elli bir

31K 1.2K 401
                                    

(Perşembe günü)

Seth Duncan: La La La Lauraaa (13.47)

heyy (13.47)

şaşkın mısın hala (13.47)

yoksa küs müyüz neyiz (13.47)

neyiz harbiden (13.47)

sevgili olsak mı, ne dersin? (13.48)

Ders başlamışken ben dışarıda oturuyordum, içimde hiçbir yere sığdıramadığım bir heyecan vardı ve Seth'in mesajı da bunun kalbime doğru yol almasını sağlamıştı.

Derse girmek için hareketleneceğim sırada Seth'i ve Bennet'ı, bahçeye inen merdivenlerde gördüm ve kendimi birden masanın altına bıraktım. Bu esnada acıdan bağırmamak için dişlerimi birbirine bastırdım. Elimde sıktığım telefon titredi.

Seth Duncan: masanın altındaki sen misin aajağşdüwlsidmdwş (14.54)

Laura Ray: Çaktırma. Senden saklanıyorum. (14.54)

Dudaklarımı birbirine bastırarak rezilliğimin yanağıma kırmızı bir şekilde hücum etmesini göz ardı ettim. O sırada Seth ile Bennet'ın karşılıklı olarak saklandığım masaya oturduklarını gördüm.

Seth'in ayağı koluma çarptı, aşağı eğilerek şaşırmış gibi baktı. "Aa, Laura? Burada ne arıyorsun?"

Kalmama yardım etmek için uzandığı eli ittirerek kendi çabamla masanın altından ayrıldım. "Gerçekten de çaktırmadın, tebrikler."

Güldüğünde sesi yüzümü okşadı, kalbimin kuşların arkasına takıldığını hissettim. Yeşil gözleri, kahkahasının ardından gözlerime değiyordu ve ondan bakışlarımı almak imkansıza kafa tutmaya eş değer hale geliyordu.

Beni birden kolunun altına almadan önce yanağımı öptü. "Ne tatlı bir şeysin sen be!"

İki elim de havadayken sağ elimle sırtını dürttüm. "Boğulma tehlikem yüzde doksan dokuz."

Bennet'ın sesini duydum. "Sakin ol, Seth. Etraftakiler seni böyle görmeye alışık değil, bırak Laura'yı."

Kolunu gevşettiğinde altından çıktım ve birbirine karışmış saçlarımı düzeltmeye çalıştım. Bennet'a bakmadan telefonumu gösterdi. "Mesajıma cevabı alamadım..."

"Hangi mesaj?" diye sorarken sesimin titrememesi için kendimi zorladım.

"Sevgili olalım." diyerek elini uzattığında ağzım açık bir şekilde ona baktım.

"Ne yapacağım elini? Sıkmam mı gerekiyor?"

Bennet kahkaha attı. Seth ise yandan güldü ve avucunu açtı. "Elimi tutman gerekiyor, Laura."

Dudaklarımı birbirine bastırarak başımı hafifçe sola çevirdim. "Şimdi hatırladım ki benim derse girmem lazım. Sonra görüşürüz."

Hızla ayağa kalktım ve yarım yamalak bir şekilde el sallayarak bahçedeki tek tük insanaların şaşkın bakışları altında içeri girdim. Girene kadar bir yere takılarak düşmediğime sevinmiştim fakat kalbim çoktan geride kalmıştı.

-

Carl Summers: Tatil grubunu silmediğinize göre (15.32)

İkinize de mesaj atmak yerine buradan yazabilirim (15.32)

Şimdi bu dedikodu doğru mu (15.32)

Acil cevap lazım merak ettim (15.32)

Felix Russel: Ne dedikodusu? (15.33)

Carl Summers: Laura ve Seth (15.33)

Felix Russel: Ne olmuş onlara? (15.33)

Carl Summers: Sence (15.33)

Felix: yuh amına koyayım (15.34)

Adama bak be (15.34)

Gay değilim dedi (15.34)

Anında sevgili yaptı (15.34)

Giselle Sanders: Ne demek sevgililer? Yalan haber. Öyle olsaydı ben bilirdim. (15.35)

Abby Tander: Laura ve Jake'tir o. Seth kimseye bakmaz. (15.35)

Carl Summers: Alınma ama Seth sana bakmazmış demek ki (15.35)

Laura ile fotoğrafları var bugünden (15.35)

Carl Summers, Sam Fleming tarafından gruptan atıldı

Sam Fleming: Grubu kapıyorum. Ya isteğinizle çıkarsınız ya da atarım. (15.36)

ben y, sevgilin • textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin