kırk bir

32.5K 1.1K 131
                                    

(Pazartesi günü)

Y: günaydın (09.08)

sırtım hala fena ağrıyor (09.08)

Laura Ray: İyi. (09.15)

Y: dünkü mesajlarımı okumamışsın bile

ama şu an cevap verdiğin için daha az ağrıyor (09.15)

Laura Ray: İyi. (09.16)

Y: şu an hiç ağrımıyor (09.16)

ve tişörtüm senin gibi kokuyor (09.16)

ne kadar güzel koktuğunu daha önce söylememiştim (09.16)

Görüldü

hangisini istersin, bence sarılar güzel (09

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

hangisini istersin, bence sarılar güzel (09.20)

Laura Ray: Dersleri kaçırıyorsun, gel ve dersine gir. (09.21)

Y: turuncu nasıl? (09.21)

en iyisi pembeyi alayım (09.21)

Görüldü

Telefonumu elimde çevirirken, diğer elimi yanağıma yaslamış ve dışarıyı izlemeye başlamıştım. Arkamda oturan Jake bana defterinin kenarından koparttığı kağıtları küçük toplar haline getirip atıyordu, dikkatimi çekmeye çalışıyordu.

'seni seviyorum.'

Acaba ne zaman aklımdan çıkacaktı?

Ders kapının çalmasıyla bölündüğünde arkama yaslanarak kollarımı kavuşturdum. Bir çocuk öğretmene çiçek siparişini sahibine ulaştırması gerektiğini söylediğinde, sandalyeden yere doğru kaymama izin verdim. Sınıfta bir sessizlik vardı, herkes en az diğerleri kadar şaşkın olan öğretmenin çiçek üzerindeki ismi okumasını bekliyordu.

"Laura Ray." Topuklu ayakkabılarını zemine bastıra bastıra yürüyen kadın çiçekleri önüme atarcasına koydu. "Bir daha dersimin bu şekilde bölünmesine göz yummam."

Yanımda oturan Giselle arkaya dönerek Jake'e benim yerime teşekkür etti. Jake sedini çıkarmadı fakat o da ben de biliyorduk ki çiçekler kendisinden değildi.

Zil çaldığında çantamı aldım, çiçekleri orada bırakarak yürümeye başladım. Giselle arkamdan koşarak çiçekleri bana uzattı. "Onları bilerek bıraktım, unutmadım. Neden getiriyorsun ki?"

"Ama çok güzeller. Kimden olduklarını hiç merak etmiyor musun?" diye sordu, gözlerini kocaman açarak. "Yoksa biliyor musun?"

Susması için çiçekleri aldım ve derse girmeyeceğimi söyleyerek bahçeye koşturdum. Derin bir nefes alabildiğimde kendimi ağaçların kenarlarındaki oturaklardan birine attım. Ellerimde tutuğum çiçeğe sıkıntıyla bakarak yanıma koydum ve dirseklerimi dizlerime, yanaklarımı ise ellerime yasladım.

Gözlerim karşımda duran oturağa takıldığında Seth ile Bennet'ı gördüm. Seth, arkasına yaslanmış ve kollarını göğsünde buluşturmuştu. Yüz hatları olması gerekenden daha sert bakıyordu etrafa. Ona dönmüş, bir şeyler anlatan Bennet'ın dudağındaki yara iyileşmek üzereydi. Bennet en sonunda ofladı ve Seth gibi sırtını oturakların ortasında, oturaklara birleşik olan masaya yasladı. O sırada gözleri bana takıldı, ben ise gözlerimi kaçırdım.

Bana seslendiğinde duymamış gibi yaptım, sonra soru sormayı tercih etti: "Çiçekler Jake'ten mi?"

Yanağımdaki ellerim enseme gitti, başımı olumsuz anlamda salladım. Eve gitmeye o an karar verdim, ayağa kalktım. Yürümeye başlayacağım sırada arkamdan seslendi: "Çiçekleri unuttun."

Duraksayarak tahtanın üzerinde duran çiçeklere baktım bir süre, ardından da onlara doğru ilerleyip elime aldım. "Bunlara ihtiyacım yok. Aranızda takıldığı biri olan var mı? Onlara verirsiniz belki."

Seth omuz silkti, sol eliyle çıkmaya başlayan sakallarını sıvazladığında bileğine taktığı lacivert renklerdeki iplerin onda ne kadar hoş durduğunu düşünmeye başladım. Düşüncemin saçmalığına karşın başımı iki yana salladım. "Biz iki sapız, bizden bir şey çıkmaz."

Bennet gülerek elini Seth'in omzuna koydu. Vücudunun sert, büyük yapısına rağmen gülüşü tatlıydı. "Kesinlikle."

Omuz silktim. "Siz bilirsiniz."

-

Y: çiçekleri beğenmemişsin galiba (17.59)

sınıfta bırakıp gitmişsin (18.00)

sarıları almam gerektiğini biliyordum (18.00)

görüp cevap vermeyecek misin gerçekten (18.02)

neyse, sorun değil. okuyor olduğunu bilmek bile güzel (18.05)

Laura Ray: Niye odamda böyle bir şey var? (18.10)

Y: demeti çöpe atarsın diye düşündüm (18

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Y: demeti çöpe atarsın diye düşündüm (18.11)

Laura Ray: Şimdi ikisini de atacağım. (18.12)

Y: atarsan kalbim kırılır (18.12)

Laura Ray: Kalbinin katili olmamış mıydım ben? (18.12)

Y: şey (18.12)

galiba (18.13)

seni her gördüğümde yeniden canlanıyor (18.13)

Laura Ray: Öyle kolaydı zaten. (18.14)

Y: ben de inanmazdım ama doktor sen olunca öyle kolaymış işte (18.14)

ya ben (18.14)

seni öpmek istiyorum (18.14)

bunun tedavisi var mı (18.15)

Laura Ray: Sapıksın işte sapık. (18.17)

Y: sen buna sapık diyorsan (18.17)

diğer isteklerimi duymamışsın (18.18)

Laura Ray: Beni böyle korkutamazsın. (18.19)

Y: emin misin? (18.20)

deneyelim o zaman (18.20)

ben y, sevgilin • textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin