{Trick or Treat} -1-

85 14 11
                                    

~ЅᎾℕ~

Her sonun bir başlangıç olduğunu söylerler. Ama bu bir başlangıç olsada hala birileri için bir son olacak demek değil mi?

Önümdeki sonu görünmeyen uçurumdan aşağı baktım. Eskiden bir dere manzarasına sahip olan bu ıssız yer artık kurumuş dallar ve sivri uçlu kayalar ile kaplıydı. Geçen bir esinti etraftaki toz ve kurumuş çiçek yapraklarıyla beraber cadı kostümümün saçma bir parçası olan şapkamı uçurdu. Benim yüzümden. Alice'in dediği gibi çenemin altına bağlamış olsaydım uçmazdı... Artık şapkam yoktu, gitmişti. Benim yüzümden gitti. Ama artık yoktu, o yüzden düşünmeye gerekte yoktu...

O zaman neden hala gözlerim doluyordu? Neden yok olanlar yok olduklarıyla kalmıyorlardı ki! Ölmek ne onların kurtuluşu nede kaçış yöntemi. Ansız ölüm sadece geride kalanlar için bir ceza, ızdıraptan başka bir şey değil.
Benden bu kadar nefret etmeleri için ne yapmıştım ki? Uçurumun dibi her adımımda daha da belirginleşiyordu.

Doğmuş olman yetmez mi?

İşte yine o ses... Islanmış yanaklarım yüzünden yüzüme yapışmış olan saçlarımı çektim ve yanaklarımı sildim. Alice hep derdi.

"Kendi düşmanın sensin. Kimse senden nefret etmiyor."



Alice...

Artık düşünmeye gerek yoktu çünkü artık Alice yoktu, kardeşim yoktu, ailem yoktu, önemsediğim bir varlık yoktu, nedenim yoktu, cevaplarını merak ettiğim sorularım yoktu, uymak istediğim bir sistem yoktu, çalışıp yaşayabilmek için para kazanmama gerek yoktu, bir hayatım yoktu, bir geleceğim yoktu...

Yanlızlık nedir bilirmisiniz? Nefes alıp almadığını bilen bir varlığın bile olmaması, nefes alıp almadığını önemseyen bir varlığın olmaması. Alice'in gidişi ardından boşanan ailemin beni yetimhaneye bırakması. Üzgün değilim... Olmam mı gerekiyor? Özür dilmem mi gerekiyor?

İşte uçurumun ucu, bak işte bir son. Kimse üzgün değil, o zaman bu da bir mutlu son değil mi? Değil mi? Bir adım, sadece bir adım ve hoşça kal...

"En parklar yıldızlarda ağlar, sönük olanlarda..."

Yanaklarımdan akan yaşları silme gereği duymadan gülümsedim.

"Ama hala yanmaya devam ederler... Biri için değil, zorunda oldukları için değil, varlığını duyurmak için değil, kimi zaman istedikleri için bile değil... Ellerinden gelenin en iyisi bu olduğu için. "

Kollarımı iki yanıma açarak gökyüzüne baktım. Adımımı ayağımın altındaki boşluğa attım.

"Devam etmek için, Gökyüzündeki onca ışığın içinde kaybolmuş olsalarda... Onları fark eden bir kişinin olması bile yetmez mi? O kişiyi fark etmedikleri için onlarda etraflarındaki ışıklar yüzünden kör değiller mi?

Eteğim rüzgarda dalgalanırken giydiğim diz üstü çoraplarımın açıkta bıraktığı tenime ulaşarak ürpertti. Alice...

"Gerçekten yanlız mısın?"

"GHAA!!" aniden esen sert rüzgar beni uçurumun kıyısından geri fırlattı. Bir rüzgar nasıl bu kadar güçlü olabilirki?

~Şaka yada Şeker~ // ~Trick or Treat~Where stories live. Discover now