ve adrese baktım. Buraya yakındı ama adı çıkmış bir sokaktı. Şehrin tüm serserileri orada gezerdi ve artı olarak okul dışına çıkmak kimsenin işine gelmezdi.

"Gidemem." dedim elimdekileri ona geri uzatarak. 

"Hayır." Sesi emir veriyordu bana, isteğini geri çevirmem imkansızdı. "Buraya çok yakın. işin çok kısa sürecektir. Ayrıca, öğrencilerin okuldan çıkmasına izin yok." Yemişim okulunu. Offf, bu hiç iyi olmadı. Hele aç karna nereye kadar dayanabilirdim ki?

Elindekileri tekrar çektim. Daha kaç kere yapmayı planlıyordum acaba? "Aman, iyi giderim. Bu kadar sorumsuz olduğunu bilmiyordum." Cevap vermek yerine surat astı ben de kapıya yöneldim. Hehangibir şey söylemesini bekledim. Ama hayır. Sadece beni izledi.

& & & & &

Bildiğin odun, diye düşünüyordum yolda yürürken. Biraz daha centilmen olsaydı beni bu sokağa yalnız göndermezdi. Hatta beni bu sokağa göndermezdi. Aptal herif, ne olacak. 

İçimden saydırmaya devam ederken dükkanın önüne geldiğimi faretmedim. Ani bir rüzgar esti ve açıkta kalan her yerimi dondurdu. Sadece uzun bir palto vardı üstümde, eğer paltoya bir şey olursa akbabaların üstüme üşüşeceği kesin gibiydi.

İçeri girdim ve direkt olarak tezgahtaki adama yürüdüm. Adamın beni görünce gözlerinin parladığı benden kaçmazdı tabi. Belki biraz kawaiilik yaparsam indirim alabilirdim. Böylece gidip ona hava atardım. 

Tüm tatlılığımla gülümsedim. "Merhaba. Bu oyunu arıyordum da." elimdeki kağıdı ona verdim. Adam gözlüklerini düzeltti ve elime yöneldi. Ancak kağıdı değil, elimi tutmuştu. Beni tezgahın üstüne doğru çekti. Bir çığlık patlattım ama çevrede kimse yok gibiydi.

Kurtulmaya çalışıyordum ama çok güçlüydü hayvan herif. Beni tek eliyle kontrol ediyordu. Diğer eli de montumun düğmelerine gitti. Onları yavaşça açtı, üstelik ben hiçbir şey yapamıyordum. Artı olarak da değiştirmeye üşendiğim için üstümde mini etekli hizmetçi kıyafetim vardı.

Lanet olsun. Lanet olsun. Lanet olsun. Lanet...

Birden kapı açıldı. İçeri soğuk hava doldu ve bir çift el beni belimden kavradı. Bu eller kesinlikle daha güçlüydü, beni hemen kurtarmışlardı. Kafamı kaldırdım ve istemsiz olarak sözcükler ağzımdan döküldü.

"Tetsu?" Fakat o bana bakmadı bile, sadece nefretle tezgahtara bakıyordu. "Tetsu, sakin ol--"

"Nasıl sakin olmamı bekliyorsun?!" sesi cidden çok sinirliydi. Fakat şu anda korkmanın sırası değildi. Onu sakinleştirmek, kendisini tutmasını sağlamak benim görevimdi. Onu kolundan tutup dışarı çektim. Fakat gelmiyordu.

"Ona zarar vermeyeceksin." dedim kararla.

"Vermemem için bir neden söyle." Ona bakakaldım. En uygun şey ne olurdu?

"Çünkü üşüdüm ve eve gitmek istiyorum."

 Bu bölümü uzun yazdığımı düşünüyordum ama hafiften kısa olmuş galiba. Telafi için hemen yeni bölüme başlıyorum :D

Tüm okuyucularımı çok seviyorum ve bu bölümü onlara ithaf ediyorum.

Multimedyada da Yuri var.

:) İyi okumalar :)

Karanlıktan KurtulmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin