kırk sekiz

35.7K 1.2K 328
                                    

(Cumartesi gecesi)

Gecenin tüm gözü üzerimdeydi, yatağın örtüsünü kavrayan parmaklarım yumuşaklığı parmak boğumlarında hissediyordu. Onu beklerken gözlerimin yavaşça kapanmasına engel olamıyordum, belki de aramızda geçen konuşma öylesineydi ama nedense dakikalardır onu bekler buldum kendimi. Hatta dakikalar yıllara bedel gibi canımı yakıyordu.

Kulaklıklarımın sesini biraz daha açtım, omuz silkerek gözlerimi kapattım.

Küçük bir hava esintisinin odada dolaşmasıyla vanilya kokusu burnuma geldi. Arkamı döneceğim sırada gözümü açtığım gibi yatağa yaslanmış eli gördüm, başımı çevirdim ve onunla yüz yüze geldim. Nefesimi vererek güldüğümde dudaklarını yanaklarımın üzerinde hissettim. Bu heyecanlanmamı sağladı, aynı zamanda gülüşümü de durdurdu. Zaten yakınlığı beni nefessiz bırakıyordu, direnen havayı da gülerek harcayamazdım.

Sol elinin parmakları göğsümden boynuma doğru çıktı ve tenime değen kulaklıkları tutup çekti. Ses fazla açık olduğu için şarkı duyuluyordu. Onunla ne zaman yakınlaşsam, müziklerimin de yanımda olmasını seviyordum.

Elimi saçlarının arasına geçirerek onu yana doğru ittirdim ve bacaklarımı açarak üzerine çıktım, ardından sıcak dudaklarını öpmeye başladım. Bu sefer mandevilla bahçesindeymişim gibiydi.  Bir elimin parmakları göğsüne doğru indi, iki yandan da üzerine düşen saçlarım yüzünü iyice görünmez kılıyordu fakat bu ikimizi de durdurmaya yetmiyordu.

Elleri bacaklarımla buluştu, beni kendine daha çok bastırdı. Bu sefer uzun kollu tişörtünün ucuna doğru indim, hazırlıksız bir şekilde onu geriye yatırdığım için teninin bir kısmı açıkta kalmıştı. Geriye kalanını da ben açtım ve dudaklarını yalnız bırakarak vücudumu aşağı doğru indirdim. Nefesim erkekliğine çarptığında burnum pantolonunun düğmelerinin üzerinde dolaşıyordu. Parmaklarım düğmesine gittiğinde tırnaklarımın tenini çizmesine izin verdim. Boğuk nefesiyle birlikte inleyişi ellerimi parmaklarımın üzerine koymasıyla son buldu.

Ona baktım, başımı hafifçe sağa doğru eğerek beni gerçekten durduracak mı diye ölçtüm. Elleri hala ellerimin üzerindeyken doğruldu, yüz yüze geldik. Dışarıdan gelen ışıkla ona biraz daha odaklansam kim olduğunu çözebilirmişim gibime geliyordu ama onun yerine bakışlarımı indirdim.

"Hep durduruyorsun." diye mırıldandım, sesimde hareketli bir tını vardı. "Erkek olan hangimiz anlamaya çalışıyorum."

Dudağımı ısırdığında yoğun bakışlarının orada olduğunu biliyordum. Şu an ona dokunmayı her şeyden çok istiyordum, nefesimi zar zor kontrol ediyordum ve sesimi kısık tutmak için özen gösteriyordum. "Bana yardımcı olmak ister misin?"

Vazgeçemeyeceği bir teklifi az önce almış gibi omuzlarını indirdiğini gördüm, parmaklarının tutuşu gevşediğinde pantolonunun düğmelerini açtım. Hafifçe gülerek geri çekildim ve aşağı doğru eğildim. Ona dokunduğum ilk anda gerildiğini hissetmiştim fakat sertleşmiş erkekliğine dudaklarım değdiğinde vücudu gevşedi, onun yerine nefesi kendini kaybetmişcesine hızlandı. Kalbimin göğsümü su altında bırakarak boğduğunu hissediyordum ama onu ağzıma aldığımda dudaklarından çıkan ses benim için farklı bir nefesti.

Hareketlerim yavaştı, tenimde gezinen her bir saniyenin tadını çıkarmak için çırpınan bedenim bu durumdan hoşnuttu fakat onun için aynısı söylenemezdi, parmakları örtüyü yumrularının arasına sıkıştırmıştı ve un ufak etmeye çalışırmışçasına sıkıyordu. Gelmek üzere olduğunun sinyallerini vermeden önce ellerini saçımın arasından geçirerek başımı tuttu ve kendinden çekerek kaldırdı.

Gözleri, ıssız ışığın derinlerinde parlıyordu ve dudaklarının arasından dökülen erkeksi sesi kalbimin çığlıklar atmasına sebep oluyordu. Hiç görmediğim bu adam, yanımda durduğu her saniye beni baştan çıkarıyordu ve daha fazlasını istediğim anlarda hep gidiyordu.

ben y, sevgilin • textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin