† Seni görmek istedim †

34.8K 3.9K 9.6K
                                    

"Uyan şirin şey"

Kanatlarından süzülen sihirli tozlar suratımı gıdıklarken yeni uyanmanın vermiş olduğu aptal ifademle gülümsemiştim. Bir süre daha sersemlikle döneleyip yatağımda oturur pozisyona gelmiş ve uzunca esneyip ağzımı şapırdatmıştım.

"Hoseok, içeriye nasıl girdin?" diye sorduğumda yandan bir gülüş sunmuş ve elinde döndürdüğü hava topunu anahtara doğru savurup kapıyı kilitlemiş ve tekrar açmıştı. Cevabımı uygulamalı bir şekilde aldığımda yerimden kalkıp narin kanatlarına dokunmamaya dikkat ederek ince bedenine sarılmıştım.

"Bugün ormanı gezecek misin?"
Bunu sorması tuhaftı. Zaten her gün ben geziyordum koca ormanı.

"Gezeceğim" Anladığını belirtircesine kafasını sallamış ve saçlarımı karıştırmıştı.

"Sana eşlik etmemi ister misin?"

Bugün Elflerin geceye kadar kaldıkları sığınaklara gitmeyi düşünüyordum ama yalnız gitmek de istemiyordum. Tehlikelerle dolu bir ormanda, havayı kontrol eden ve uçan bir perinin yanımda olması iyi olabilirdi.

"Hoseok, şey... Bana Elf sığınağına kadar eşlik eder misin?" diye sorduğumda gözlerini sonuna kadar açmış ve bağırmaya başlamıştı.

"Delirdin mi sen? Oraya gidemezsin, çok tehlikeli!"

Evet öyleydi. Elf sığınağının olduğu yer ormanın karanlık tarafındaydı ve oraya gidene kadar kemiklerim bile kalmazdı.

"Biliyorum ama gitmeliyim Hoseok. Lütfen"

"Ne yapacaksın orada Taehyung? Canın ölmek mi istiyor?"

"Hayır ama-"

"O zaman ne işin var orada!"

Söyleyip söylememek arasında kalmıştım. O Jimin gibi bir tepki vermezdi. Daha sertti ve bana çok kızacağına emindim. Benim suçum olmadığını bilse bile bunu umursamaz, ağzına geleni söylerdi.

"bir işim yok. Sadece görmek istemiştim"

"Görülecek bir şey yok Taehyung. Her gün O karanlık taraftan geçiyorum ve inan bana gördüklerim hiç de iç açıcı değil."

"Peki. Üzgünüm, aptallık ettim" dediğimde ifadesi yumuşamıştı. Beni kendine çekip sarılmış, nazikçe saçlarımla oynamaya başlamıştı tekrar.

"Sadece seni korumaya çalışıyorum" üzgünce nefes verip ince bedenine biraz daha sokulmuştum. "Biliyorum"

Hoseok'u dinlemeyip Elf sığınağına yürüyordum.

Karanlık tarafa yaklaştıkça içimdeki korku artıyor titreyen bacaklarım yürümemi bir hayli zorlaştırıyordu. Neden oraya gittiğimi de bilmiyordum. Onu görmeyi deli gibi istiyordum ve Tanrı aşkına daha adını bile bilmiyordum.

Karanlık ve sisli tarafa geldiğimde bir süre aydınlık tarfta durup cesaret toplamaya çalışmıştım. Çığlıklar ve yaratıkların çıkardığı korkunç sesler kulaklarıma dolarken ben ne cesaretinden bahsediyordum acaba?

O Elfi görme isteğim korkumun önüne geçince gelen ani cesaretle ilk adımımı sisli ormanın içine atmıştım.

Sesler anında netleşmiş, bir şey olacağını düşünüp yerimde bir süre bekledikten sonra ses çıkarmamaya dikkat ederek yürümeye başlamıştım.

Bir elim yaratıkların önüme çıkmasına karşın tohum kesemde dururken diğeri korkumdan dolayı patlayacak gibi atan kalbimdeydi.

Çoktan kokumu aldıklarını biliyordum. Çıkardıkları sesler ve gelen kahkahalar benimle oynadıklarını gösteriyordu. Buradaki ağaçlar bile kötüydü. Sürekli "Öleceksin küçük et parçası" deyip gülüyorlardı.

Curse •taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin