† Gel ve öp beni yakışıklı †

Start from the beginning
                                    

"Sen nereden biliyorsun?"

"Dün akşam giderken burdan geçti. Yanında sen yokken bir yere gitmiyor ben de tehlikli bir yere gittiğini anladım. Zaten yanına çok fazla kesici alet almıştı. Ben de nereye gittiğini sordum. Buz krallığına gittiğini söyledi. Ne için gittiğini sordum ama söylemedi belki sen biliyorsundur nereye gitti?"

Ona söylemeyecektim. Çok hassastı ve eğer olan biteni anlatırsam üzüntüden hastalanabilirdi. "Hayır bilmiyorum" dedim gülümseyerek. İyi bir yalancıydım beni yakalaması imkansızdı.

"Yıkanacağım" Hoseok yatağa oturup topladığı çiçeklerle taç yapmaya başlarken onaylamıştı. Sabunumu alıp taş duvarın arkasına geçmiş ve üzerimdeki elbiseyi çıkartıp suyun dışarı çıkmasını önleyen tahta parçasını çekip bedenimin ıslanması sağladıktan sonra sabunumu vücudumda gezdirmiştim.

"ah... Taehyung, çiçeklerim kalmadı benim. ben toplayayım biraz" Hoseok hızlı bir şekilde konuştuğunda ben daha bir şey diyemeden kapı sesi duyulmuştu.

Umursamayıp saçlarımı durulamaya başladığımda yavaşça belime dolanan kollarla çığlık atmıştım.

"Şşhh Sakin ol benim" belime sardığı kollarıyla beni kendisine daha çok çekip çıplak olduğunu yeni fark ettiğim göğsüne yaslamıştı. Umarım altında bir şey vard-

Hay bin ceviz!

"Erken gelmişsin" cidden mi? sabah özledim diye götümü yırtıyordum şimdi de erken gelmişsin mi diyorum? Aferin bana!

Dudaklarını boynuma bastırdıktan sonra "işim erken bitti" demiş ve yuvarlak taşın üzerine koyduğum sabunu almak için eğildiğinde alt taraflarını çok net hissetmiştim.

"Ahh! Jungkook!"

"Sikeyim!"

elini duvara dayayıp belimi sıkıca kavradığında beynimin kulağımdan aktığına emindim.

"Jungkook bırak lütfen" dedim kollarından kurtulmaya çalışırken. Bırakmazsa evimizde değil de iki duvar arasında birbirimize geçecektik.

"Dayanabilirim" dedi beni kaslı göğsüne iyice yapıştırırken. Kalp atışlarını böyle bile çok net bir şekilde duyuyordum. O dayansa bile ben dayanamazdım ki.

"Özür dilerim"

"Ne iç- Ahhh!" elimi boyum kadar olan uzunluğuna sarıp sıktığımda bağırmış ve kollarını belimden ayırdığı gibi oradan kaçmıştım.

"Bekle sen! Seni çok pis öpeceğim küçük!" ben de bunu istiyorum bebeğim. Yut beni!

Heyecanla kurulanıp üzerime saten geceliğimi giymiş ve zıplayarak yatağa oturup kocaman sevgilimi beklemeye başlamıştım.

Arada hangisi daha seksi olur diye oturuş pozisyonumu da değiştiriyordum.

En sonunda bacaklarımı yatakta üst üste atıp ellerimi belime koymuş ve sevgilimi beklemeye başlamıştım.

Jungkook girdiği gibi şaşkınlıktan fırlayan gözlerini elleriyle kapatmış ve etrafında yavaşça bir kaç tur dönmüştü.

"Taehyung... Ne yapıyorsun?" demişti yapmamam için yalvarırcasına bakarken.

yan sırıtışım yüzüme yerleşirken bir elimi belimden çekmiş ve işeret patmağımla gelmesini belirtecek bir hareket yapmıştım.

"Gel ve öp beni yakışıklı" Jungkook tatlı bir gülüş sunmuş ve arkasındaki duvara yaslanıp ellerini göğsünde bağlamıştı.

Curse •taekook•Where stories live. Discover now