elli beş

28.8K 1.1K 122
                                    

(Salı günü)

"Rolü aldığıma inanamıyorum." Nina bir heyecanla gelip Giselle'in yanına oturdu. "Bethany bile bunu başaramadı."

"Bunun için Bay Ralph'ın altına yattığını hepimiz biliyoruz, Nina." Giselle güldü, Nina ise Abby'nin sözleri karşısında teslim olurmuş gibi ellerini kaldırdı. "Aslında fena adam değil."

Sandalyemde ileri geri sallanırken derin bir enfes verdim ve Abby'ye baktım. "On iki yaş büyük olması dışında."

Abby kaşlarını kaldırdı. "Hayret, bizimle konuştun. Yakında seni de bir yabancıymışsın gibi araştırarak tanıyacağım."

"Seth hakkında bir şeyler söylememek için konuşmalarımıza katılmıyorsun. Anlamıyorum, biz arkadaş değil miyiz?" Giselle birkaç gündür ağzında büyüyen baklayı çıkardığında rahatlamış gibiydi. Fakat bakışları omzumun üzerinden arkaya kaydığında durgunlaştı. "Ah, şimdi anladım."

"Neyi?" diye sorduğumda bakışlarını oynatma. Diğer üçümüz de hangi çocuğa takılı kaldığını anlamak için başımızı çevirdik fakat takılıp kaldığı Seth idi. Bir de koluna girmiş, vücudunu onunkinden ayırmayan bir kız vardı.

"Çıkmadığınız hakkında doğruyu söylemişsin." dedi Abby, şaşkınlıkla. "Sıkı arkadaş haline gelmiş olmalısınız."

"Bu kız kim o zaman?" Nina şaşkındı. "Sevgilisi mi yoksa?"

"Ben bu kızı hatırlıyor gibiyim." diye mırıldandı Abby, gözlerini kısarak daha dikkatli baktı. "Bir kez Seth'e mesaj attığını görmüştüm. İsmi Casey olmalı. Şey... Siz sormadan söyleyeyim, mesajı gördüğümden haberi hiçbir zaman olmadı. Sevgilisi var mı diye telefonunu karıştırdığım zamanlardaydı merakım."

"Neyiymiş peki?"

"Hiçbir şeyi. Sadece kız, Seth'in onu takmadığını söylemişti. Diğer mesajlar durmuyordu. Sanırım eski kırıklarından ya da hoşlantısına cevap alamayanlardan. Kızı araştırdığımda sadece seks videolarını falan buldum, hiçbirinde Seth yoktu. Geneli yaşlı adamlardı."

"Iy, iğrenç."

Bakışlarımı kızın gülüşünden alamıyordum. Seth, tüm her şeye karşın her zamanki ifadesizliğine sahipti. Kızı diğerlerine tanıştırıyordu, herkes en az benim kadar inanamıyordu. Ama benim onlardan farkım vardı: Kalbim sıkışıyormuş gibiydi.

İçimdeki ses o kadar yüksek bir şekilde, dün bahsettiği kızın bu olmasından yanaydı ki iyi seçenekler ortadan kalmıştı.

Neden sevgilisiymiş gibi davranıyordu? Neden kendinden uzaklaştırmıyordu? Ve ben neden sandalyeyi fırlatırcasına geriye savurmuş, dikkatleri üzerime toplamış bir şekilde oradan uzaklaşıyordum?

Bir öfke, içi yiyen bir öfke vardı. Kandırılmışlık, ihanet, kırıklık?

Okul bitmeden kendimi evimde bulmuştum. Nereye gittiğimi soranlara cevabım olmamıştı, kulaklarım uğulduyordu ve onlar konuştukça çıldırırmış gibi oluyordum. Kendimi soğuk suyun altına attığımı ve oradan odama sürüne sürüne geçip giyindiğimi zar zor hatırlıyordum.

Düşünecek çok şey vardı fakat kendi kendime kurmak yerine Seth'e mesaj atmayı seçtim, düzgün düşünecek zamanı bulduğumda.

Laura Ray: NE HALTLAR DÖNDÜĞÜNÜ AÇIKLIYORSUN (15.11)

Seth Duncan: ? (15.12)

Laura Ray: O bir açıklama değil. (15.12)

Seth Duncan: kim olduğunu sordum orada (15.12)

Laura Ray: Kim olduğumu mu sordun:D (15.13)

Seth Duncan: hatırladım (15.13)

sen bizimle tatile gelen kızsın (15.13)

Laura Ray: Hiç komik değilsin. (15.13)

Seth Duncan: beni rahatsız etmesen (15.13)

işim var (15.13)

Laura Ray: Sana söylediklerimi ne çabuk unuttun. Ciddiydim. (15.14)

Seth Duncan: kafayı falan mı yedin? (15.14)

seninle ilk defa konuşuyoruz (15.14)

sevgilim oldu diye kendine yediremeyip ayırmak için mesaj atan gruba mı katıldın (15.14)

Laura Ray: Seth, iyi misin sen?

(Mesaj iletilmedi)

Kız seni tehdit mi ediyor?

(Mesaj iletilmedi)

Vay canına, engellendim.

(Mesaj iletilmedi)

ben y, sevgilin • textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin