on dokuz

37.6K 1.3K 139
                                    

Vücudumu bornozun içine sararak odama çıktım. Heyecandan elim ayağım titrer haldeydi. Bu yüzden siyah bandı bulmam uzun sürmüştü. Koşturarak aşağı inerken ayaklarım ıslak olduğu için düşme tehlikesiyle baş başa geldim fakat heyecanım beni ayakta tutuyordu. Banyoya girmeden önce kapıyı araladım. Buralarda pek fazla kişi olmazdı, ailem şehir dışındaydı. O yüzden gelen bir tek o olacaktı.

Perdeleri kapadım. Odamdan getirdiğim hoparlörden sakin bir şarkı açtım. Karanlıkta tek bir mum yaktım. Suyu köpürttüm, içerisine girdim ve göz bandını küvetin kenarına astım.

Ellerimi köpüklerin arasından geçirerek onlarla oynadım, bir yandan da dudaklarımı ısırmaktan kendimi alamıyordum. Ayak seslerinden evde dolaşan biri olduğunu fark ettim. Başımı kapının diğer tarafına çevirerek dizlerimi kendime çektim ve yanağımı dizlerime yasladım. Kapıyı açtığında gelen ışıkla ona bakabilir ve yüzünü görmüş olurdum fakat güvenini zedelemiş olma düşüncesi hoşuma gitmiyordu.

Kapıyı kapadığında başımı kaldırdım ve en köşede, karanlıkta beklediğini gördüm. Siyah bantla gözlerimi örttüm, bunu yaptığım anda hareketlendiğini hissettim. Küvetin yanına eğildiğini anladım, başımı o yana çevirdim.

Dudaklarım büküldü. "Gelmeyecek misin?"

Bana doğru uzandı, kollarını küvetin iki yanına koydu ve dusaklarını dudaklarıma bastırdı. Kollarımı boynuna doladım. Dudakları meyve bahçesindeymişim gibi hissettiriyordu. Vücudum için onu öpmek yumuşak bir histi, sanki kadifenin üzerinde yuvarlanıyordum. Onu kendime doğru çekmeye çalıştım fakat o, dudaklarımda ayrıldı. Geriye doğru hareketlendiğinde ellerim göğsüne düştü, elimin altındaki bedeni kaslı ve büyüktü. Görmesem bile ellerimin oradayken dağdaki bir ağaçtan farksız olmadığına emindim.

Parmaklarım, ince tişörtünün üzerinden kaslarını keşfetmeye başladığında nefesini kesik kesik almaya başladığını duydum. Parçalanmış nefeslerinin tenime çarpması hoşuma gidiyordu.

Başım küvete yaslanana kadar geri itti beni. Ellerim hala karın kaslarını gezerken dudaklarını kulağımın hemen altına dokundurdu. Titrediğimi hissettim, su da bunu hissetmiş olmalı ki dalgalandı.

Parmaklarım omuzlarına çıktı, o ise tenimi emerek göğüslerimin bir iki santim yukarısında durdu. Dudakları sadece tenime değiyor, hareket etmiyordu ve nefesi tüm bedenimi alabora ediyordu. Göğüs uçlarımın belirginleştiğini hissediyordum. Kalçam benden istemsizce kıpırdandı, onu ensesinden kendime doğru çekmek istedim fakat gelmedi. Vücudum onu içerisinde o kadar çok istemeye başlamıştı ki tırnaklarımı tenine geçirerek olağanca gücümle onu çekmeye çalıştığımı son anda fark etmiştim.

Parmaklarım yavaşça suyun içerisine girdiğinde burnu, burnuma çarptı. O an, yazdığı mesaj aklıma geldi: 'Seni izlemek istiyorum.'

Dudağımı ısırdım, geri çekilmedi. Başımı aşağı eğdiğini, parmaklarımı izlediğini hissediyordum. Köprücük kemiklerimden başlayarak parmak uçlarımı aşağı doğru indirdim. Sızlayan kadınlığım onu istiyordu, bunu düşünerek klitorisimi buldum. Başımı geriye attım, parmağımın bir darbesiyle sırtım dikleştiğinde boynum dudaklarına çarptı ve inledim.

Küveti sıkan kollarının titriyor olduğunu anlayabiliyordum ve bu beni daha çok inlemeye, onun deliye dönmüş nefesleri arasında sarhoş olmaya itiyordu. Doruğa ulaştığımı hissettiğimde kendimi bıraktım, iniltilerim tek bir mumun aydınlatmakta olduğu banyoyu geziyordu.

Geriye çekildiğini fark ettim, nefesleri daha derindi ve sanki kendini sakinleştirmeye çalışıyor gibiydi. Ben ise sarhoş olmuş gibiydim, boynumdaki sızılar bile mutluluk veriyordu.

Bir süre sonra elimi tuttuğunu hissettim, beni yukarı doğru çekerek bornozu üstüme bıraktığında giyindim fakat ilk adımımda yalpalayacağım belliydi. Belki bu sebeple, belki de onu sımsıkı tutuyor olduğumdan, beni kucağına aldı.

Yanağım göğsüne değdi, bedeni alev alev yanıyordu. Nedensizce kıkırdadım ve parmağımla tişörtüyle oynamaya başladım. Odama gitmek uzun sürmüş sayılırdı ama beni yatağıma yatırdığını örtülerimin dokusundan anladım. Tişörtünü sıkıca tuttum ve gitmesine izin vermedim.

"İşin yoksa burada kalır mısın?"

Tereddütte kaldı, bu beni üzmüştü. Ardından, kollarımdan destek alarak üzerimden diğer yana geçti ve uzandı. Gülümsedim ve ona sokuldum. Başımı yine göğsüne yasladım. Eli saçlarımın arasında gezinirken siyah bandı yavaşça çıkardı.

Kalbim gümbür gümbürdü.

Ama rahat uyumam için yaptığını biliyordum, onu görmem için değildi. Öyle olsaydı bana söylerdi.

Gözlerimi daha sıktım sol kolumla ona sarıldım, vanilya kokusunu içime çektim.

(Pazartesi günü)

Y: güüüünaydınnn (09.43)

Laura Ray: Günaydın. (09.44)

Y: neden huzursuz görünüyorsun (09.44)

Laura Ray: Sabah geç kalktım ve fular bulamadım. (09.46)

Bu sebeple boğazlı kazak giydim. (09.46)

Herkese hastayım, üşüyorum demek zorunda kaldım. (09.46)

Ayrıca saçlarımı düzleştirmiştim, terliyorum. Kıvırcıklaşacaklar. (09.46)

Ve sıcaktan öleceğim. (09.46)

Y: saçların doğal haliyle mükemmel, Laura (09.47)

yarım saat sonra üçüncü kattaki kızlar tuvaletine git (09.49)

ama tam yarım saat sonra (09.49)

Laura Ray: ?

Y: bana güven (09.50)

-

Laura Ray: Paketi aldım. (10.25)

Tişört ve fular için teşekkür ederim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tişört ve fular için teşekkür ederim. (10.25)

Y: önemli değil (10.26)

o kadar da kötü gözükmüyor (10.26)

ensemdeki tırnak izlerine bakılırsa (10.27)

ben y, sevgilin • textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin