Parmaklarını saçlarının arasına götürerek başını ovmaya başlarken öğlen çocuklarla oynarken ki Emir'in davranışlarıyla biraz önce kediyi kurtaran Emir'in söyledikleri çatışıyordu. Biri hep tanıdığı gergin olan Emir'ken diğeri aslında Emir'in özüydü. İpar şüphesiz Emir'in özünü beğenmişti, belki de sevmeye bile başlamıştı?

Başını ellerinden çekerek ayağa kalktı ve Emirlerin bahçeye baktı, Alin kedi yavrusunu kucağına almış seviyordu. Yağmur şiddetini kaybetmişti. Bakışları kenara koyduğu süt kasesine kaydığında dudaklarını büktü ve arkasını dönerek yatağının üstüne attığı ince hırkasını tekrardan giydi. Hızlı adımlarla dışarı çıkarak çekingenliğini atmış şekilde yerdeki süt kasesini aldı ve Emirlerin bahçesine ilerledi.

"Merhaba." derken tebessüm eden Alin'e, onu tebessüm ederken görmenin mutluluğuyla karşılık verdi.

"Merhaba. Onun için dışarı süt bırakmıştım, açtır muhtemelen." dedi İpar ve Alin'in yanına ilerleyerek karşına sandalyeyi çekerek oturdu. Süt dolu kaseyi yavru kediye uzatarak içmesini sağladığında hâlâ yüzündeki tebessümü koruyordu. "Annesini gördün mü?"

Alin, İpar'ın sorusuyla bakışlarını kediden çekerek yeşil gözlere baktı, düşüncelerle kaşları çatılmışken başını onaylamazca salladı. "Görmedim, abim bakarız dedi zaten."

"Ben de sahiplenecektim ama," dedikten sonra dudaklarını birbirine bastırarak fısıltıya dönen sesini kesti İpar. Bakışları sütü içen yavru kediye döndüğünde her şeye rağmen tebessüm etti.

"Ama?" diye sordu Alin ve tek kaşını kaldırarak İpar'a sorarcasına baktı.

"Hödük abin kaldıramazsın dedi. Şu hayvanın nesi yük olacaksa?" derken öfkeden hızlı hızlı söylenen İpar dişlerini birbirine bastırarak kendini susturdu ve bakışlarını Alin'in mavi gözlerinden çekerek kediye baktı.

İpar'ın konuşması Alin'in hoşuna giderken dudaklarının kıvrılmasına engel olmadı ve kedinin kirden grileşmiş tüylerini okşarken yeşil gözlere baktı. "Hödük abimin kediden bahsettiğine emin misin?"

Alin'in alaylı ses tonuna karşın İpar alakasız şekilde onun, abisine hödük dediği için dağıldığını düşündü fakat Emir bazen ona karşı hödüklük yapıyordu. İpar bakışlarını Alin'in gözlerine kaldırdığında birkaç saniye duraksayarak karşısındaki genç kadının dediğini düşündü.

Emir kediden bahsetmemişti...

"Değilim." dedi ve sütü içmeyi bırakan kediyle süt kasesini yere bırakarak derin nefes aldı. "Abine hödük dedim diye de pişman değilim."

Alin aylardan sonra kıkırdarken karşısındaki kadının abisine olan hislerinin farkına varmamayı tercih etmişti. Yavru kedinin tüylerini okşarken, "Neşe getirdin bize." diye fısıldadı.

Araba sesi açık bahçe kapısından bahçeye yayılırken Alin, abisinin geldiğini bilerek kapıya bakarken İpar'ın bakışları yavru kedinin üstündeydi, kedinin yeşil gözlerini kısarak kendisine bakmasına tebessüm ediyordu.

Emir elinde poşetlerle bahçeye girerken İpar'da gelen seslerle başını bahçe kapısına çevirmişti, yeşil ve maviler birbirine karıştığında Emir yavaşlayan adımlarını durdurmadan ilerlemeye devam etti, İpar da bakışlarını kediye geri çevirdi. Kalkıp eve gitse, ayıp olurdu ama Emir'in ne demek istediğini daha çözememişken yanlarında durmak da istemiyordu.

"Alin, bu bıdiği yıkayacağız. Yarın da aşı için götüreceğim, yıkanmaması gerekiyormuş ama tüyleri grileşmiş lan." derken elindeki poşetleri masanın üstüne bıraktı Emir ve İpar'a bir baş selamı vererek yavru kediyi kucağına aldı.

KALP YANGISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin